"16 Haziran 1959 Salı günü saat 11:00 de trenden indim.
Önce istasyonda dört tarafında tatlı su çeşmesi olan mermer şadırvandan kana kana su içtim. Elimde bavulumla yürüyerek ve Sivas havasını ciğerlerime doldurarak 30 dakikada Ferhatbostan Mahallesi, Sait Paşa Caddesi, Çıkmaz Sokak 143 Numaralı üzerinde loğ taşı olan toprak bacalı, kerpiç duvarlı, dışı saman karışımlı çamur sıvalı, iç odaları da saman karışımlı çamur sıvalı ve üzeri birkaç kat kireç badanalı evimize geldim. Evimizin üç odası vardı, odanın birinde yük kemeri dediğimiz yatak, yorgan, yastık istif ettiğimiz kapaklı dolap vardı. Odalarda üzerinde örtü ve minderleri olan tahtadan yapılmış makat dediğimiz bir adet kanepe vardı. Mindere oturunca ot yastıklara sırtımızı yaslardık. Küçük kapısı olan mutfakta yemek pişirilir, ihtiyaç halinde çamaşır yıkanır ve banyo da yapılırdı. 1959 Ağustos ayının başında ancak evimize elektrik alabilmiştik. Bu zamana kadar sofra tahtamızda hem bir leğençeden tahta kaşıkla yemek yerdik.
Sofra bezini, dışarıya silkeleyip, tahtayı nemli bezle sildikten sonra ders çalışma ve ödev yapmak için kullanırdım. Bütün bunları diz çöküp eğilerek yapardım. Akşamları beş numara şişesi olan gaz lambasını sofra tahtasından biraz yüksekçe olan ot yastığın üzerine koyardım. Ders ve ödevlerimi bitirince gaz lambasını duvardaki özel yerine asardım.
Eve gelince Babam, Annem, Ablalarım ve akraba kadar yakın olan komşularımız göz aydınlığı verip hoş geldin sefa getirdin diyerek güler yüzleriyle hal ve hatırımı sordular."
Buhara´dan SİVAS´a İbrahim BALABAN V.Bölüm/SİVAS POSTASI