AŞIK VEYSEL

AŞIK VEYSEL

Emsali KARADUMAN Yazdı...

Bozkırın yetim çocuğu, aşıklar otağı Sivas´ta, yalnız zambaklar gibi açar Veysel. Sivas´ın yüce yaylaları gibi yüce ve cesur bir yürek taşır bedeninde. Karlı dağlar gibi, karlıdır başı. Kar, boran, fırtına kopar oradan yüreğinin enginliklerine doğru. Deli dolu bir sevda mı getirir; yoksa nankör bir aşk mı? Bilinmez? Sorgusuz ve masum sevdalara aralar gönlünün kapısını hep. İnce bir sızı alır yüreğini. Sonra istila duyguların çılgın kasırgası sarıp sarmalar.

İçin için kanayan bir yaranın azizliği sarsar bedenini bazen. Ama yüreğinin kuvvetli fırtınaları

kasup kavurur her şeyi.

Gözden kesilen hayat ırmağını öze bağlar.

Öze akıtır kutlu pınarların şifalı suyunu.

Öz kaynar için için. Söz şahlanır ansızın, aman bilmez bir sel gibi.

Taşar, coşar, şahlanır bozkırın yalnız yüreğinde.

Düşer yüreklere, söz dinlemez sevdalar gibi. Ateş gibi, kor gibi.. Gönüllerdeki saklı tutkuları biliyor gibi. Tercüman olur yanık gönüllerin susuzluğuna. Çisil çisil düşer toprağa, hayat getiren bahar yağmurları gibi. Yediveren güller armağan eder solgun yüreklere.

İçli bir yürek ağlar; tomur tomur damlalar iner göz kapaklarından ansızın.

Özden dile, dilden tele, telden köye, kasabaya, ile bir destan iner. Adı: Veysel, tadı dillerde bir şeker. Aşk eker; sevda eker; birlik,beraberlik, kardeşlik tohumları eker cömertçe.

Şifa dağıtan bir pınar gibi kaynar Veysel, Anadolu´nun duygulu toprağından. Ilık ılık bir duygu seli akıtır yüreklere. Duygu demetinden armağanlar sunar insanlığa. Karşılıksız öğütler verir herkese.

Sabun köpüğü dostlukların mihnetsizliğinden yılmış olacak ki, son durağının dostluğuna sığınır. Sonunda bulmuştur en vefakar yarenini. Toprağa sarılır iflah olmaz bir mecnun gibi? Fani bedenini ebedi dostunun şefkatli kucağına emanet eder. Toprağa yaslar sırtını şefkat dolu bir ana gibi. Özünü katar toprağa sözünü şahlandırır maşukuna

"Dost dost diye nicesine sarıldım.

Benim sadık yarim kara topraktır.

Beyhude dolandım boşa yoruldum.

Benim sadık yarim kara topraktır." 

Ve seslenir son yolculuğun hazin arefesinde tüm geride kalanlara. Kulağımıza küpe, dost bir öğüttür kim bilir?

"Açar, solar türlü çiçek

Kimler gülmüş kim gülecek.

Murat yalan, ölüm gerçek.

Dostlar beni hatırlasın." 

 



Anahtar Kelimeler: AŞIK VEYSEL