İlimizde, son yıllarda ve özellikle hızlı tren, karayolları, DSİ kamulaştırmaları vb. davalardan dolayı, mahkemeler tarafından çok miktarda bilirkişi kurulu atanmaktadır. Bu atamaları bilirkişilik kanununa göre yapılması gerekmektedir.Kanuna göre bilirkişilik belgesine sahip, uzmanlıkları Adalet bakanlığınca tescil edilmiş ve bakanlığın yayınladığı uzman bilirkişiler listesinde yer almışkişilerden seçilen veen az üç uzman bir araya getirilerek bu bilirkişi heyetleri oluşturulmaktadır.
Ancak Sivas mahkemeleri bilirkişi görevlendirmelerini sırasıyla yapması gerekirken, sanki bir gelenekmiş gibi sürekli aynı kişileri bilirkişi olarak belirlemektedir. Listelerde yüzlerce bilirkişi uzman varken, özellikle kamulaştırma davalarında, 10-12 kişi arasında dönen bir bilirkişi grubu kullanılmaktadır.Neden hep aynı kişilerin görevlendirildiği isemerak konusu olmaktadır. Mahkemelerin bu tutumlarından dolayı özellikle bazı bilirkişilerin yılda dört yüz ? beş yüz bin lira kazanç sağlamalarına imkântanınmakta ve doğal olarak dikkat çekmektedir. Mahkemelerin oluşturduğu bu bilirkişi grubunun içine, grup dışından bilirkişilerin sokulmaması ve hatta mahkemelerin kapısına bile yanaştırılmaması dikkat çekmekte ve kamuoyunda konuşulmaktadır.
Bu konular gerek Cimer´e , gerek Bimer´e ve gerekse Adalet Bakanlığına yoğun bir şekilde şikayet edilmekte buna rağmen düzeltilmemesine ise bir anlam verilememektedir.
Adalet mekanizmasının kanayan bu yarası, mahkemelerin sürekli aynı bilirkişilerden heyet oluşturması ve hatta ikinci bilirkişi heyetinin bile yine aynı grubun diğer üyelerinden seçilmesininadaleti nasıl sakatladığınısomut örnekleri ile açıklayacağız...
Örneğin, Afat Müdürlüğünde çalışan bir grubun, nasıl olup da mahkemelerin daimi bilirkişileri haline geldiklerini ve bu gruptakilerden sadece bir kişinin nasıl olup da yılda 500.000 TL bilirkişi ücreti aldığını, ayrıca bu kişinin bununla da yetinmeyerek, kamulaştırılacağını bildiği bir araziyi eşi ve kayını adına nasıl satın aldığını ve yine aynı yer için kendi hazırladığı bilirkişi raporu ile nasıl misliyle kamulaştırma bedeli tespit ettiğini,
Ayrıca, bir kamu avukatının, kendi kurumunun kamulaştırma davası görülürken kanuna aykırı olarak eşinin bilirkişi atanmasını ve olayın ortaya çıkması ile konunun nasıl örtbas edildiğini,
Veya Sivas Kadastro müdürünün bir yılda 220 çalışma günü varken, nasıl olup da yılın 170 günü keşfe gittiğini, kurumun arabası ve şoförünü kullandığını ve hatta göreve gidiyormuş gibi harcırah aldığını, olayın patlaması ile nasıl başka bir şehre sürüldüğünü, kamuoyunun ve ilgililerinin dikkatine sunmaya, basının kamu görevini yerine getirmeye ve adalet yerini buluncaya kadar açıklamaya devam edeceğiz?
SİVAS POSTASI