"ARTIK YETER"

Tacettin KEPENEK Yazdı...

ARTIK YETER...

6 Şubat 2023, Pazarcık-Elbistan depremlerinde binlerce ocak söndü, binlerce hayat karardı, adeta ülke darmadağın oldu. Yazık oldu... Canımız, malımız ziyan oldu...

Her depremden sonra molozların altında kalanları düşünür ağlarım, her depremden sonra hayatını kaybedenleri görür adeta içten içe bende kendimi öldürürüm... İçimdeki bu yarayla, herhangi bir inşaatın başına gittiğimde, herhangi bir projeyi incelediğimde çoğu zaman asabım bozulur, kendime zor hakim olurum. Her defasında bir daha bu cahil cühela ile uğraşmayacağım derim. Bakışlarından ruhlarını okuduğum, küstahlaşmış arsızları bir daha görmek istemem...

Otuz beş yıldır bu hengamenin içindeyim. Yıllar geçtikçe, depremleri, yıkımları yaşadıkça, bu meslekten artık nefret etmeye başladım...

Yaşanan her felaketten sonra, bu sakat düzenin ve hastalıklı zihniyetin değişeceğini umutla bekledim...

Türkiye de ki siyasal sistem, öyle belediye başkanlarını, öyle meclis üyelerini seçtirir ki, bunların bilgi birikimi, ehliyet ve liyakatleri hiç ama hiç sorgulanmaz, hele vatandaş hiç sorgulamaz, sorgulayamaz...

Belediye başkanlarının asıl işi, partililer ve müteahhitlerle birlikte, şehrin imar rantının paylaşımını yönetmek haline geldi. Binlerce yıllık tarım arazilerini, ırmak yataklarını, alüvyon zeminleri hiç tereddüt etmeden imara açtılar. Hatta kendilerini yasal olarak garanti altına almak için imar durumlarının altına “önlemli alanda (ÖA-1) kalmaktadır” diye, not bile düştüler...

Her belediye meclis toplantısının, ana konusu imar değişiklikleri ve talepleri. Şehir imar planları sanki uygulanmak için değil de, adeta seçilmiş bir grup tarafından ırzına geçilmek için yapılmış olan planlar haline geldi...

Siz, hiç herhangi bir depremden sonra, ırmak yataklarını, alüvyon arazileri, birinci sınıf tarım arazilerini, yeraltı boşluklu zeminleri, imara açtığı için ceza alan bir belediye başkanı, bir belediye meclis üyesi ya da bir devlet görevlisi gördünüz mü, duydunuz mu? Göremezsiniz, duyamazsınız...

Bir şeyler artık eskisi gibi olmasın deniyorsa, işe asıl buradan başlanacak ey vatandaş...

Bir gün çok iş yapan, popüler bir müteahhit yanıma geldi. Daha 40-45 yaşlarında, ilkokulu dışarıdan bitirmiş, asıl mesleği inşaat ustalığı... Sanki egosunu tatmin etmeye gelmiş gibi yüzüme bakarak, “abi, iyi ki senin gibi okuyup inşaat mühendisi olmamışım yoksa müteahhit olamazdım” dedi.

“Doğru söylüyorsun...” Dedim. Bu diyalog aslında her şeyi özetliyor.

Bu ülkenin, bozuk düzeninin yarattığı, müteahhit sıfatlı bu insanlar, artık ıslahı mümkün olmayan çürük yapı stoku gibi... Nitelikli olanları elbette var ama maalesef azınlıktalar. Müteahhitler, bu sistemin baş aktörleridir, bütün sektörü parmağına takıp oynatan, rolleri belirleyen, ücretleri ödeyendir...

Devletimiz, sektör için bu güne kadar, maalesef gerçekçi bir çözüm üretmedi ve üretemiyor...

Peki ne yapmalıyız? Çaresiz miyiz? Elbette Hayır... Bu işlere kafa yoranlar varsa, işte size bir kaç öneri...

İnşaat firmaları sadece ve sadece inşaat faaliyetleri yapan, özel kanuna tabi ve sahipleri mühendis-mimar olan firmalar haline getirilmelidir...

Kullanım izni alınmamış bir yapı için, tapuda kat irtifakı kurulması ve alım satım yapılması yasaklanmalıdır.

İnşaatlar, yapım sürecinde ve bitiminden sonraki 60 yıl için deprem, su baskını vb bütün risklere karşı, gerçek piyasa bedelleri üzerinden sigorta kapsamına alınmalıdır. İnşaat ve yapı sigortası müteahhidin yaptığı binanın risk durumuna göre değerlendirileceği için sigorta pirimi de ona göre olacaktır...

Kanuni düzenleme yapılarak yapının kullanıma başladığı tarihten itibaren her on yılda bir bina kat malikleri tarafından yapı muayene raporu alınması zorunlu hale getirilmelidir... 

Bunların yapılmaması durumunda binalarda oturulmasına, alım satımına, kiraya verilmesine, bankalarda ipotek olarak kullanılmasına izin verilmemeli, elektrik, doğalgaz ve su hizmet sözleşmeleri iptal edilmelidir.

Türkiye de müstakil bir İnşaat Bakanlığı kurulmalı, bütün sistem tek elden yürütülmelidir. Tapu, şehir planlama, imar, müteahhitlik sektörü, yapı denetim şirketleri, sektördeki paydaş bütün teknik elemanlar, ustalar, inşaat malzeme üreticileri, hazır beton firmaları, inşaat ve yapı sigorta şirketleri, Afad dahil bütün unsurlar, bu bakanlığın altında toplanmalıdır...

Artık yeter... Bu zihniyet değişsin, bu kahpe düzen değişsin... Hakikaten artık yeter...

Tacettin KEPENEK



Anahtar Kelimeler: "ARTIK YETER"