BEN YAPMADIM, CİNLER YAPTI...
Dünyada başkaca bir örneği olmayan, kişiye özel cumhurbaşkanlığı yönetim sistemi, maalesef bize uymadı, tutmadı... Partili cumhurbaşkanlığı sistemine geçildikten sonra, devlet neredeyse parti devleti gibi oldu…
Beş yıllık denemenin sonunda, bu sisteme geçerken vaat edilenlerin ve umut edilenlerin tam tersi yaşandı. Milletin çok büyük bir kısmı refahta değil, adeta yoksullukta eşitlendi... Alım gücü her geçen gün daha da azaldı, zengin ile yoksul arasında ki uçurum daha da arttı, yoksulluk daha da derinleşti…
Ve yirmi bir yılın sonunda deniyor ki, yaparsak yine biz yaparız…
Önümüzde ki seçimler aslında, kendilerini devletin sahibi sanan, hayatlarından memnun, sormayan, sorgulamayan halk kitleleri ile az buçuk sorgulayan, düşünen ve karşı tarafın zillet olarak nitelendirdiği halk kitleleri arasında olacak...
Elbette bir ülke için, bir iktidar için, yirmi bir yıl az bir zaman değil, iyisi ile kötüsü ile birçok iş yapıldı… Şimdi de deprem bölgelerine “betonda, deniz kumu” kullanılmadan, deprem konutları yapılacak!
Ancak iktidarın, yirmi bir yılda yaptık dediği bütün işler, milletten toplanan vergilerle, devletin seksen yılda biriktirdiği varlıklar satılarak ve millet adına borçlanılarak yapıldı… Kimse babasının tarlasını satıp millete harcamadı. Bilakis tam tersi oldu…
Cumhuriyetin kuruluşunun yüzüncü yılında hala sandık demokrasisi safhasını geçememiş olsak da, en azından seçimden seçime, yapılmayanları, yanlış yapılanları ve sorulması gereken soruları, mevcut iktidara sorma şansına sahibiz…
Mesela;
Fetönün, devletin başına bela edilmesi ve hatta yıllarca ne istedilerse verilmesi… Ve bu gün olmuş Fetö meselesinde, hala karanlıkta kalan binlerce konu ve binlerce kişi... Hele hele, siyasetin içindekiler...
Bu gün, Veryansın Tv den Erdem Atay'ın “Ak Partinin Gülen Adayları" başlıklı yazısında özellikle Sivas için ilginç tespitler var.
Erdem Atay, AKP milletvekili aday adayları arasına çok sayıda Fetöcünün sızdığını yazmış.
Hatta AKP Genel merkezine verilen bir dosyada, Sivas eski Ülfet Hukuk derneğinin iki üyesi ( Av. B.K. ve Av. M.E.) ile AKP il başkanının (H.A.) Fetöcü oldukları, milletvekili adayı olarak gösterilmemeleri istendiğini, ayrıca cumhurbaşkanlığına verilen başka bir dosya ile eski bakan AKP Sivas milletvekili İ.Y. hakkında “milli güvenlik için tehdit" olduğu uyarısının yapıldığını, iddia etmiş...
Bu meseleler aydınlanmadan, ülkenin aydınlığa kavuşması zaten mümkün değil...
Gelelim son beş yılın özet bilançosuna;
“Faiz sebep, enflasyon sonuç” hipotezi ile ülke ekonomisinin alt üst edilmesi, Türk parasının pula döndürülmesi.
İnsanların çalışıp didinse de gıdasını bile temin edemeyen, zavallılar durumuna düşmesi, okusa da iş bulamayan gençlerin umudunun çalınması ve mutsuz halk kitleleri yaratılması...
Bunlar neden yaşandı ve bunlara sebep olanlar kim?
Yeliz’e göre bunlara sebep olan CHP zihniyeti...
Aklı emanette olanlara göre CHP ve dış güçler...
Devlet yönetimini koyun keçi çobanlığı (şimdi ki adı ile sürü yöneticiliği) zannedenlere göre ise AKP hariç, herkes…
Ankara Büyük Şehir Belediyesi eski başkanı İ. Melih Gökçek’e göre ise üç harfliler...
(Melih Gökçek CNN Türk’te, Hakan Çelik ile yaptığı bir röportajda, Fetö'ye ne istedilerse vermesini açıklarken, “ben yapmadım, üç harfliler -cinler- bana yaptırdı" demişti...)
Biliyoruz, yaparsanız yine siz yaparsınız ama hadi sizi kırmayalım, adaletin önüne çıkıncaya kadar, İ. Melih Gökçek’in dediği gibi olsun…
Tacettin KEPENEK
