SİVAS, köyleşme ve kabileleşme sığlığı altında yok oluyor. Köylerden, kasabalardan ve ilçelerden gelen pek çok insanın, burada da şehirleşmeyip, köy dernekleri kurarak oralarda klan mantığını sürdürme sığlığı eleştiri alıyor.
Derneklerde oturup dedi kodu odaklı sohbetler ile atıllaşan pek çok insana da, bu derneklerin de bir şeyler verip şehirleştirmediği biliniyor.
Kurulan derneklerin pek çoğu siyasi ikbal için yanıp tutuşurken, derneklilik bilincinin de "şu şurada öldü nereye gömülecek" yavanlığına saplandığı gözlemleniyor.
Genelde kabilecilik basitliğinden çıkamayan derneklerin sosyal dokuya müntesiplerini kazandırma yerine, sosyal dokudan uzak tutma algıları ibretle izleniyor.
Tarafsız kültür insanları, elbette herkesin bir köyü veya kasabası olabileceği ancak şehrin kendine has rükünlerinin yaşatılıp korunmasının elzem olduğunu, köyün köyde bırakılmasının en doğru olacağını dile getiriyorlar.
Ayrıca bazı köy ve kasaba, sülale mantında boğulan nice insanın ehliyet ve liyakat yerine "bizden olsun çamurdan olsun" zavallılığını aşamama hastalığını psikiatristlerin incelemesi gerekiyor.