Tarih: 28.09.2019 17:34

Bir Medeniyet Yıkılırken

Facebook Twitter Linked-in

    ?Diyarı küfrü gezdim beldeler kâşaneler gördüm,

    Dolaştım mülki İslam´ı bütün viraneler gördüm.?

                       Ziya Paşa´nın ifade ettiği İslam beldelerinde ateş sarmış her tarafı, gözyaşı ve kan oluk oluk akmaktadır. Hangi yana ve yöne baksan mazlumların ağıtları yükselir arşa doğru? Ağlayan çocukların çığlıkları inletir her yeri? Kulakları sağır eden bomba sesleri yankılanır bu topraklarda? Aylin kürdi´ler muhacirleşir Akdeniz´in tuzlu ve soğuk sularında? Ve ebedileşen sonsuz yolculuklara? Olup bitene anlam veremeyen kan revan içindeki masum ümran bebekler? Ve daha nice bebekliğini yaşayamayan çocuklar?

                    Bir medeniyet ki bir bir yıkılmaktadır. Her gün paravan bir örgüt icat edilerek ve beslenerek buralar işgal edilmektedir. Kadim şehirler yıkılmaktadır bombalarla birer birer?

                     Halkların arasına örülen duvarlar? Ve bir daha bir araya gelmeyecek ümmet. Etnik kimliklerle, mezheplerle, sınırlarla param parça edilmekte. Mabetler özelleştiriliyor aralarında. Mescidi Şiiler, mescidi Sünniler? Ve her gün biraz daha uzaklaşıyoruz birbirimizden?

                    Bizi vuruşturanlar, bizi öldürenler hep aynıdır. Onlar görevlerini yapıyor. Ya bizler?  Ya zalimlere destek veren diktatörler, krallar kendi akıbetlerini halka tercih ediyorlar.  İstilacılar, diktatörlerin yaşaması için halkları gözden çıkarmışlardır. Devrimleri, halk hareketlerini boğmaya ve bastırmaya çalışırlar. Esed´ler, Sisiler ve daha niceleri?

                 Batı, Batıda demokrasileri savunurken, Doğuda ise diktatörlerin imalatı ile uğraşırlar. Otuz Avrupa ülkesi savaşsız bir araya gelip sınırları kaldırırken, İslam beldelerinde yeni sınırlar ve senaryolar peşindeler.

                  Batının, iştahını iyice kabartan enerji rezervleri, onları birer canavara ve vampire dönüştürmüştür. Müslümanların kanlarıyla beslenen vampirler, her gün ölüm kusmaktalar. Çocuklar yetim kalır, ölümlerden ölümler beğenilmekte. ?Kara zulüm yağar gökte üstüne toprağın? mısraları hatırlanır dilimizde. Aynı kaderi yaşarız hapsedildiğimiz ulus devlet sınırlarında.

                  Bu gidişata dur demek lazım. İnancımız gereği özgürlük ateşleri yeniden yakılmalı. Korkuya yer olmayan inancımızda elleri kenetleyelim. Ümmet bilincini sınırların ötesine taşıyarak kendimizi hapsetmeyelim cetvelle çizilen sınırlara? Zalimin zulmüne feryadımız, isyanımız vardır. Bu bir varoluş ya da yok oluştur.

               Bizler Türk´üz, Türkçü değiliz. Bizler kürd´üz, Kürtçü değiliz. Bizler Arabız, Baasçı değiliz. Mezhepçi hiç değiliz. Böyle aidiyetlerimiz yoktur bizim. Kur´an´da buyrulan ?Müslümanlarız?( fussilet:33)

               Yeniden diriliş için üstümüzdeki ataleti atmak zorundayız. Vahdet ikliminde buluşarak yarınları kurmak ve gelecek adına harekete geçme zamanıdır. Sen, ben değil;  biz olarak inşa sürecine katkı sağlamalıyız. Birer Selahaddin, Alparslan ve Fatihler olmalıyız. Hz. İbrahimlerin, Musaların ve Yusufların yolu vahyin önderi Hz. Muhammed´in yolundayız. Allahın yardımı bu şekilde gelir bize.  Bu yolda mücadele edenler ve sabredenler kazanır.

                                                                                                                  İsmet TANRIVERDİ                




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —