COŞAN SUİKASTİNDEKİ İLGİNÇ DETAY

COŞAN SUİKASTİNDEKİ İLGİNÇ DETAY

Şüpheli bir trafik kazası ile suikasta uğrayan Prof. Dr. M.Esad COŞAN´ın, ölümünün ardından yıllar geçmesine rağmen, kazanın sis perdesi hala aralanamıyor...

 Türkiyenin görünmeyen üniversitesi olan Mehmet Zahit Kotku´nun damadı olan Prof. Dr. Esad COŞAN Hocaefendi şüpheli bir kaza ile Avustralya´da vefat etmişti. Milli Nizam ve Milli Selamet Partilerinin kurulmasında etken olan Mehmet Zahid KOTKU´nun yolunu devam ettiren Güşhanevi Dergâhının önderi Esad COŞAN´ın ölümü üzerine bir çok iddia dile getiriliyor.

Bu iddiaların en önemlisini "Kayıp Sicil?" isimli kitapta dile getiren Soner YALÇIN, Esad COŞAN´ın tavizsiz tutumu nedeniyle ortadan kaldırılmasında dış istihbaratlar ve muhtemelen zamanın derin devletinin bunda katkısı olduğunu dile getiriyor.

Haziran 2014 tarihli kitapta ilginç analizler yapan Soner YALÇIN, gelecekte Türkiye´yi şekillendirecek siyasi aktörlerle Coşan´ın samimi dostluğu ve öğrenci talebe ilişkisi olduğunu ifade ediyor.

Ak Parti´nin kurulmasında ve yol almasındaki manevi desteğin Esad COŞAN olacağı bilindiği ve Coşan´ın, Türk Kimliğine sıkı bağlılığı ve tavizsiz manevi duruşunun gelecekte tehlike oluşturduğunu gözlemleyen iç ve dış istihbaratların böyle bir suikastta parmaklarının olduğunu iddia ediyor.

Soner YALÇIN´ın yeni çıkan kitabında, Esad COŞAN´ın suikasti ile ilgili önemli ilginç detayların olduğu belirtiliyor

Prof. COŞAN, Sedney´den Dubbo şehrine giderken, ?arka farları yanmayan? bir Tıra otomobiliyle çarpıp vefat etmişti.

 M.ESAD COŞAN KİMDİR?

Prof. Dr. Mahmud Es´ad Coşan Hocaefendi 14.4.1938 tarihinde, Çanakkale´ye bağlı Ayvacık ilçesinin Ahmetçe köyünde dünyaya geldi. Babası Halil Necati Efendi, annesi Şadiye Hanım´dır. Babası ile annesi üçüncü kuşakta aynı kökte birleşmektedir. Hz. Hüseyin Efendimiz´in soyundan olan dedeleri Buhara´dan gelip Çanakkale´ye yerleşmişlerdir. Büyük dedesi Molla Abdullah Efendi, İstanbul´da ilim tahsilinde bulunmuş ve dönemin ünlü meşâyihinden Gümüşhâneli Ahmed Ziyâüddin Efendi´nin yakın bağlıları arasına girmiştir.

Vefa Lisesi orta kısmından 1953, aynı okulun lise kısmı Fen Kolu´ndan ise 1956 yılında mezun oldu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap-Fars Filolojisi bölümünü 1960 yılında bitirdi. Arap Dili ve Edebiyatı, Fars Dili ve Edebiyatı, Ortaçağ Tarihi ve Türk-İslâm Sanatı sertifikaları aldı. Fakülte son sınıfta iken Mehmed Zâhid (Kotku) Efendi´nin küçük kızı Muhterem Hanımefendi ile evlendi.
Es´ad Coşan hocaefendi 1972 yılında Hacı Bektaş Velî ve Makâlât adlı tezi ile doçent ünvanını aldı. 1971-1972 yıllarında yedek subay olarak askerlik hizmetini yaptı. 1973 yılında aynı fakültesin Türk-İslâm Edebiyatı Kürsüsü öğretim üyeliğine, bir yıl sonra da aynı kürsünün başkanlığına atandı. Emekli olduğu 1987 yılına kadar adı geçen kürsünün Anabilim dalı başkanlığını yürüttü.
1977-1980 yılları arasında Sakarya Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademis´nde Türk Dili ve Hümaniter Bilgiler dersleri verdi.

Matbaacı İbrâhim-i Müteferrika ve Risâle-i İslâmiyye adlı takdim teziyle 1982 yılında Profesör unvanını aldı.
Mensubu bulunduğu fakültede Türk-İslâm Edebiyatı, Osmanlıca, Türkçe-Kompozisyon, Farsça ve Arapça derslerini okuttu. Yedi adet doktora ve çok sayıda lisans tezi yönetti.

Mahmud Es´ad Coşan hocaefendi başarılı ve verimli bir öğretim üyeliği hayatı sürdürmekte iken irşad faaliyetleri ile sosyal ve kültürel çalışmalara daha fazla zaman ayırabilmek amacıyla 1987 yılında kendi isteğiyle emekliye ayrıldı. Bundan sonra Hocası ve kayınpederi Mehmed Zahid Efendi´den aldığı tebliğ ve irşad görevini daha aktif yerine getirebilmek için faaliyetlere başladı. Seleflerinin başlattığı hadis derslerini Türkiye´nin bir çok ilinde yapmak suretiyle yaygınlaştırdı. Yaygın ve örgün eğitim, kültür, yardımlaşma, sanat ve yayın alanlarında hizmet üretmeleri için dostlarını teşvik etti. Bu alanlarda bir çok çalışmanın başlamasına önayak oldu. Çok sayıda kitap ve makale kaleme aldı.

Sohbetlerine gösterilen ilgiden dolayı hizmet sınırlarını genişletti ve bu gaye ile dünyanın bir çok ülkesine seyahatlerde bulundu. Avrupa, ABD, Orta Asya ve Avustralya´ya defalarca giderek eğitim proğramlarına katıldı.

Doğup büyüdüğü vatanından yirmi bin kilometre uzakta bulunan Avustralya´da, bir cami açılışı için yaptığı bir seyahat esnasında elim bir trafik kazası neticesinde Hakk´a yürüdü (4 Şubat 2001). Nâşı Türkiye´ye getirildi. 9 Şubat 2001 tarihinde Fatih Camii´nde Cuma namazını müteakip kılınan cenaze namazına, yüzbinlerce talebe ve seveni katıldı. Eyüpsultan Mezarlığı´nın Nakşi Tarlası denilen kısmında Hakk´ın rahmetine tevdi edildi.

 



Anahtar Kelimeler: Pazartesi SİVAS POSTASInda
Selma eren
8.01.2020 01:21:14
Esasen Avustralya´daki yangin haberini okudum ve aklima Esat Cosan hocaefendi geldi ve haberi bu yüzden tekrar okudum.Daha çookk yanginlar görür mazallah bu ulke suikast ahları kolay mı her ne sebep olursa olsun maneviyat eksikligi yapilan kul hakları gözden asla kaçırılmamalı

Selma eren
8.01.2020 12:20:25
Ve dahi Avustralya icin bi haber daha okudum içim elendi.Çok su tükettiklerini sebep göstererek onbin çöl devesini havadan katledilmesi kararı alınmış.!!!!!Nerde hayvan hakları koruyucuları cana kıymak hem de kendilerinin olmayan Allah´ın c c bahşettiği suyu içmesinker diye vahşete bakarmısınız.Hiç imkan yik mu bunu durduracak bari kınayalım!

Selma eren
10.01.2020 01:25:59
Avustralyadaki deve katliamını önlemek aynı zamanda getirdiği çözümle de ihtiyaç sahiplerine yardım etmek için harekete geçen İHH ´yı tebrik ediyorum tesekkürler