Bölücülüğün Osmanlı’daki İzdüşümü

  Bölücülüğün Osmanlı’daki İzdüşümü

Olcayto ŞAHİN Yazdı...

   Bölücülüğün Osmanlı’daki İzdüşümü: Kürdistan Teali Cemiyeti

 

Kürdistan Teâli Cemiyeti (Kürdistan Yükseltme Derneği), Osmanlı İmparatorluğunun Birinci Dünya Savaşından yenik çıkması üzerine, ABD ve İngiltere’nin Türkiye’yi parçalama planlarının bir parçası olarak 17 Aralık 1918’de İstanbul’da kuruldu.

         Derneğin başkanı Seyit Abdülkadir, yönetim kurulu üyeleri de Dr. Şükrü Mehmet, Bitlis’li yüzbaşı Emin, Muhittin Nazmi adlı kişilerdi. Dernek, Mondros Ateşkes Antlaşması sonrasında Wilson İlkeleri’ne dayanarak kurulması öngörülen Kürt devleti fikrini yaymak amacıyla bir yandan Diyarbakır, Bitlis ve Elazığ’da şubeler açarken, bir yandan da Kürdistan ve Jin (Hayat) adlı dergileri yayımlıyordu. Kürdistan Teali Cemiyeti yöneticileri, “Bağımsız Kürdistan” amaçlarını gerçekleştirebilmek için İstanbul’da ABD, İngiliz ve Fransız Yüksek Komiserlikleri ile görüşüyorlardı(1).

          İngiliz Yüksek Komiserliği, 1919 yılında “Kürt Lawrance’i ” olarak adlandırılan Binbaşı Covbertin Noel’i “Bağımsız Kürdistan” yaratılması konusunda sondajlar yapmak üzere Doğu illerine göndermişti. Binbaşı Noel, Doğu illerinde yaptığı incelemeler sonrasında 20 sayfalık bir rapor hazırlıyordu. 

           Raporda Kürtler göklere çıkarılıyor ve “Kürtlerin ari ırktan oldukları, bu nedenle Avrupalılara Türklerden daha yakın oldukları” ileri sürülüyordu(1) !!! 

          Botan Aşiretinden Bedirhan ailesi (Zaho ve Van arası) İngiliz ajanları ile anlaşmış ve İngiliz mandasını kabul etmiştir(2).İstanbul’daki Amerikan Yüksek Komiseri Amiral Bristol 30 Eylül 1919 tarihinde Washington’a telgrafla şunları bildiriyordu:

“ İngilizler, Kürtleri kullanarak milliyetçi akımı (Kuvayi Milliye) boğmak istiyorlar. Türklerin de Ermenilere karşı bir harekâtı olduğu yolundaki haberler de bir İngiliz propagandasıdır” ( 3). 

Türklüğün bu varoluş-yok oluş zamanlarında Kürdistan Teali Cemiyeti tarafından yürütülen ayrılıkçı faaliyetler o kadar hainceydi ki, sonradan 1925 Şeyh Said İsyanında elebaşılık yaptığından dolayı idam edilecek olan Kürdistan Teali Cemiyeti başkanı Seyyid Abdülkadir bile bu duruma “Türklerin şu düşkün zamanlarında onlara darbe indirmekliğimiz Kürtlük şiarına yakışmaz…” diyerek karşı çıkmak zorunda kalacaktı !!! 

Seyyid Abdülkadir, bu ve benzeri görüşlerinden dolayı Kürdistan Teali Cemiyeti içerisindeki aşırı Kürtçüler tarafından “Türk Ajanı!” olmakla suçlanacaktı !!!

         Mustafa Kemal Atatürk’ün yürüttüğü ince politikalar sayesinde İngilizlerin Kürt politikaları etkisiz hale getirilmiş ve Noel kaçmak zorunda kalmıştı.

         Fakat Kürdistan Teali Cemiyeti tarafından atılan bölücülük tohumları meyvesini 1921 Martında vermiş ve Koçgiri Ayaklanması patlak vermişti. Koçgiri Aşireti, büyük kısmı ile Hafik (Koçhisar), Zara, Suşehri, Refahiye, Kemah, Kangal, Ovacık, Kuruçay ve bunları kapsayan bölgede yaşıyordu. Ayaklanmanın elebaşıları olan Haydar, Alişan, Baytar Nuri ve Alişir adlı kişiler bu bölgeye bir isyan organize etmek amacıyla Kürdistan Teali Cemiyeti tarafından gönderilmişlerdi. Ayaklanmanın bastırılmasına komuta ettiği alayı ile katkıda bulunan Topal Osman Ağa henüz Koçkiri mevkiine hareket etmeden önce asi Kürtlerin elebaşılarına bir heyetle yazdığı bir mektubu göndermişti. Osman Ağa’nın yazısı şöyle idi:

          “Ey din kardeşlerimiz Muhterem Arkadaşlar, içimizdeki Pontuscuları temizledik. Ermenilere  terki silah eyledik. Başka büyük düşmanlarımız var. Yunan Ordusu da yurdumuza saldırdı. Kardeş kavgasını bırakalım; bir din kardeşi olarak birleşelim. Yunan Ordusunu yurdumuzdan atalım. Davamızın peşi pek büyüktür. Vatanımızı bu felaketten kurtaralım.”

            İsyancıların cevabı şöyle oldu: 

“Osman Ağa, biz senin topunu tüfeğini elinden alacağız, başka kimse ile işimiz yoktur.”(4)       

Koçgiri İsyanının bastırılması için Batı Cephesinde Yunanlılara karşı savaşan kuvvetlerden bir kısmı geri çekilerek bu bölgede kullanılmıştı. Hatta, Mustafa Kemal Paşa’yı korumakla görevli olan Topal Osman Ağa komutasındaki “Giresun Alayı” bile cepheden geri çekilerek, bu bölgede bölücü isyanı bastırmak için kullanılmıştı. Ayrılıkçı isyanları Türkiye Cumhuriyetinin “inkârcı ve ırkçı” siyasetine bağlayan Kürtçü ideologlar, Türk Milleti Yedi Düvele karşı ölüm kalım savaşı verirken, İngiliz ve Yunan kışkırtmaları sonucunda ortaya çıkan Koçkiri isyanını nasıl değerlendiriyorlar acaba? ??????

         Kürt Teali Cemiyeti ileri gelenlerinin organize ettiği bir başka isyan, 1925 yılında ortaya çıkan Şeyh Said ayaklanmasıydı. Bu isyan sonrasında Türkiye Cumhuriyeti Musul ve Kerkük üzerindeki haklarından tamamen vazgeçmek zorunda kalmıştı.

 

DİPNOTLAR:

 

(1) Uğur Mumcu, Kürt İslam Ayaklanması 1919-1925, İstanbul, Tekin Yayınevi, 1992,   s.194

(2) Uğur Mumcu, a.g.e., s.19

(3)http://tr.wikipedia.org/wiki/Kürt_Teali_Cemiyeti_(Kürt_Yükseltme_Cemiyeti)

(4) Yalçın Küçük, Türkiye Üzerine Tezler, c.5, İstanbul, Tekin Yayınevi, 1992, s.736



turgay özcan
28.12.2023 17:20:55
Çok güzel bir yazı. Elinize sağlık. Doğruya en yakın tarih resmi tarih.

Suat Türkay
28.12.2023 21:39:24
analiz ve tesbitler mükemmel...teşekkürler olcayto .