MANCILIK Köyüne vasıl olduk. Babam bu köye bizim köy derdi. Nedeni de şöyle imiş. Dedem bu köydeki KİLİSEYİ kesme taşlardan yapan usta imiş.Bir kilise yeri varmış, DEDEM de onun yerine çok güzel bir kilise yapmış.
İlk defa gördüğüm bu köy çokca güzeldi. ERMENİ aileler de var diğer ailelerde vardı. Karışık bir köydü. İSA Efendimize inananlar çoktu... Babam vardı KİLİSE duvarının yanına elini sürdü gözlerinden yaşlar aktı. Ben de baktım ona.
Sonra ayarı bozuk olan değirmene gittik. Babam bir saat olmadı ki değirmene ayar verdi. Değirmenci çok sevindi. Dedi ki ?hele de gidinin Bedros Ustası, ahanda şu SİVAS elinde sen gibi bir zanaatkar var mıdır acep? dedi?
Babam ustaların ustasıydı bana göre. Değirmene girdi gözlerini kapattı ve şurda arıza var dedi ve onardı. ALEVİ büyüğü 80 lik ALİ HAYDAR ağa gelip alnından öptü babamın. ZARA´nın ?Meryem Ana? Köyünden gelip burada bir müddet değirmen işine yardım etmiş bir piri faniydi.
İnsanlar babamı övdükçe ben gurur duydum. Büyünce babam gibi olmaya aht eyledim.
Karanlık çökünce, ?Ali Haydar Emmi? aldı sazı eline.Bir türkü söyledi ki babam dahil orda bulunan civar köyler halkı duygulandılar ki hemde nasıl.Babam dedi ki ?Dede ne yanık okudun amma??Ali Haydar Emmi ?yanıklık bizde değil oğul, ahanda şu sineye nakşolan KERBELA acısında? dedi?
Deyişler devam etti. Deliktaşlı köylüler de RUHSATİ Baba dedikleri bir Türkmen dervişten sözler söylediler.TANRIM ne güzel deyişlerdi?
(Ben o gece yaşananları hafızama kayıt ettim. Eğer bugün varlıklı bir insan isem, bu zenginliğimin altında yatan, SİVAS´ın bana verdiği manevi bilgilerdir.)
Ne güzel geceydi. Her dinden her milletten insan vardı. SİVASım benim bu işte ne güzeldi. Sanki MANCILIK KÖYÜ Birleşmiş Milletlerdi? Türk,Kürt, Ermeni,Karslı, Göçmen??
Kirkor DEĞİRMENCİYAN/Elin Niye Koynunda Kuzum (SİVAS POSTASI)