Tarih: 03.02.2023 10:26

ANAMIN PAZAN GECELİĞİ

Facebook Twitter Linked-in

“Anamın Pazen Geceliği”

Babam YILDIZELİ´ne gitmiş idi. Bizim ERMENİ Cematinden bir büyüğümüzün düğünü yapılmaktaydı. Hem de bir DİN BÜYÜĞÜMÜZ orada iki hafta kadar Ermeni Cematini dini konular icra edecekti.MALATYA´dan gelmiş imiş bu din adamımız, babam gelince anlatmıştı.

Bir 15 gün kadar kalması icap etti. Ve lakin ne gam ANAM bir kara kartal gibi başımızda, hem ana hem ata gibi kanatları müşfikti.

Gündüz küçük odaya sıra sıra dizili sırımlar gibi oturmaklığımız kışı bitirir miydi bilemem.

Bazen de “mal vakti” denilir ki ikindiye doğrudur, komşularımız çıka gelip eğirdikleri iple kışlık çorap örer ve de ya satarlar ya da “erlerine uşaklarına” giyindirirlerdi.

Büyük TANRIM CENNETİNE koymuştur ki, yaşlıca HÜSNE EBE´nin at gibi yedi gelinini çekiştirmesi bir tiyatro gibiydi ve gülerdik.

Saf bir SİVAS kadını idi amma velakin gelinlerinin sesini taklit ederek onları anlatması seyirlik bir oyundu. Bir tek EZAN okununca, başından eksik etmediği NAMAZ bezi ile namazını eda eylerken anam bizi gürültü patırtı etmeyelim diye dışarı çıkarırdı. İsterdim ki HÜSNE EBE hiç gitmesin ve konuşsun biz gülelim.

İddialı kadındı erkek gibiydi. Bize nasihat eder ve derdi ki “İddiası olmayan İtten aşağıdır. Aç gezin dok sallanın” oğul derdi. (Hay kurban olduğum Hüsne Ebe, sen gibi kadın var mıdır acep dünya yüzünde…)

Gece erken basardı BEZİRCİ Mahallesine.

Dünya benim için evvel ahırda burası idi.

Akşam bir “terezi gözü” büyüklüğündeki geniş tabaklara sıcak bir çorba ve inen çıkan kaşıklar.

Yarma çorbası, buğday aşı, kelocoş, soğan kavurması, turşu, pilav

Yüce TANRIM “deldiği boğazı aç kormu heç” derdi gün görmüş KEMAHLI MANUŞAK Hatun.

Ola ki yoksa da evde veya kıt kanat ise “aşımız” bildim ki yine şükrederdi garip ANAM MANUŞAK KADIN.

SİVASLI hemşehrilerim siz hiç dağların tepelerin sızım sızım ağladıklarını bilir misiniz?

Bilirsiniz evvela değil mi?

Benim gibi yaşı 90´a yol alan bir hemşehriniz anlatsın da dinleyiniz.

(Şu anda taş PLAK´ta bir SİVAS türküsü çalmakta taa AMERİKA´da. “Kaderime küstüm sana küsmedim”)

Akşam ezanı okunduktan az biraz sonra yer yataklarını hazır ederdi anam. Küçük bir oda. Ayaklı başlı yatardık.

Anam camın önündeki tahta “mahatta” yatar idi. Biz uyuyunca, elini dizine ve çenesine dayar, dışarıda yağan kara bakıp bakıp ağlardı. Yemenisinin ucu ile usul usul silerdi göz yaşlarını. Ben dahi ağlar idim.

Ben dahi anam ağladıkça ağlar idim.

Hatta bir vakit usulca yanına sokulup, “Ana niye ağlıyon ki” dedim.

Dedi ki bana “hiç oğlum hiç ananın aha şu yüreğini bıçakla yar bak ki ne gamlar yıgın olmuş” derdi.

O zaman bu sözün anlamını çözemez idim öylesine ağlar idim. Şimdi kocadıkça daha çok anlamaktayım ve de ağlamaktayım.

Anam gece yatmadan “PAZEN GECELİK” giyerdi. Evladı olan bizlerden dahi sakınır gizliden giyerdi. Ömrü boyunca pazen geceliğini hiç çıkarmazdı geceleri. İki tane pazen geceliği vardı. Birini giyer, birini de yıkar paklar “yüklükte” hazır bekletirdi.

Ana kokusu her yerdedir amma en çok da bana göre “anamın pazen geceliğinde saklı”. Anam TANRISINA yol alınca, unutmadım ki hep aklımdaydı o pazen geceliğini aldım yanıma.

Bir zaman İNGİLTRE´de çok karlı bir ticaret denk geldi. Çok para kazandım.Bir an nefsime yenildim, gurura kapıldım. Sonra sandıkta özenle sakladığım hatıralar içinde bir hatıra olan anamın pazen geceliğini görünce yeniden irkildim. Aldım masaya koydum ve kendimden utandım dedim ki; “Kendine gel SİVASLI KirkorSen yokluklardan gelen birisisin. Ananın ağıtları ile büyüdün. Bulgur pilavı yanına çok zaman turşu bile bulamazdın. Böbürlenmen ne ola ki” dedim. Ve sonra ANAMIN PAZEN GECELİĞİNE sarılarak dakikalarca ağladım…

KİRKOR DEĞİRMANCİYAN/SİVAS TİMES GAZETESİ




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —