AK PARTİYİ TUZAĞA DÜŞÜRDÜLER...
Muharrem İNCE ‘nin, Kılıçdaroğlu için ‘’ Çıkmışsın yenmiş, çıkmışsın yenmiş, yenmiş de yenmiş ‘’ sözleri sadece hınca hınç dolu salonda yankılanmadı.
Toplum mühendisleri de anladılar ki; AK partinin başında, halkın kahir ekseriyetinin itimat ettiği bir lider var ve siyasetle devirmek mümkün değil.
Öyleyse yapılacak iş; bu güveni sarsmak, halkı soğutmak ve ağlaya ağlaya davasından vazgeçirmek.
Akademik seviyede bir planlama ile dantela örer gibi tel tel işleye işleye, ağlarını örmeye başladılar. Maalesef epey de bir mesafe kat ettiler.
Bu cümleden olarak; AK partinin karşısına siyaseti değil, dirayetimizin sırrı olan "AİLE"yi çıkardılar.
Bir gizli el AK partiye; kendisinin de varlık sebebi olan aileyi terbiye etme görevi yükledi, sürükledi ya da mecbur bıraktı.
Bunu da; bir kısmı çoktan ‘’ayrılan’’ bir kısmı da hala "içeride" olan kriptolar eliyle yaptılar.
Bu kriptolar; memleketin her köşe bucağına " İstanbul sözleşmesi" ve buna entegre 6284 kod numaralı tahrip gücü yüksek bombalar yerleştirdiler.
Sureti haktan görünen kişi ve kurumlar da, bilerek ya da bilmeyerek bu bombaları sahiplendiler, sevdiler ve korudular.
Onlar sahiplendikçe halk kıvranmaya,
onlar sevdikçe halk çırpınmaya
ve
onlar korudukça halk kendini sahipsiz hissetmeye başladı.
Düşünebiliyor musunuz ?
Sadece son 2.5 yılda yaklaşık 750.000 aile babası, araştırmadan, soruşturmadan, sorgulanmadan kendi evinden sokak köpeği gibi dışarı atıldı.
Bir hesap ediniz lütfen.
- Şeref, haysiyet ve onuru iki paralık olmuş 750.000 aile babası erkek,
- Kocasına bu muameleyi layık gören 750.000 kadın,
- Babalarına saygılarını yitiren en az 1.500.000 evlat.
ve
- Oğullarının düşürüldüğü hal için, yüreklerine kor düşen 1.500.000 Ana- Baba
Kaba bir hesap ile sadece birkaç sene içinde milyonlarca insanı, kendi partilerine beddua eder hâle getirdiler.
AK partiye asıl zararı, siyasi muhalifleri değil, işte bu her köşede patlayan bu bombalar veriyor ve verecek..
Reis, ara sıra bu büyük tehlikeye işaret ediyor ama nasıl oluyorsa bir şekilde gündemden kaldırtmayı başarıyorlar.
Tüm hesapları, bu patlamanın iktidarı devirecek şiddet ve dehşette olması üzerine.
Gidişata bakarsanız, hesapları da tutacak gibi.
Zira,
Öyle bir akıl tutulması yaşanıyor ki;
kendisini Reis ve AK parti sevdalısı zanneden bazı güruhlar, AK partinin sonunu getirecek bombaları sevip okşamakla, cilalayıp parlatmakla meşguller.
O kadar huşu ve huzu ile odaklanmışlar ki " Bomba var! " diye bağıranı da; ya susturuyor ya da partiden atıyorlar.
Hasılı dostlar;
Bu hal;
bindiği dalı kesmek ya da gemiyi kemirmek de değil, adını koyamadığımız başka bir şey.
Bir gün herkes anlayacak ki;
kim ki İstanbul Sözleşmesi'ni savunuyorsa; bu millete düşmanlık ediyor demektir.
Kim ki 6284 sy. Kanunu savunuyorsa, millete ve AK partiye kurulan suikaste yardım ve yataklık ediyor demektir.
Bizim gayretimiz de;
" Bade harabül basra " demeden uyandırmak içindir...