Yusufçukların, çayırlardaki munis sesi, yankılanmaya başlamıştı yine. Bahar sultanı olanca cömertliğiyle etrafı kuşatıyor ve bitmez tükenmez efsununu dağlara tepelere yayıyordu.
Dağlara çöken bahar dumanı, gök alayı selamlarcasına coşuyor ve bilinmez nice heyulayla birlikte şerha şerha akıyordu yürekten yüreğe?
Dağlara gününü sekitmeden inen yağmur zerreleri, derelerle bütünleniyor ve Rize´nin bağrından denize kavuşuyordu.
***
MÖHKEM ÇAVUŞ, Çanakkale´den geleli bir buçuk yıl olmuştu. Küçük demirci dükkanında işe koyulmuş, babadan dededen gelen irfani bir zanaati büyüterek ilerletiyordu.
Kızgın ateşte şekilden şekle giren demir zerreleri kendini asla aklından çıkarmadığı BOĞAZ HARBİNE götürüyordu.
Küt küt sesler dumanla karışıyor ve öte yıllardan çıkınında sakladığı barut kokuları yeniden yakıyordu genzini.
Er olarak gittiği ÇANAKKALE´den, ÇAVUŞ olarak gelmişti. Demirci Süleyman´ın oğlu demirci Möhkem, olmuştu ÇAVUŞ MÖHKEM?
Bir tek başına onca düşman siperini aşıp, cephaneliği havaya uçurması akabinde , ÇAVUŞ rütbesi tevdi edilmişti?.
Gözü kara bir insan evladı idi. Rize yaylalarında çocukluğundan bu yana talim etmesi ÇANAKKALE´de çok işe yaramış ve MÖHKEM ÇAVUŞ olarak yurduna dönmüştü.
Aklı fikri geride idi. Aklı fikri aklından çıkaramadığı SİVASLI Ali KEMAL´de idi.
Onun tekmili, ham demire her vurmasında sıçrayan çıngılarla birlikte zihninde sıçrıyordu.
?Adım ALİ KEMAL?SİVAS´ın ŞARKIŞLA kazasındanım??
Uzun boylu karayağız bir insan evladı idi. O MÖHKEM´e kazası ŞARKIŞLA´dan bahseder, MÖHKEM´de RİZE´den bahsederdi. Ara ara da dalıp giderlerdi siperlerde?.
Ali KEMAL geride bıraktığı ailesi EMİÇ´i ve MUSTAFA´yı düşünür, MÖHKEM ÇAVUŞ ise hasta anası ve babasını düşünür idi?
Düşmanın denizden fırlattı top mermileri ile ayılırlar ve derhal tedbir alarak silaha davranırlardı.Mermi bittiğiğ zamanlarda da süngü ile tekmil hazır durup, şehadeti yüreklerinde saklarlardı.
MÖHKEM ÇAVUŞ´un kulaklarında ALİ KEMAL´in ?DÜŞMAN DUŞALI KALSIN? sözü hiç gitmiyordu. RİZE´de duymadığı bu sözün SİVAS yaylalarından çıkarak ÇANAKKALE´de demirlediğine hükmetti.
Sabah namazı akabinde büyük bir saldırı olacaktı. Kumandan Hayri Bey, onlara bulunduklşarı mevziye bin kadar düşmanın hücm edeceğini ve zinhar burayı terk etmemeleri emrini verdi.
MÖHKEM çavuş emrindeki askerleri toğplayarak, vazifenin önemini anlattı. İleri ALİ KEMAL atılarak, verilen görevi canla başla yapacağını söyledi.
MÖHKEM ÇAVUŞ´un gözleri dolmuştu. Ali Kemal´i yanına çağırdı?
(NOT: Öykünün kısa bir bölümü? Öykü 12 sayfadan oluşmakta.ÇANAKKALE konulu 10 değişik öykü yazar OSMAN ÇELİK tarafından 2020 yılında ?10 Öyküyle ÇANAKKALE? ?içerikle kitap haline dönüştürülmesi amaçlanıyor?)
OSMAN ÇELİK