Bu gün olmuş, çoğu geceler çim sahada top oynadığımı hayal ederek uykuya dalarım.
Futbola ve Sivas spora olan tutkum, eski 4 Eylül stadyumunun,ahşaptan yapılma kapalı tribününün hala yerinde olduğu günlerden başlar.Eskiden bütün maçlar Pazar günleri öğle vaktinde oynanır, stadın etrafı panayır yeri gibi olurdu. Minibüsçüler maça seyirci getirmeye adanmış görevliler gibiydi. Stadın önünde ve kalabalıkların içinde mevzilenmiş seyyar köftecilerin sattığı, soğanlı, kırmızı toz biberli, limonlu ve yalan yanlış pişmiş ?düremecin? hafızamda ki yeri apayrıdır.
Stat kapılarının önünde maça girmek için bekleyen kalabalıkların hemen yanında kümelenmiş, bileti olmayan çocuklar, evlatlık edinilmesini bekleyen yetimler gibi yalvaran gözlerle, kendilerini içeri sokacak birilerini arar ve onların yanına sığışarak maça girerlerdi. Ve Amigo İhsan´ın, daha maç başlamadan saha kenarında ki tel örgülerin üzerine çıkması ve sahnede yerini alanusta bir tiyatrocu gibi ellerini iki yana açarak seyirciyi coşturması, o günlere dair hafızamda yer eden güzel anılardır.
Bu güzel anılar bir yana günümüze geldiğimizde ise kulübümüz, tesislerimiz, takımımız, stadımız ve ligde ki konumumuz eski ile kıyaslanamayacak kadar mükemmel durumda.
Takımımız süper ligde bir değişimin eşiğinde ve şampiyonluk yolunda önemli bir dönüm noktasında. Teknik direktörümüz Rıza Çalımbay´ın, teknik heyetin, futbolcularımızın ve kulüp yönetiminin ortaya koyduğu bu başarı gerçekten, her türlü takdire şayandır.
Aslında futboldan anlayan herkes çok iyi bilir ki, biz bu noktaya tesadüfen gelmedik. Sahada oynadığımızgüzel futbol ile buradayız. Takımın mücadelesini ve inancını,onlarla birlikte hissedebiliyoruz. Bazı futbol yorumcuları 2007-2008 sezonunda ki şampiyonluk mücadelemizi bu günkü durumu kıyaslıyorlar. O günkü Sivas spor ile bu günkü Sivas spor çok farklı. Bu günkü Sivas spor gerçekten kaliteli futbol oynuyor.
Top oynayan herkes bilir ki, sahadaki her futbolcu, taraftarının desteğini ve coşkusunu hissetmek ister. Futbolcunun sahada yansıttığı emeğin, gerçek karşılığıaslında takdir edilmektir, alkıştır. Hele futbolcular üst seviyede bir tempoya ulaşmış ve kendilerini şampiyonluk mücadelesine girecek güçte hissettiklerinde,taraftar arkalarında mı? Dönüp bakarlar. Çünkü olay boyut değiştirecek,daha çok çalışma dahaçok mücadele gerekecektir.
Dünyaca ünlü Liverpool taraftarının, takımları için söylediği?Asla yalnız yürümeyeceksin?(You´llneverwalkalone )şarkısında olduğu gibi, bizde sonuna kadar, onlarla birlikte yürümeliyiz.İnanıyorum ki, biz de takımımızı onların yaptığı gibi ? yalnız yürütmediğimiz? gün, şampiyonlar liginde yarışırız.
Ancak bütün Anadolu şehirlerinde olduğu gibi bizde de takım taraftarlığı açısından halledilmesi gereken garip bir durum daha var.İnsanların kendi takımları başa yarışırken, kendi takımlarının yanına ilave olarak Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe gibi büyük takımları tutma garipliği. Ben şahsen, takım süper lige çıktıktan ve istikrarla geçen onca yıldan sonra, boşu boşuna sırtıma yük ettiğim, büyük takım taraftarlığını çoktanterk ettim.Şimdi daha huzurlu ve mutluyum. Artık kalben ve ruhen, sadece ve sadece Sivas sporluyum.
Aslında bu günlerin önemi, değerini bütün Sivas bilmeli ve anlamalıdır. Bazılarımız bu güne kadar yeterince takımımızın yanında olmamış olabiliriz ama bu günden sonra hep birlikte takımımızın yanında olmalıyız.
Çünkü Sivas Spor, bu şehir için sadece bir futbol takımı olmaktan çıkmıştır. Sivas Spor, Sivas´ın bayrak taşıyıcısı, Sivas´ın tek markasıdır. Futbolu sevsin sevmesin, anlasın anlamasın, her Sivaslının bu takımın arkasında olmasıve onları ?asla yalnız yürütmemesi? gibi bir görevi ve sorumluluğu vardır?
Tacettin KEPENEK