Gün geçmiyor ki! Görevi devir aldığı günden bu tarafa gündeme gelmesin Alim Yıldız.
Sorsan onu gündeme getiren gazete ve sosyal medya ağları -gavur- muhalif cephede ve bu eleştiriler, onun onur madalyası. Arkadaşımız, halen aynı ülkede yaşadığımız karşıt her fikri; mücadelesi vacip düşman biliyor. Ve onlarla, manası hile olan savaş mantığı ile kendisini cephede görüyor.
(Bu ülke; Çanakkale´de, Yemen´de, Trablusgarp´ta, Polatlı´da, Conkbayırı´nda, İzmir´de, Afyon´da, Maraş ve ve ve de! Bir sefer, savaşılması gerekenlerle savaştı. Artık ülkenin savaşı; eğitimde güçlenme, kalkınma ve teknoloji ile dünya ülkeleri ile mücadeledir.)
Konu nereye geldi. Neyse ki, son yazı Allah´tan Yeniçağ Gazetesinden ve bilgi kaynağı da yine Sayıştay!
(Sayıştay) Düzenin kurumu, arkadaşı mümin görüp ona tuzak kurmadı ise! Valiliklerdeki, ?dernekler ve vakıflar masası´ müfettişleri, ne iş yapar? Anlamıyorum!
Murat Ağırel yazmış. Ağır bir yazı mı? Hayır! Ama adalet arayan bir yazı. Dileyen yazının detayını tarayıp bakabilir. Biz de merak içindeyiz bu paralar nerede? Hatta tamamlanmamış hastanenin kafe ve kantinlerinin bile kiralandığını duyuyoruz.
Bir FETÖ sanığının başkası adına işletmecisi olduğu bir kafenin yeniden ihale edilerek fahiş bir fiyata yeniden verilmesi.. Eğitimcisin efendi, nedir bu ticari hırs?
Kimse darılmasın birileri; AK Parti postuna girip makam duvarlarına, Kanuni Sultan Süleyman Hanın; Vakıf Duası ve Bedduası afişlerini asarak! Hem milli, hem de AK Parti ismini yıpratmasın!!! Kirli fikirlerini, ya da bizim mana veremediğimiz dünya görüşlerini, kamunun malından ve milletin hakkı üzerinden çeksinler!
Alim Yıldız, göreve geldiği andan itibaren, birileriyle hesaplaşma adına kim ne dedi ise araştırmadan, bir bilene sormadan, iftira atarak, onlarca kişiyi ekmeğinden etti. Geçen ay bu kişilerden 11´i savcılıkça masum görülüp dosyası kapatıldı.
Neydi suçları? Alim Yıldız´ın hizmeti, emeği kadar katkılarının bulunmadığı bir terör örgütü ile irtibatlandırarak bu kişileri görevden ve sosyal hayatlarındaki konumlarından etti. Ne ahlaki, ne hukuki bir dayanak aramadı, ?suçsuzlarsa mahkemeden dönerler? mantığıyla. Ya itibarları? İnsan; onuru ve itibarı ile vardır!
Murat Ağırel bunları bilmez. (Ama öğrenebilir.)
Şimdi bu arkadaştan, din adamı kimliğini de yan yana koyup soruyoruz. Kampus içinde ve devletin idaresini sana verdiği eğitim kurumunda yaptıklarında hukuki bir zemin var diyelim! Ahlaki bir zemini nerede gördün?
Bakın, ben dernekçilik çok yaptım. Kamu yararına, ya da muhalif duruşunuz gereği. Kanunu boşlukları su istimal edebilirsiniz. Ama ahlaki olmayan bir şeyi yapmak! Başta; değerleri ile var olan insanı, elinizin altındaki kurumu, savunduğunuz değerleri... yozlaştırır ve toplumsal saygıyı bitirir.
Tabi bunları cihad ruhu ile yapıyorsanız. Ve bunu, AK Parti yakınlığı ile kamufle etmeye çalışıyorsanız. Bir AK Parti üyesi olarak ve sizin kadar olmasa da, Müslüman bir birey olarak; sizden, Sivas´ın adını iyi şeylerle andırmadığınızdan, dernek üzerinden rant sağladığınızdan, kamu malını lüzumu yokken israf ettiğinizden, hukuku ve kanunları çiğnediğinizden, -İkimizde inanıyorsak- mizan günü davacıyım!
Yarin ülkenin memurları açar bakarlar. Bu güç sizde ebedi kalmaz.
Tavsiye; yaptığın işlerin hukukta engeli yoktur ama ahlakta engeli olmalıdır.
Ağır bir yazı yazmış olabilirim. Ama yaptıklarınız daha az ağır değil.
Yaşadığımız ülkede toplumsal mutabakat metni olan Anayasa ve kanunlar çerçevesinde çizilmiş Vakıflar Kanunu´na bağlı kalınmalıdır. Son olarak Kanuni Sultan Süleyman´ın Vakıflar Kanunu´na uymayanlar için bedduası ile bitirelim..
?Allah´a ve Ahiret gününe inanan, güzel ve temiz olan Hazreti Peygamberi tasdik eden, Sultan, Emir, Bakan, küçük veya büyük herhangi bir kimseye, bu vakfı değiştirmek, bozmak, nakletmek, eksiltmek, başka bir hale getirmek, iptal etmek, işlemez hale getirmek, ihmal etmek ve tebdil etmek helal olmaz. Kim onun şartlarından herhangi bir şeyi veya kaidelerinden herhangi bir kaideyi bozuk bir yorum ve geçersiz bir yöntemle değiştirir, iptal eder ve değiştirilmesi için uğraşır, fesh edilmesine veya başka bir hale dönüştürülmesine kastederse, haramı üstlenmiş, günaha girmiş ve masiyetleri irtikap etmiş olur. Böylece günahkarlar alınlarından tutularak cezalandırıldıkları gün Allah onların hesabını görsün. Mâlik onların isteklisi, zebaniler denetçisi ve cehennem nasibi olsun. Zira Allah´ın hesabı hızlıdır. Kim bunu işittikten sonra, onu değiştirirse onun günahı, değiştirenler üzerindedir. Kuşkusuz O, iyilik edenlerin ecrini zayi etmez??
Kanuni!