"BABA"

...

"Git git bitmezdi eskiden ne güzeldi yollar

Yeni bir yol başlangıcıydı her yol sonu

Hasretle nasıl kucaklaştığını toprakla suyun

Dağların yere nasıl sağlam oturduğunu

Ve ne güzel çatıldığını gökyüzünün

Görebilirdiniz buna vaktiniz vardı"

 

Evvel zaman içre dönüp durur zamanın hay huyu…Yüzüne kırağılar inmiş nice zaman bilgeleri, ulu bir çınar gibi devinip dururlar, hayat denilen bir oyunun içinde…

Biteviye dağlardaki çınarlar gibi, toprak kokulu babalar süsler masalların en muteber yanını…

Daha yılkılar hazırlanmadan, doru atlar kişnemeden Tecer Dağı'nın böğürlerinde, yüzlerine masal çökmüş babalar anlatır bize bir lokmayı üleşmenin muhabbetini…

Babalar vardır, mısmıl ırmak misali… Aktıkça parlatır insan ruhunun en gölgede kalan yanlarını…

Babalar vardır elleri nasırlı… Alın terinin her bir misrası, nakış nakış alınlarına işlenmiş babalar vardır Anadolu'da…

Gök gürleryince, şimşek alabildiğince sarsınca arşı alemi, bu gürültüden korkan çocuklarını ceketlerin içine alan babalar vardır… 

Babalar vardır ağladığı pek görülmeyen… Ağladıklarında, gözyaşlarını asırlık avuç içi ile silen babalar vardır ANADOLU'da…

Gece karanlığında, emeğin ve alın terinin nişanesi babalar vardır dört bir yanda…

Babalar vardır ANADOLU'da, up uzun sıra serviler gibi… 

Alınlarına ve yüreklerine inmiş kırağılarla birlikte, doru atlara binip sonsuzluğa yol alan babalar vardır…

Babalar vardır Anadolu'da…



Anahtar Kelimeler: ""