Matematik öğretmenimiz öğretmen okulunu Sivas´ta bitirmiş. Benim Sivaslı olduğumu öğrenince, Edirne Lisesindeki öğrencilere Sivas Halayı öğretmemi istedi. Pazar günleri saat 16:00 ila 17:30 arası üç Pazar folklor çalıştırdım. Öğretmenimiz sınıfımızdan altı kişiye Sivas Halayını öğretmemi istedi. Kendisi mandolin, arkadaşım Nuri de kaval çalarak bu oyunlara hazırlandık. Öğretmenimiz ve Okul Müdürlüğümüzün girişimleriyle Kırklareli Erkek Sanat Enstitüsü Müdürlüğü ile görüşmüşler. Müsamere salonlarında 12 Ekim 1958 Pazar günü 14:30 da folklor gösterisi yapmamızı teklif etmişler. Bu teklif ilgi görünce öğretmenimiz ve ekibimizle cumartesi akşam 19:00 da otobüsle Kırklareli´ne vardık. O gece bizleri bir okul yatakhanesinde misafir ettiler. Müsamerenin yapılacağı salona geldik. Bizim sıramız gelince öğretmenimiz mandolin, arkadaşım Nuri kaval ile perde arkasında Sivas Halayını çalmaya başladılar. Ben de halay başı olarak gayet ağır ve sağ elimdeki mendil hareketiyle hep bir ağızdan ?heeeeeey? diyerek halaya başladık. Ve ağır, gururlu duruşumuzu özel Sivas Halayı sözleri olan
- Çekin halay dizilsin
- Ela gözler süzülsün
- Halaya girmeyenin vurun boynu üzülsün ile başladık
Devamında ekip başı olan benim sol elimle sıkıca ekip arkadaşımın sağ elini tutarak aynı zamanda bütün sırt ağırlığımla ona yaslanarak ve sağ elimdeki mendili ahenkli sallayış ile
- Sabahtan bizim pınara
- İki gelin üç kız gelmiş
- Kuğulkuğul ötüşürler
- Cıvıl cıvıl söyleşirler
- Birisinin adı Fatma
- Kaşları var çatma çatma
- Aman şafak erken atma
- Aman horoz erken ötme
Devamında hareketli ve çepikli oyun
- Keçi vurdum bayıra
- Kımırkımır yayıla
- Senden bana fayda yok
- Mevlam beni kayıra
- Gemici başı mısın
- Cevahir taşı mısın
- Sana bir nişan versem
- Koynunda taşır mısın
- Gemideyim gemide
- Ayağım yemenide
- Alacaksan al beni
- Nişanlım var geride
Hareketli olan bu oyun ile folklor gösterisini bitirdik. Müsamere salonu, öğretmenler, veliler, öğrenciler ile tamamen doluydu ve oldukça alkış almıştık. Neticede öğretmenimizi ve okul idaremizi memnun etmiştik. Aynı gün saat 16:00 de başlayan dönüş yolculuğumuz 21:30 da bitti. Banyo yapar yapmaz okulumuzdaki yataklarımıza uzandık.?
İbrahim BALABAN/ Buhara´dan SİVAS´a IV (SİVAS POSTASI)