Geçtiğimiz ay Sivas?ta yaşanan ?Sivas Kitap Günleri?, son yılların en tarihi anlamıydı.
Şehrin kitapla ünsiyeti yok denecek kadar azken, böyle güzel bir çalışmanın yaşam bulması, Sivas adına tarihi bir başlangıçtır.
Sevgili okurlar, hepimiz biliyoruz ki Sivas bir kültür şehri değildir. Kimse kimseyi kandırmasın bu böyledir.
Ama olmalı.
Sivas?ı bir kültür şehri yapmalıyız.
Bu kadim şehrin de bir kültür şehri olması yönünde çaba göstermemiz gerekmez mi?.
Zaten Sivas?ın kültür şehri olması yönünde birçok artısı varken, maalesef bunu bir türlü hayata geçiremedik.
Sivas İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü?nün beceriksizliği bir yana, şimdiye kadar şehrimiz genelinin de, böyle kati bir arzusu dile gelmedi.
Yaşanan Kitap günleri bu işin başlangıcı bence. Emeği geçenleri tebrik ediyorum
Yıldız Dağı Kış Sporları çalışmalarının başlayıp, bunun kültürel ve bilimsel ayağı olan Kitap Günlerinin de hayatiyet kazanması, Sivas?ın önünü açacak çok önemli iki dev adım.
Kitap Günleri için şehrimize gelen, ülkenin önde gelen kültür insanlarından biri olan Hayati İNANÇ hocamız ile dostlarla birlikte hoş bir hasbıhalimiz oldu.
Hepinizin bildiği gibi Hayati Hocamız, Divan Edebiyatını her kesime sevdiren ender bir entelektüel. Onun o nezih anlatımı, farkına varmadığımız Divan Edebiyatı deryasını yeniden keşfetmemize kapı aralıyor.
Hocamız, hem zarif bir insan, hem de öte ufku görebilen bir münevver.
Hayati İNANÇ hocamızla, Buruciye içindeki sohbetinden önce, konu Divriği Ulu Camii?ne geldi.
Divriği Ulu Cami hakkında sitayişli sohbetin ardından, dostlarla Hayati İNANÇ hocamıza, Divriği?de bir program yapma teklifinde bulunduk.
Kendilerinin TRT?de yayınlanan ve büyük beğeni toplayan ?Can Veren Pervaneler? programını, Divriği Ulu Camii önünde yapması halinde, hem tarihi inci taşının daha geniş kitlelere ulaşacağı, hem de Divan şiirleri eşliğinde nakışların daha bir anlamlanacağını dile getirdik.
Divriği Ulu Camii?ni kendisinin de görmediğini ifade eden Hayati İNANÇ hocamız, bunun çok güzel olacağını belirtti.
O sohbette bulunan Vali Yardımcımız Ömer KALAYLI? nın resmi prosedürleri halletmesi akabinde, böyle bir programın Divriği Ulu Cami önünde çekilebileceği görüşü ortaya çıktı.
Bir düşününüz sevgili okurlar, akşamın zifiri karanlığı içinde, mum ışıkları eşliğinde, şiirlerin nakış korosu ile, alemi ervaha doğru seyri suluk etmesi muhteşem üstüne muhteşem olmaz mı?
Yüreğin bam teli zangır zangır titremez mi?
Divriği Ulu Camı bahçesinde, sıra sıra dizilmiş iki yüz kişilik bir dinleyici karşısında, o Cennet tasvirlerinin Divan Edebiyatı dünyası ile bütünlenmesi, o eşsiz abidenin yeniden içselleştirilmesine kapı aralayacak.
Hayati İNANÇ hocamızdan böyle bir sözü almışken, işi uzun zamana yayamaya hacet yok.
Biran önce resmi prosedür halledilip, yapılacak programın çerçevesi masaya yatırılıp geniş bir analizler zinciri sonrasında, harekete geçip, bu dünya harikasını yeniden soluklamak icap etmektedir.
Herkesin parmak ısırdığı ve insanların kilometrelerce öte ülkelerden bisiklet ile gelip ziyaret ettikleri bu taş abide, yeterince değerlendirilmeyi bekliyor.
Taşa işlenmiş hayat manifestosunu anlayıp, anlatabildiğimiz takdirde, Sivas kültür şehri olmaya bir adım daha yaklaşacaktır.