BİZİM KÖYÜN HALLERİ!

BİZİM KÖYÜN HALLERİ!

Huysuz Profesör Yazdı...

Bilindiği üzere Sivas, tarihi ve kültürel kimliği ile model olması gereken şehirlerden biridir. Bu tür şehirlerde üniversitelere büyük görevler düşmektedir. Cumhuriyet adıyla kurulmuş 46 yıllık bir üniversitemiz var. 

Şu an başında Danışmanların gölgesinde, eş dost akraba yapılanmasının mimarı, belli dernek, sendika ve sivil toplum örgütleri ortamında boy gösteren, proje ile yatan, proje ile kalkan, proje ile yürüyen dar çevresi ile  popülist söylemleri, fotoğraf kareleri ve uygulamaları ile çoğu zaman da söyledikleri ile çelişen Rektör Alim Yıldız bulunmaktadır.

Daha çok birlikte kadro dağılımlarına karar verdiği Yezid üzerine doktora tezi olan Ünal Kılıç ise baş yardımcı olarak yanı başında bulunmaktadır. Varlığı ile adeta felsefe yapan Ali Taşkın diğer yardımcılardan biridir.

Gölge Rektör diye nam salan iki yeğenini üniversiteye aldıran Hakan Yekbaş Genel Sekreter olarak üniversitenin en hassas birimini işgal etmeye devam ediyor. Valilikten apar topar Cumhuriyet Üniversitesine geçen ve Genel Sekreter yardımcısı olarak görev yapan Alper Duran´ın niçin orada olduğunu bilen yok. Bilgisayar İşletmeni olan ancak Rektör´ün Özel Kalemine bakan Fatih Özkan´ın albenisi nedir? Bilen yok, şaşan çok.  Bir şekilde vakfa, oradan rektörlük binasına geçirilen Mustafa Halis Topçu, Ankara´da Bakanlık´ta göreve başlatılan sonra tekrar Sivas´ta görülmeye başlanan  Mustafa Halis Topçu Rektörüklükte ne iş yapmıştır merak konusu?

Rektör yardımcılarından biri de Kent Konseyi başkanlığı yapan Ahmet Alim´dir. Ahmet Alim bir zamanlar Cumhuriyet Üniversitesi Vakfı başkanlığı da yapmıştır. Vakıfla ilgili konuşacak, ortaya dökülecek çok şeyi olduğunu düşünüyoruz. Zira şu an Vakfın koordinatörlüğüne bakan kişi Rektör´ün amcasının torunu olan Mehmet Sakar´dır. Hak etmediği şekilde adı geçen şahsın yüksek bir maaşla vakfın koordinatörlüğüne getiren Rektör, hangi eğitimden, hangi başarılarından ya da hangi özelliklerinden dolayı getirmiştir? Vakfın denetimi sırasında hak etmediği halde yüksek maaş aldığı tespit edildiği bilinmektedir. Şahıs aynı zamanda bir siyasi partinin ikinci başkanlığını yapmaktadır.

Rektör, iki yıllık Bilgisayar programcılığından mezun olan akrabası Zafer Yıldız´ı Teknikerlikten Enstitü Sekreterliğine taşımış, gerek Enstitü Müdürlüğü ve gerekse Rektörlüğü döneminde Açık Öğretim´den iki yıllık bölümü 4 yıla tamamlayan akrabası Zafer Yıldız´ın yüksek lisans ve doktora yapmasını sağlayarak Öğretmen yetiştiren Eğitim Fakültesine  Öğretim Üyesi yapmıştır.

Geçtiğimiz aylarda Şarkışla Aşık Veysel MYO Eczane Hizmetleri Bölümüne Matematikçi ve İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi mezunu elemanlar alındı. Bildiğimiz kadarıyla Eczane Hizmetleri Bölümüne, Eczacılık ve Sağlık bölümlerinden mezun kişilerin alınması gerekir.   Ama her zamanki gibi öyle olmadı.  

Çeşitli kadrolara alınan kişilerle yemek programları yine basına yansımış. Önce yemek sonra kadro mu? Başlığı ile haberler yapılmıştı.

Bir çok bölümün akademik anlamda bir karşılığı kalmamıştır. Mesela Kamu Yönetimi bölümünde kaç tane Öğretim Üyesi bulunmaktadır. Hem normal hem gece öğretimi olan Kamu Yönetimi bölümünde üç Öğretim Üyesi bulunmaktadır.

Tarih bölümü ne haldedir? Tarih Bölümüne Eskiçağ Tarihi Ana Bilim Dalı Başkanlığına Yakınçağ Tarihçisi olan Ahmet Yüksel bakmaktadır. Ortaçağ-Selçuklu Tarihi alanında bir tane hoca bulunmaktadır. Cumhuriyet Tarihi alanında bir tane Dr. Öğretim Üyesi bulunmaktadır. Genel Türk Tarihi Ana Bilim Dalı ve hocası-elemanı yoktur.

Arkeoloji bölümü nerdedir? Sosyoloji bölümünün Sivas´a ve toplumsal sorunlara katkısı içler acısıdır. İlahiyat Fakültesi dekanı Yusuf Doğan´ın ?Arapça olmadan ibadet yapamazsınız. Arapça, kutsal bir dildir? şeklindeki konuşması basında yankılanmış, verilen eğitimin yönü ortaya çıkmıştır.

Edebiyat ve Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları bölümünde tekel düzeni devam etmektedir.

İlçelerdeki MYO´ların atölyeleri ne durumdadır. Uygulamaya dayalı nitelikli eğitimler verilmekte midir? İlçelerde büyük ölçüde aynı bölümlerin varlığını nereye koyacağız?

Sadece görüntü ve gösterişe dayalı, gerçek anlamda bilinçten, hissiyattan ve ciddiyetten yoksun sosyal sorumluluk projelerinin toplumsal duyarlılığa katkısı ne yazık ki yok hükmündedir. Zira bu projelerin içinde toplum yoktur.

Üniversitede bir iki derneğin başındaki bir iki kişi ile engelli vatandaşlarımızı ve haklarını popülist yaklaşımlarla samimiyetten uzak şekilde fotoğraf karelerine taşıyanlar kimlerdir?

Hastanedeki doktorlar baskı altında çalışmakta, donanımlarını kullanamamaktadır. Hastanede malzeme yokluğu gündemi sarstı. Bırakın stend bulamamayı, çarşaf yokluğu, serum yokluğu hastalar tarafından gündeme taşındı. Giden doktorların haddi hesabı yoktur. Eski personellerin anlayışı ve tecrübesi üzerinde ayakta durmaya devam eden bir hastane var.

İsrafta sınır taşımamış kapılar, yapılar, bulvarlar, kafeler, kafelerde yaşananlar, güvenli yerleşkede bitmeyen kazalar, dinmeyen acılar. 10 bin kişilik yurtta birikmiş sorunlar? Yenmeyen yemekler? Tükenen, tüketilen umutlar?

Minia Sivas, sözde Gölet çalışmaları ile adeta  tarihte çağ açtıkları şeklinde pazarlayan yönetim ve bunlara aldananlar?

Vakıf okullarının devredilmesi? Kimlere ve niçin devredildi? Kamuoyu hala merak ediyor?

Yerel basında yer bulduğu üzere YÖK´ün yayınladığı istatistiklerde vasat derecesindeki sıralamalarınız ortadadır. Öğrenci başına düşen kitap sayısı bakımından sonlardasınız. Öğrenci memnuniyeti sıralamalarındaki tablo ortadır. Türkiye´deki Rektörlerin başarı sıralamasında Rektör ilk 10´da yahut 20´de yok. Yok.

Yıllardır açamadığınız Hukuk Fakültesinin dekanı kimdir?  Adaletten korkmayın bu kadar?

Nezaketin sadece kendi aralarında ziyaret olduğu feodal bir kafanın insanı tükettiği, harcadığı, yok saydığı bir dünya.

İçinizden birileri Eğri Köprü cenahlarından aldıkları Residanslarla, dairelerle, yediği, içtiği, giydiği şeylerle,  sonu gelmeyen hırs, heva ve arzularla övüne dursun sonu olan bir dünyada yaşıyoruz. Son düşündürmeli.

Ufku insan olan, kutlu olanın insan, kutsal olanın insanlık olduğunun farkında olanlar, üzerinde yaşadığı topraklara şaşı bakmaz. Popülist yaklaşımların esiri olmuş, ün, unvan, makam, hırs ve hevada, çayda, çorbada, menfaatte birlikte olanların tek derdi kendileridir.

Allah aşkına Aşık Veysel yerinden kalksa, Ruhsati konuşacak olsa, Kangallı Mesleki haykırsa, Sefil Selimi mızraba vuracak olsa, İsmetî düştüğünüz halleri ve yaptıklarınızı görse ne der, ne yapar? Tanrı´da dağılan Yunus, utanır, kahrolurdu.

?Gönül Çalabın tahtı,

Çalab gönüle baktı,

İki cihan bedbahtı,

Kim gönül yıkar ise?

Kadı Burhaneddin halinizi görse mısra mısra tekrar girmek isterdi toprağa.



Anahtar Kelimeler: BİZİM KÖYÜN HALLERİ