1982 Dünya Kupasının Efsane Takımı Brezilya!! (Bu Bir Spor Yazısı Değildir!!!!!)
Yazımızın girişinde “peşinen!” söyleyelim, yazımızın başlığını gören okurlarımız hiç öyle zannetmesinler “bu bir spor yazısı” değildir!. Ülkemizdeki futbol alanında ortaya çıkan “aşırı fanatikliği” eleştiren yazıların dışında, spor konusunda hiçbir şey “yazıp-çizmeyen” (eskilerin deyimiyle) “bendeniz! , ortaokul ve lise yıllarında ülkemiz takımlarının 60’lı yıllardan itibaren Avrupa kulüpleriyle yaptıkları maçları “en ince ayrıntılarına kadar bilen” ve tek kanallı TRT’de (sanırım her dört yılda bir) naklen yayımlanan Dünya Kupası maçlarının tümünü son dakikasına kadar (tüm bizi kuşağımız gibi) pürdikkat izleyen bir futbol “fanatiğiydi”!!!!!
Şimdi geriye dönüp baktığımda, yaşı bizler gibi neredeyse 60’a dayanmış! insanların çok iyi hatırlayacağı, aklımda en çok kalan dünya kupası, İspanya’da 1982 yılında düzenlenen kupaydı. Kupanın başlangıcından itibaren izleyenlerine müthiş bir futbol keyfi veren, futbolu ulusal dansları “Samba” gibi oynayan, Sokrates’li, Eder’li, bir ara Türkiye’de çalışmış Zico’lu, Falcao’lu efsane Brezilya Milli Takımı. Bu takım, İtalya’yla karşılaşıyordu. Brezilya’ya, bu takım karşısında alınacak bir beraberlik bile yetiyordu. Ve belki de bu turdan sonra büyük bir ihtimalle şampiyonluğu yakalayacaktı.
Maç olağanüstü heyecanlı bir şekilde devam etmekteydi: “1-0, 1-1, 2-1, 2-2, 3-2” Fakat, maalesef Brezilya, İtalyanların attığı son gole cevap verememiş, sahadan”3-2” yenik ayrılmış ve hiç hak etmediği bir şekilde “kıl payı” turnuvadan elenmek zorunda kalmıştı!!!! Turnuvanın kazananı ise “Rossi’li, Zoff’lu” İtalya olmuştu!!! Nefis bir futbol oynamasına rağmen “kıl payı” kupayı kaybeden Brezilya takımı ise, “gönüllerimizin şampiyonu” olmuştu!!!!!
Hayatı boyunca gişelerinde “su faturası” yatırmak dışında belediyeyle hiçbir işi olmamış ve 31 Mart seçimlerinin nasıl sonuçlanacağı konusunda “hiçbir fikri olmayan” sıradan bir birey olarak, Belediye başkan adaylarından olan Tacettin Kepenek Bey’in yerel internet gazetelerinde yayımlanan görüşlerini, eleştirilerini okurken “gayri ihtiyari” bunlar geldi aklıma. Kanımızca, Tacettin Bey’in belediyecilik konusunda ortaya döktüğü tecrübesine, birikimine, tespitlerindeki isabete, eleştirilerine, Sivas konusunda geliştirdiği projelere, belediyecilik konusunda rakiplerine meydan okumasına “sempati beslememek” mümkün değildi. Kendi içimden “bu insan ilimiz için harcanmaması gereken bir değer” düşünceleri geçti!!!! Lafı fazla uzatmadan, “sonuç nasıl olursa olsun ilimize katkı sağlansın-kazanan ilimiz olsun” , “ilimizi düşünen, dertleriyle dertlenen ve bir çivi çakan her insan başımızın tacıdır” diyelim….
Boş zamanımın çok olmasından ve sitemizde acizane yazarlık yaptığımdan dolayı, her sabah kalktığımda yaptığım ilk şey, ilimizin bilindik yerel internet sitelerini ve gazetelerini taramaktır. Eskilerin deyimiyle, ilimizde ne olup bittiğinden haberdar olmak için “havadislere” çok dikkatlice göz gezdiririm. İlimizde, 31 Mart’ta adaylıklarını açıklayan onu aşkın kişi arasında vuku bulacak olan belediye seçimleri, adayların imkanları kullanma anlamında herkesin malumu olduğu üzere “çok eşitsiz” olacak. Fakat, acizane hayatı boyunca siyasal partilere hep çok mesafeli ve bu kentte yaşadığı sürece hiç mübalağasız hiçbir partinin “eşiğinden içeri adım atmamış” bir insan olarak bizleri gelecek için mutlu ve umutlu olmaya sevk eden şey, yerel basından takip edebildiğimiz kadarıyla bütün parti adaylarının “son derece beyefendi (unutmayalım ve de hanımefendi), olgun, sağduyulu, düzgün, örnek” tavırları, açıklamaları, davranışları” olmaktadır. İnşallah bu durum seçim sonuna kadar hep böyle devam eder ve bu durum, çoğunlukla çok gergin olan tüm ülkemiz siyasal yaşamı için örnek olur inşallah.
Bu arada, yazıma dönüp yeniden baktım da yazının ilk kısmı spor yazarlarının bir maç sonrasında yazdıkları spor bültenlerine benzemiş!!! Her neyse! Daha mutlu ve umutlu günlere uyanmak dileklerimizle yazımızı sonlandıralım !!!!
