Muhafazakar Baronlar Emek Sömürüyor!

Muhafazakar Baronlar Emek Sömürüyor!

Sermayeye hükmeden birçok muhafazakâr işveren, servetine servet katarak iş hayatında etkinliklerini artırıyorlar. Yelpazenin mütedeyyin kısmında olduklarını sık sık umreye giderek ısrarla vurgulayan pek çok patron, emek ve alın terini görmezden gelip, az

                                                                                                                                      

Kaygan sermayeye son yıllarda hükmeden sözüm ona muhafazakâr işverenler, hızlarını alamayarak emek sömürüsünü kalıtsallaştırmaya doğru gidiyorlar. Eski sıkıntılı zamanlarda dahi kaçak güreşip risk almadan kenardan olayları izleyen birçok mütedeyyin patron, serbestleşme akabinde, bir can simidi olarak gördükleri kapitalizme dört kolla sarılma yollarını tuttukları gözlemleniyor.

Servetlerine servet katıp, kendi klanlarını oluşturup, gettolarını kuran ve Beyaz Türkler olarak da tanımlanan muhafazakâr baronlar, lüks evlerinde, sömürdükleri emekleri akşam yemeklerine katıp yedikleri iddia ediliyor.

Bir zamanlar numaradan da olsa, ezilenlerin haklarını savundukları ve işçinin alın teri kurumdan emeğinin karşılığının verilmesi gerektiğini savunma gösterişini salık vermelerine rağmen, değişen ekonomik yapı ile balıklama olarak kapitalizme dalıp, onun nimetlerini kutsayıp helvalaştırıp, akşam olunca da eş dost ile yedikleri vurgulanıyor.

Daha çok kazanıp, kendilerine daha çok iş alanı oluşturmak için her türlü yola başvuran baronlar, yanlarında çalıştırdıkları işçilerin emeklerini on kat sömürüp, ancak birini zar zorda olsa verdikleri belirtiliyor.

Aidiyetlerinin maddi getirisinin devamı için, göstere göstere ?umre? yapıp bunu da cihanı âleme ilan eden birçok hokkabaz, kutsalı paraya tevdi etmenin de bin çeşit yolunu keşfettikleri gözlemleniyor.

Son yıllarda servetine servet katan birçok işveren, yanlarında çalıştırdıkları işçilerin tam manasıyla alın terlerinin karşılığını veremedikleri noktasında eleştiri alıyorlar. Özellikle muhafazakâr camiada yaygın hale gelen asgari ücreti kutsama, hatta asgari ücretin yüksek olup daha da aşağı çekilmesi gerektiğini belirten anlayış, servetine servet katarken, dini duyarlılığı sözde kullanan birçok açıkgöz giderek etki alanını çoğaltıyor.

Milli manevi değerleri kullanmada da üstün gayret gösteren birçok işverenin, iş alın terinin karşılığını, alın teri kurumadan verme kadim geleneği hatıra geldiğinde, yan çizmekten de

İnsanların, kapitalizmin cenderesinde kıvrandığı ve karın tokluğuna, küresel efendilerin emrine mahkûm edildiği dünyamızda, daha çok kazanmak ve insanı doyumsuz açlıklar içinde kıvrandıran kapitalizm felsefesine karşı, emek ve alın terinin, toplumun her kademesince savunulmasının zamanının geldiği yorumları yapılırken, emek ve alın terini yeniden gündeme taşınarak, hak edene hak ettiğinin verilmesi gerektiği belirtiliyor.