SU İLE GELEN SU İLE GİDER!

SU İLE GELEN SU İLE GİDER!

Selahattin ÇERİK Yazdı...

Mevsimler gelir geçer bu ince hesaplar içerisinde ve bu ince hesabın içerisinde bir derece vardır ki: 23 derece 27 dakika… Hiç unutmam, yazılı sorularının vazgeçilmez cevap anahtarımdı, sonuçlarını bile hala ezbereyimdir, bu sayede üniversite sınavlarında bile 2 soru cevabı çantada keklikti. Neydi 23 derece 27 dakikanın dünya üzerindeki sonuçları:
1) Güneş ışınlarının yeryüzündeki herhangi bir noktaya düşme açısı sürekli değişir.
2) Gece gündüz sürelerinde değişim olur.(Kutup dairelerinden sonra gece gündüz süreleri 24 saatten fazla olmaya başlar. Kutuplarda 6 ay gece 6 ay gündüz olur.)
3) Aynı anda kuzey ve güney yarım kürelerde farklı mevsimler yaşanır.(kuzeyde yaz mevsimi yaşanırken güney de kış mevsimi yaşanır.)
4) Aydınlanma dairesinin sınırı (dünyanın karanlık ve aydınlık taraflarını ayıran sınır) mevsimlere göre değişir.
5) Güneşin doğuş ve batış saatleri değişir (Yaz mevsiminde erken doğar erken batar. Kış mevsiminde geç doğar geç batar.)
6) Güneş ışınları her yere farklı açılarla düşer. Bu yüzden de mevsimler oluşur.
İşte coğrafya böyle bir derstir. Hayata hazırlar, dünyanın içinde dünyayı okumaya çalışır, bazı şeylerin idrakında size bu ve buna benzer bilgiler fikir verir, cahilliğin dibinde boğulmazsınız…
Mesela deprem nasıl olur sorusunun cevabında “öküzün boynuzunu sallamasıyla” diye başlayan dede-nine hikayelerini sadece gülerek dinlersiniz, yeralyında ki fayların her daim hareket halinde olduğunu bilerek…
***
Bu kadar coğrafya bilgisi tamam…
Peki ne için bu hatırlatmalar?
Mevsimler…
Türkiye 4 mevsim ülkesi, sebebi konumu… 
Kuzey kesim bol yağışlı, neredeyse her mevsim, güney kesimi kışları bol yağışlı…
Doğusu yüksek rakım soğuk, kışları bol kar yağışlı…
Peki Sivas… Karasal iklim… Yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve yağışlı…
2 ay, bilemedin 3 ay sıcak geçer, geriye kalan 9 ayı ise soğuktur Sivas’ın, geceleri yaz ayında bile üşürsün… Böyle biliriz, böyledir de…
Yağışlar alır, özellikle mevsim geçişleri sırasında, işte o sırada su tutulur Sivas’ta. Eskiden çok kar yağarmış, şimdi yağdığı zamana şükreder olduk, hasretle bekler olduk…
23 yıl önce Sivas’ta çok güzel bir çalışma başlamıştı, 4 Eylül Barajı…
2000 yılında bitti, 2004 yılında su ile dolduruldu, Sivas Belediyesi’ne teslim edildi 4 Eylül Barajı. Adı bile çok güzel, 4 Eylül Barajı… Milli Mücadelenin ateşlendiği Sivas Kongresi’nin günüdür 4 Eylül Barajı… Evet, Sivas için de manalı olan bu barajın ismi gerçekten susuzluğa da çare olacak bir barajdı, manalı bir isim oldu…
Tavra Deresi ile birlikte 4 Eylül Barajı Sivas’ın 50 yıllık su ihtiyacını karşılayacaktı!...
Tatlısu içecektik…
Ve dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan Sivas’ta şöyle seslenmişti: “Su ile gelen, su ile gider!” Doğruydu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni böyle kazanmıştı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan… İSKİ skandalları, İstanbul’un susuzluğu… Hemşehrimiz Nurettin Sözen’den İstanbul’u bu sıkıntılardan dolayı teslim almıştı ve Recep Tayyip Erdoğan kısa zamanda İstanbul’un su sorununu çözmüştü. Hatırlayanlar bilir…
Ve Sivas’tan seslenmişti dediğim gibi, “Su ile gelen, su ile gider!”…
Sivas’a 50 yıl yetecek olan su 3 yıl bile yetmedi, eridi, aktı, bitti…
Taşma su projesi ile Pusat Barajı’ndan taşma su alınacaktı, yapılmadı, bakılmadı… Pusat bir sulama barajı, tarım barajı nihayetinde. Ama Sivas’ta su kalmayınca Taşma Su Projesi oldu taşıma su projesi, suyun tamamına talip olduk, boruları döşedik, 15’ine gelecekti, 15 gün daha, 15 gün daha…
Sabır, su yok…
Tasarruf zamanı, kabul…
Ama herkes işini yapmalı…
Hem de layıkıyla…
Yoksa, “Su bize 50 yıl yeter!” demenin ardından, her ayın 15’ini gösterirseniz sonuçlarına da katlanırsınız…
Halk artık ne imara bakar, ne yollara bakar, sadece suya bakar…
Vesselam…



Anahtar Kelimeler: GELEN GİDER!