Ben Yıldız Dağı´nda Ahlatım

Ben Yıldız Dağı´nda Ahlatım

Aynanın ödünç aldığı güzelliğin,sere serpe bir şiir gibi ahlat ağacının bedenini sarması gibi. Bulutlardan saçlarını sarkıtan ay sultanın, yağmur sukuneti ile birlikte gelip gönle taht kurması gibi. Yağmura meftun geceler ile birlikte, zarafetin esrik yü

Ben Yıldız Dağı´nda yalnız bir ahlatım?

Bahara doğru açılır tomurcuklarım. Bahara doğru salınırım tepenin en tenha yerinde. Yalnız bir ahlatım dağın doruğunda. Kış yaz, aynı serçelerle söyleşip dururum. Aynı serçeler, şakımalarını kondururlar bağrıma.

Aşka tutsak bir bedenden arakladığım, gözü yaşlı zamanları anımsamadan, şerha şerha paralanan kovukçuklarımda söylenir adım.

 Ben Yıldız Dağı´nda Yalnız Bir Ahlatım

Temmuz´un en nadide, gecenin ise en ulvi vaktinde. El ayak çekilip de gökten ay seyri suluk edince dört bir yana. Olmaz denileni olduran bir endam ile, dolunayın gelip yüreğin tam orta yerine oturması gibi. Çayır kuşlarının ötüşleri eşliğinde? Ateş böceklerinin yanıp sönen ışıkları ile? Ay Sultanın etrafını çeviren haleler ile birlikte, aynanın ödünç aldığı güzelliğin, sorup soruşturmadan usulcana inivermesi gönlün en dip labirentlerine doğru?

 

Ben Yıldız Dağı´nda Yalnız Bir Ahlatım

Yıllara, yıllara yayılan hatıralar ormanının, nice giz sarayını içinde barındıra barındıra, apansız seyrü suluk etmesi gibi? Asude bir yan, nazenin bir tebessüm, hükmün hükmünü hiçe vardıran bir sükunet ile, ben yıldız dağında yalnız bir ahlatım?

 Ben Yıldız Dağı´nda Yalnız Bir Ahlatım

Ay Sultanın içime doğdurduğu huzur ve hüzün ile birlikte, dağın hemen kenarcığında sukunete bezenmiş bir ahlat ağacıyım.Temmuzda içimi ıstan dolunayın, olmazları olduran endamını dallarım arasında saklaya saklaya, yılları deviren asude bir ahlat ağacıyım?

Kayaların içinde açmış mor menekşelerle daha söyleşmesen, ötelerde çok ötelerdeki baharlara daha söylemeden, nedensiz ve niçinsiz bir endam ile ay sultanın boyası ile boyanan bedenim ile bakarım açık göklere?

 Ben Yıldız Dağı´nda Yalnız Bir Ahlatım

Bin yıldız kondurduğum sırlarla birlikte, yağmur yağınca akasyaların ıslanmasına aldırmadan, ilanı aşk eden dil balıkları ile, baharı içimden dışıma salan tebessüm ile yalnız bir ahlatım Yıldız´ın bağrında?

 Ben Yıldız Dağı´nda Yalnız Bir Ahlatım

Anlamaz kimse, derdimin dermanının bende saklı olduğunu? Anlamaz kimse, ne için bedenimde göz göz yaraların açıldığını? Ben yalnız bir serçe gibi, tutunacak bir dal ararım. Ben yalnızlığı her daim heybesinde taşıyan yalnız bir ahlatım. Dağın en tenha yerinde, filizlerimle güneşi selamlarım.

 Ben Yıldız Dağı´nda yalnız bir ahlatım?

Geceden örülmüş şiirler kadar mağrur, tan vakti öten bülbüller gibi nazlıyım? Ben yalnız bir ahlatım? Yalnızlığının su aldığına aldırmadan, gururdan örülü keşanelere sığınan yalnız bir ahlatım?  

 Ben Yıldız Dağı´nda yalnız bir ahlatım?

Göğe sunduğum taptaze resimlerden, hayaller kursam da, bulutlara erişmeyen yanlarım var benim. Ancak bahara kök salar umutlarım? Ancak tomur tomur tomurcuklanır bedenim baharda. Ben Yıldız Dağında yalnız bir ahlatım.. Yalnız bir şiir kadar üşüyor, yalnız bir kartal gibi divaneyim?Ben Yıldız Dağı´nda yalnız bir ahlatım?

 Ben Yıldız Dağı´nda yalnız bir ahlatım?

 Uzak dururum pınarların başına. Uzaktır zaten hayalim ötelere. Kök salsamda yüzyılların bereketine, içimin sancılarından bir türlü sıyrılamam. Bedenimde dolaşan kurtçuklara aldırmadan, uzak bozkırlardaki başak denizlerinden sıyrılarak, nazenin bir hayale odaklanır yüreğim.

 Ben Yıldız Dağı´nda yalnız bir ahlatım?

Yalnızlık kadar koca bir hayal biriktiriyorum heybemde?Koca bir sevdaya ram olan seyyahlardan araklıyorum iyilik muştularını?Bulutlardan aldığım seyir günlüklerine daha bir göz atmadan, heybemdeki anılarla söyleşen yalnız bir ahlatım? Anadolu´nun en narin doruğunda, yanı başıma dökülen kekremsi anlardan arakladığım günleri yarınlara saklayan yalnız bir ahlatım?

                                                       Osman ÇELİK

 



Anahtar Kelimeler: Yıldız Dağı Ahlatım
Hasan
4.07.2016 16:39:16
Çok güzel bir yazı Osman Abi.Teşekkür ederim bu yazı ziyafeti için. Artık GİRESUN A gelince bura ile ilgilide yazılar yazarsın canım abim.

ALBINA kabarda
4.07.2016 16:44:54
Editor Osman Bey.Dağ yazıyı okudum.Çok sevdim Dag Yıldızı.Ağustos zamanı o dagi görmeye çok isterim.

BERNA
4.07.2016 16:54:32
Yazı,Senin işin Osman.Senin yazıların okuynca insan rahatlıyor.Tebrik ediyorum.Ben yazamam böyle.kutlarım.

Salih ÖNGÜL
5.07.2016 15:38:45
Osman Hocam Selamlar; Beni hatırlamazsın buyuk ihtimal. 2001 yılında ZARA ŞEREFİYE´ye Vekil İmam olarak gelmiştim. KASIM AYIYDI havalar soğuktu. Kalacak yerim yoktu. Şerefiye Minibüsünden inince küçük bir bakkala girmiştim. Kalacak yer sormuştum. Bakkal dedi otel filan yok ama Osman HOCA diye biri var bekar o herkesi misafir eder demişti. O arada sen geliyordun yoldan. Senin ile tanıştırmıştı Bakkal Şükrü Amca. Sen buyur etmiştin beni. Caminin karşısında 2.katta kalıyordun. Soba yanıyordu. Odan kitap doluydu. Duvarda KARDELENLER DERGİSİ sırayla asılmıştı. Kocaman da bir GİRESUN resmi vardı. Dağ başında bir kasabada ilginç bir insan olarak görmüştüm. O sabah CUMARTESİ kalktım ki tüpte tencerede 20 tane yumurta kaynatıyordun. Şaşırmıştım güzel hocam. Sordum daha bir şaşkın oldum. Bana demiştniz ki, BUGUN CUMARTESİ ŞEREFİYE´nin pazarı. Köyden gelen öğretmen arkadaşlar soğukta dışarda kalmasın sıcak kahvaltı yapsınlar. İçimde BU ÖĞRETMEN DELİ fikri pekişti. Saat 8 gibi 15 civarında öğretmen geldi. Salonda uzun bir sofra ile kahvaltı yaptılar. Sonra herkes köyüne gitti. 2 Hafta beni misafir etmiştin Osman Hocam. Akşamları kitap okur, bana da zorla okuturdun. ŞİİRLER de yazardın zannımca. Özellikle senin yaptığın TAVUKLU KURU fasülyeyi inan unutmadım güzel hocam. Sizden çok güzel bilgİLer öğrendim hocam. Hayatıma çok güzel önemli değerler kattınız. O 2.kattaki evinizin balkonunda şiir sohbetlerini hala tadı damağımda. Sizi Allah karşıma çıkardı. Allah razı olsun hocam. Babam öldüğünde gece araba bulup beni ZARA´ya göndermiştiniz. sizin gibi insanlar çok önemli güzel hocam. Ben hep sizi internetten okuyorum hocam. Allah nasip ederse Sivasa sizi görmeye mutlaka geleceğim. Salih ÖNGÜL (izmir ALİAĞA)

NURŞEN
5.07.2016 16:00:17
edebiyat, sanat, fikir yazıları. kÖŞE YAZILARIN ÇOK SERRT OSMAN. Bu sanat yazılarn ymuşak. Dalga dalga. senin gibi. Giresun da deniz dalgası gibi değil mi. SOSYAL DEMOKRAT olmak aslında sana çok yakışırdı arkadaş. Sen SOSYAL DEMOKRATLIK bana göre değil deyiverirdin hatırladın mI? Anadolu yanın ağır basardı. SİVAS SIVAS SIVAS diye dururdun. Gerçi bizim SOSyal demokratlarımız da yok oldu gitti arkadaş. Bu dağı ve ayı birleştirdiğin yazını çok sevdim. Kalemin çok güçlü hala. Senin böyle yazılarını çok beğeniyorum. Yazılarının içi duygulu bence.İnsan gibi tabiyatı konuşturman bence çok güzelce. Anack köşe yazılarında isyan çok. MUHAFAZAKAR insanlar İSYAN EDEMEZ DERDİM çok kızardın. Başarılı olmana çok seviniyorum arkadaş. Biz KANADA da bu duyguları bulamadık. Gece gündüz çalışıyoruz. Senin yazıların ilaç gibi geliyor. Lütfen sık sık yaz...

türkan
5.07.2016 16:08:17
Dayıcığım seni çok ama çok seviyorum..her gün okuyorum senin yüreğin gibi güzel yazılarını dayıcığım.

en yakin arkadasin
5.07.2016 19:40:32
Yıl boyu yazdın durdun bence artık tatile cik.tatili hak ettin.dinlen...

AHMET
5.07.2016 20:06:55
GÜZEL GÜZEL BIR YAZI.ALLAH KALEMINE GÜÇ KUVVET VERSIN.RABBIM YOKUNU ACIK ETSIN.ÇOK IYI YERLERDE OLMANI ALLAHTAN DILERIM

OSMAN
6.07.2016 08:58:23
Guzel dost, Yazıyı bugün okudum.Çok duru,akıcı bir üslup.Yüreğine sağlık.Bsarilar dilerim...

iclal arı
6.07.2016 09:53:45
Sabah kahvaltısı yaparken,Nete şöyle bakiyim Sivas a dedim.SENIN YAZINI OKUDUM ŞIMDI.Dağ rüzgarı esti gibi oldu.Serin rüzgar.EGE sıcak bunaltıcı şuan.herkes denize tutkun sen dağlara.

tahsin
6.07.2016 11:09:20
GURUR DUYORYZ SENINLE HEMSERİM BIZIM DAGLARIMIZI DA YAZ ALLAHIM SENINLE OLSUN

özlem
7.07.2016 08:30:55
Okul arkadaşım okuyorum seni.Atatürk Lisesinde de ugrasirdin yazı ile. Hatta hiç unutmam lise sonu Paşa bahçeye pikniğe gitmiştik orada bile yanında kitap vardı. Biz yapamadık okul arkadaşım.sen hep basariliydin.