Hamo Tuzlası; Sivas ilinin doğusunda. Zara ilçesine 55 km mesafededir. Yolu olmadığı için atla Zara ya dokuz- on saatte gidilmektedir. Tuzla Hamo deresinin içindedir. Şor suyu tuzlanın kuzeyinde bulunan bir kuyu ile bir kilometre batısındaki bir gözeden temin ediliyor. Göze suyunun akış hızı dakikada 33 kilogram. Dolap vasıtasıyla çekilen su dakikada 39 kilogramdır. Bu sular sığır gönünden yapılmış 28 adet kovayla çekiliyor. Kovalar ağaç dolaba bir sırımla tutturulmuş. Tuzlanın 9 dinlendirme havuzu, 7 abdanı ve 196 adet de gölü var. Tuz ambarları 800 ton kapasitede. Elde edilen 1120 ile 800 ton tuz göllerden ambarlara at ve katırla nakil ediliyor. Bu nakil için ton başına 48 kuruş ödeniyor.
Tuzla da istihdam edilen kadrolu ustaya 295, kadrolu iki işçiye de günlük 195 er kuruş ödenmektedir.
Tuz üretim aylarında kadrosuz işçi sayısı 15?20 olmaktadır. Bu işçilere de günlük ücret olarak 150 kuruş ödenmektedir. İşçiler çalışırken ayaklarına lastik çizme giyme, başlarına şapka örtme, gözlerine gözlük takma mecburiyeti vardır. Bunları işçilere, tuzla idarecileri tarafından işi bittikten sonra geri almak kaydıyla dağıtıyoruz, diyor. İşçi ve personele her gün etli bulgur pilavı, üzüm hoşafı, bazı günlerde de makarna ve üzüm hoşafından oluşan öğle yemeği veriliyor.
Geceleri aile lojmanları ile resmi bina gaz lambasıyla aydınlatılıyor. Demirbaşa kayıtlı bir adet lüks lambası ise özel günlerde bir de tuzlayı teftişe gelen müfettişin kaldığı günün gecelerinde yakılıyor. Toplama havuzları üç metre derinlikte, dinlendirme havuzları bir metre, kristalleştirme havuzları da yarım metre derinlikte oluyor. Güneş ve rüzgârın etkisiyle buharlaşan tuzlu su kristalleşip tabana çöküyor. İşçiler göle girip tabandaki tuzu ağaçtan yapılmış sıyırgalara toplayıp yer yer öbek yapıyor. Çalan olmasın diye de kocaman ağaç mühürlerle tuz öbeklerini damgalıyor. Kuzey rüzgârları eserse tuz iri olur, güney rüzgârlarıyla da taneler ince olarak tabana çökermiş, göllerin avdanlıkların tamirini ustalar, kil ve tuzlu suyla hazırladıkları çamurla yapıyor. Göllerde bir müddet bekletilen tonlarca tuz atlarla eşeklerle taşınarak depolara stoklanıyor. O yıllarda tuzlanın yolu olmadığı için nakliye kamyonları yerine Maraş?tan, Malatya?dan, Antep?ten katırlarla at, eşek ve deve kervanlarıyla gelen tuz alıcıları tuzlanın sessiz ve monoton yaşantısını birkaç günlüğüne de olsa değiştiriyor.
Tuzla da geceler gündüzlerden daha renkli daha bir coşkulu geçiyor. Kardereli genç bir delikanlı, kemanı çenesine dayamadan Karadenizlilerin kemençesi tarzında çalarken, güzel seslilerin söyledikleri şarkılara, türkülere, uzun havalara daha duygusal, daha coşkulu ahenkler katıyor.
Ormanlar içindeki dağ köylülerinin düğünlerine davet edildik. Ormanların ıssız yamaçlarından ağlayarak sessiz ve kimsesiz akan göze başlarında kuzu çevirdik. Kalbim, Hamo Tuzlasında ömür boyu unutamadığım anılarla dolu. Bir buçuk ay sonra genç yüreğimin bir parçasını Hamo Tuzlasında bırakıp Sivas?a döndüm?