Büyük Birlik Partisi Sivas İl Başkanı Aytekin Kulmaç, dün yaptığı basın toplantısının ardından gazetemize gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. İmralı?daki görüşmeleri eleştiren Kulmaç, Abdullah Öcalan denilen bebek katiliyle aynı masaya oturulmaması gerektiğini belirterek, iktidar partisinin bir an önce kendisine çeki düzen vermesi gerektiğini belirtti. Muhalefet partileri de eleştiren Kulmaç, muhalefetin sokak edebiyatı yaptığını belirterek, gülerek izlemek zorunda kaldıklarını, hatta izlemediklerini kaydetti.
Büyük Birlik Partisi Sivas İl Başkanı Aytekin Kulmaç dün parti binasında düzenlediği basın toplantısında helikopter kazasında kaybettiğimiz Muhsin Yazıcıoğlu ve yol arkadaşlarıyla ilgili gelinen son noktaya değinerek, BBP Genel Başkanı?nın da katılacağı bugün gerçekleştirilecek programı açıkladı. Program hakkında açıklamayan yapan Kulmaç, tüm Sivas halkını programa davet etti.
BBP Merkez İlçe Başkanlığı tarafından yapılan açıklamalarda bugün gerçekleşecek olan program şu şekilde belirtildi:
?11.44 Yukarı Tekke Camiinde Öğle Namazı Eda Edilecek, 12.15 Şehit Arkadaşlarımızın Kabri Başında Anma Programı Yapılacak, 13.00 BBP İl Binası Önünde Toplanma, 13.30 Hükümet Meydanında Suikast İle İlgili Basın Açıklaması, 14.30 Fidan Yazıcıoğlu Hanımlar Kültür Merkezi İnşaatı Temel Atma Töreni, 15.30 4 Eylül Kapalı Spor Salonunda `Şehitlerimizi Anıyoruz` Adlı Program.?
Yine Merkez İlçe Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
?25 MART 2009 Çarşamba günü saat 15.05?de vukuu bulan Helikopter Düşmesi olayının artık bir kaza olmadığı ele geçirilen veriler ışığında netleşmiştir. Bu Olay Kaza Değil, Suikasttır! Ve bu suikast karanlıkta kalmamalı aydınlatılmalıdır!
Ancak geçen 4 yıla rağmen, belli bir yol katledilmesine ve eldeki verilere göre olayın SUİKAST olduğu kesinleşmiş olmasına rağmen, olayın failleri ve arkasındaki güçler hala açığa çıkarılamamıştır.
Büyük Birlik Partisi Sivas İl Teşkilatları olarak Genel Başkanımız ve Ecel Arkadaşlarını kahpece kurulan bir düzen ile şehit edenlerin tespit edilememesine bir tepki olarak ve bu faillerle ardında ki güçlerin ortaya çıkarılmasını talep etmek için, 30 Mart 2013 Cumartesi günü Sivas Hükümet Meydanında BBP Genel Başkanı Sayın Mustafa Destici`nin de Katılacağı Basın Açıklaması`na, Tüm Hemşerilerimizi ve de Gönüldaşlarımızı Bekliyoruz.?
Basın açıklaması sonrasında gazetemizin sorularını yanıtlayan BBP Sivas İl Başkanı Aytekin Kulmaç, son dönemdeki İmralı görüşmeleri ve açılım süreciyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
İmralı?da yapılan görüşmelere değinen Kulmaç, Abdullah Öcalan denilen bebek katiliyle masaya oturulmasının doğru olmadığını vurgulayarak, iktidarın bu konuda kendisine çeki düzen vermesi gerektiğini belirtti.
Hükümetin Açılım adıyla çifte standart uyguladığını belirten Kulmaç, ?Onların özlük hakkı varda benim yok mu? Bunun adını da açılım koydular. Devlet baş edemediği terörün başıyla gidip görüşüyor. Nerede görüşüyor İmralı?da görüşülüyor. Ne görüşüyor, ne konuşuyor. Bunlar kamuoyundan gizleniyor. Hani şeffaftık. Hani demokratikleşiyorduk. Bu millet senin orada ne konuştuğunu merak ediyor? dedi.
Kamuoyunun İmralı?da ne görüşüldüğünü hangi vaatlerin verildiğini merak ettiğini belirten Kulmaç, ?Abdullah Öcalan denen terör başı, bebek katili bir mektup yazıyor. Mektubun içeriğine baktığınız zaman, resmen tehdit var. Diyor ki iktidarın ili niyetini görmemiz lazım diyor. Silah bırakmıyoruz ama Türkiye sınırı dışına gidin diyor. Ama yine orada hazır bekleyin diyor. Ve akabinde göreceğiz diyor. Eğer iktidar verdiği sözü tutmazsa, siz yine eyleminize devam edin diyor. Bunun altından bu çıkıyor. Ben bu süreci açılım olarak kabullenmiyorum? dedi.
Bu sürecin iktidarın bir zafiyeti olduğunu belirten Kulmaç, ?Terörle ve teröristle asla masaya oturulmaz. Asla bunlarla konuşulmaz. Terör hangi şartlarda mücadele etmeni gerekiyorsa¸bu ülkede yaşayanların huzurunu sağlayabilecek tedbirleri almak zorundasın. Devlet olmanın gereği budur? dedi.
Büyük Birlik Partisi Sivas İl Başkanı Aytekin Kulmaç süreçle ilgili şu görüşlere yer verdi:
?Yapılan görüşmeler kısa süreli bir süreç değil son uzun bir dönemi kapsayan bir süreç. Bunu açıklarken konuyu başlangıcından ele almak gerekiyor. Türkiye bulunduğu coğrafi yapı ve konjektür itibariyle herkesin üzerinde bir şekilde plan yaptığı bir coğrafyaya sahip. Dün bunun adı başka bir şeydi, ondan önce daha farklı bir şeydi. Bir dönem DHKP-C?ydi. Şuan ki dönenme de bunun adı PKK Terör örgütü. Ama bu isimlerin hepsinin kaynağı da hep dışarıdandı.
Ayrıntılar 3. Sayfada?
BEBEK KATİLİYLE MASAYA OTURULMAZ
KENDİNİZE ÇEKİ DÜZEN VERİN
Büyük Birlik Partisi Sivas İl Başkanı Aytekin Kulmaç, dün yaptığı basın toplantısının ardından gazetemize gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. İmralı?daki görüşmeleri eleştiren Kulmaç, Abdullah Öcalan denilen bebek katiliyle aynı masaya oturulmaması gerektiğini belirterek, iktidar partisinin bir an önce kendisine çeki düzen vermesi gerektiğini belirtti. Muhalefet partileri de eleştiren Kulmaç, muhalefetin sokak edebiyatı yaptığını belirterek, gülerek izlemek zorunda kaldıklarını, hatta izlemediklerini kaydetti.
1980?li yıllardan itibaren bu terörün adı değişmeye başladı. Terörün adı PKK oldu. Ve 30 yıldır da bu ülke PKK ile bir şekilde mücadele ediyor. Geldiğimiz sonuç bir tarafta bir terör örgütü bir tarafta bir devlet. Terör örgütünün varmak istediği hedef netice itibariyle belli. Yani ne için mücadele ettikleri de belli. Mücadelenin adını da Güneydoğu bölgesindeki Kürt vatandaşlarımızın bağımsızlıkları ve hakları ile bir mücadele ortaya koydular.
Türkiye Cumhuriyetinin kanunları bu coğrafyada yaşayan 75 milyon insanı kapsıyor. Güneydoğu?daki bir Kürt vatandaşımız ne kadar özgürse bende o kadar özgürüm. Çünkü aynı kanunlar onlar için de geçerli benim içinde geçerli. Buradaki esas maksat Siyonist güçlerin, ermeni güçlerin ortaya koymuş olduğu ideallerini devam ettirebilme adına birilerini piyon olarak kullanırlar. Bu piyonun adı da PKK. Devlet bugüne kadar bunlarla başa çıkamadı.
Bu konu hakkında merhum Genel Başkanımız Muhsin Yazıcıoğlu ile kapsamlı bir çalışma yapmıştık. PKK ile nasıl mücadele edilmesi lazım ve ne gibi adımların atılması gerektiğiyle ilgili raporumuzu mevcut iktidara da sunmuştuk. Biz BBP olarak zaman zaman yaptığımız açıklamalarda Türkiye?nin bir numaralı sorunun terör sorunu olduğunu sürekli dile getiriyoruz.
Peki, bizim yapmış olduğumuz girişimlerin ne kadar dikkate alındığını sorarsanız gelinen sonuç itibariyle önerilerimizin birçoğunun dikkate alınmadığını görüyoruz. Şuanda iktidarın kendi mantığıyla yaptığı çalışmaların son noktasındayız. Hükümetin izlediği politika bir çifte standarttır. Onların özlük hakkı varda benim yok mu? Bunun adını da açılım koydular. Devlet baş edemediği terörün başıyla gidip görüşüyor. Nerede görüşüyor İmralı?da görüşülüyor. Ne görüşüyor, ne konuşuyor. Bunlar kamuoyundan gizleniyor. Hani şeffaftık. Hani demokratikleşiyorduk.
Bu millet senin orada ne konuştuğunu merak ediyor. Ama orada ne konuşulduğunu iktidar açıklamazken, o terör örgütünün bugün siyasal sözcülüğünü yapan siyasi partinin gerek vekilleri olsun gerek sözcüleri olsun bir bir açıklıyorlar neler konuşulduğunu. Abdullah Öcalan denen terör başı, bebek katili bir mektup yazıyor. Mektubun içeriğine baktığınız zaman, resmen tehdit var. Diyor ki iktidarın ili niyetini görmemiz lazım diyor. Silah bırakmıyoruz ama Türkiye sınırı dışına gidin diyor. Ama yine orada hazır bekleyin diyor. Ve akabinde göreceğiz diyor.
Eğer iktidar verdiği sözü tutmazsa, siz yine eyleminize devam edin diyor. Bunun altından bu çıkıyor. Ben bu süreci açılım olarak kabullenmiyorum. Bu süreç iktidarın bir zafiyetidir. Terörle ve teröristle asla masaya oturulmaz. Asla bunlarla konuşulmaz. Terör hangi şartlarda mücadele etmeni gerekiyorsa¸bu ülkede yaşayanların huzurunu sağlayabilecek tedbirleri almak zorundasın.
Devlet olmanın gereği budur. İktidarın en kısa sürede kendisine çeki düzen vererek, bu düzeni sonlandırması gerekiyor. Son süreçte Türkiye ve komşu ülkelere baktığımız zaman tek bir şeyi gösteriyor. Deniz aşırı ülkelerde planlanmış ermeni ve Yahudi çetelerinin ortaya koymuş olduğu burada da birilerinin uyguladığı planlar tarih itibariyle bir bir yerine getirilmeye, uygulanmaya çalışılıyor. Fırat ve Dicle nehirleri arasındaki İsrail?in emellerinin gerçekleşmesi adına bugün PKK Terör örgütü taşeronluk yapıyor. Bu süreç zaman zaman haritalarda Sivas?ın da komşu olarak gösterildiği bir Kürt devletinin kurulmasına doğru götürülüyor.
Konuyla ilgili muhalefet partileri de eleştiren BBP Sivas İl Başkanı Aytekin Kulmaç, ?Diğer partilerin tutumu beni çok da ilgilendirmiyor. Zaten her şey ortada. Yaşanan süreçle ilgili bu muhalefet partilerin gurup toplantılarında yaptığı konuşmaları gülerek izlemek durumda kalıyoruz. Daha doğrusu izlemiyorsunuz. Birbirlerine laf yetiştiriyorlar. Birbirlerine söz yetiştiriyorlar. Sen bunu dedin. Ben bunu dedim. Aslında siyasi nezaketten ötürü ağzıma alamayacağım bir kelime ama Sokak Edebiyatı yapıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin geleceği sokak edebiyatıyla çözülmüyor? dedi.
Geçtiğimiz günlerde ülke gündeminde büyük yankı uyandıran İsrail?in Mavi Marmara olayları nedeniyle özür dilemesi konusunda da açıklamalarda bulunan Kulmaç, bunların hepsinin bir senaryo olduğunu belirtti. Kulmaç şöyle devam etti:
?Açılım adı altında sen yetkili adamlarını göndereceksin. Karşılıklı pazarlık yapacaksın. O da yetmeyecek Nevruz?da mektup gönderecek. Sen de bunu açıklayacaksın. Döneceksin burada bir şirinlik göstereceksin. Hemen onun akabinde de 21 Mart?ta Nevruz kutlayacaksın. Orada Türkiye?ye kafa tutacaksın. 22 Mart?ta İsrail gelecek Türkiye Cumhuriyeti Devletinden özür dileyecek. Bende bunu yedim. Peki, o zaman şimdi sormazlar mı İsrail sen 3-4 yıldır neredeydin? Madem özür dileyecektin 3 yıldır neredeydin? Bir plan köşe taşları koya koya ilerliyor. Demek ki dünden beri Türkiye üzerinde yapılan bazı planlar var. Sonuç itibariyle şimdi de bu planlar uygulanmaya çalışılıyor.?
