AK PARTİ VE KUDÜS
Kudüs hepimizin bildiği gibi üç semavi dinin ortak adresi olmuş 1917 Osmanlıdan itilaf devletleri tarafından birinci dünya savaşı sırasında alınmıştır. Müslümanların ilk kıblesi sayılan MESCİD-İ AKSA bütün dünyadaki Müslümanlar için kutsal bir mekandır.Yıllardır Filistin ve İsrail arasında süregelen mücadelede 1967 yılında İsrail’in Altı Gün savaşıyla Doğu Kudüs’ü ele geçirmesi ile birlikte Kudüs’ü bölünmez başkent ilan etti.Birleşmiş milletler ise Filistin topraklarının İsrail tarafından işgal altında olduğunu ,6 aralık 2017 tarihindeki toplantıda ise üye ülkelerin Kudüs’te Büyükelçilik açılmaması yönünde bir karar almıştır.
O günden bugüne mevcut iktidar da bu konuda sert tutum alarak İsrail zulmüne eyvallah etmeyeceğiz,MESCİ-İ AKSA bizim kırmızı çizgimizdir noktasında beyanatlar vermiş ilişkileri düşük seviyeye çekmişti.
Son zamanlarda ise ilişkilerin yeniden düzelmesi için karşılıklı olarak Büyükelçilerin atanması noktasına gelinince.Geçtiğimiz günlerde basına açıklma yapan İsrail'in Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Irit Lillian, İsrail ile Türkiye'nin karşılıklı büyükelçi atama kararına ilişkin, "Türk büyükelçisi de diğer tüm ülkelerin büyükelçileri gibi güven mektubunu Kudüs’te sunacaktır" dedi.
Bu cüretkar açıklamanın iyi analiz edilmesi ve ona göre bir politika uygulanması gerekmektedir.Çünkü ABD’yi arkasına alarak, Uluslar arası hukuk ve BM Güvenlik konseyi kararlarını hiçe sayarak İsrail,Doğu Kudüs,Batı Şeria ve golan Tepeleri’ni işgalden vazgeçmiyor.Buda yetmiyormuş gibi İsrail Gazze Şeridini’de 16 yıldır havadan,karadan ve denizden abluka altında tutuyor.Bu insani olmayan mevcut durum sürerken ne? Değişti’de daha önce meydanlarda İsrail’e esip gürleyen iktidar, devlet geleneğini ve Filistin davasını bir kenara bırakacak olan bu sürece Kudüs’te
başlarsa , ortada normalleşme değil de tam anlamıyla bir anormalleşme var demektir.