Tarih: 02.06.2021 19:57

ELEŞTİRİ ve ÖZELEŞTİRİ!

Facebook Twitter Linked-in

Eleştiri ve Özeleştiri

"İnsanlığa, insanlar tarafından yapılmış en büyük zulüm nedir?" deseler, düşünenleri düşüncesizce düşünmekten vazgecirip, düşünmekten düşürmeleri derdim herhalde. Bir saatlik tefekkürün bir yıllık ibadetten daha eftal olduğunu söyleyen bir peygamberin ümmeti olmamız hasebiyle de bizim ve kendini müslüman hisseden, addeden herkesin daha bir ehemmiyet vermesi gerekmez mi buna? Kendi iç dünyalarıyla barışık olmayan kimseler, muhakkak ki dışarıya yönelik negatif enerjileriyle kendilerinde düğümlenen düşünce mekanizmalarını, başkasında çözme çabasına girerler. Ya dillerinde bir makas, ustura ya gözlerinde takdire güç yetiremeyen alaycı veya hasetvari bakışlar. O da olmadı, kendi doğrularını dikte etmeye çalışan bir sürü akıl hengameleri. Yok, hani özelestiri yapası gelmiyor insanın, o kadar hunharca kişilik hedef alınıyor ki zırhımızın ve kabuğumuzun kalınlığında kımıldayıp da yıkamıyoruz duvarlarımızı.

Acımasızca infaza giden çırpınışlar... Belki biz de bu yüzden yanlışa düşüyoruz. Bir bebek bile emekleyemeden yürüyemezken, insanların birbirlerinin açıklarını kollarcasına en ufak yalpalamalarında "saçmalama" demek ya da der gibi davranmak ne kadar etik bilemedim? Çok mu zor acaba başarısını tebrik edebilmek ya da kişinin karşısına geçmeden bir sıkıntı varsa elinden tutabilmek. Zira niyetiniz ne kadar halisane olursa olsun, karşıdan müdahale aksi bir "etki-tepki" sebebidir. Elinden tuttuğunuz, yanında durduğunuz,koluna girebildiğiniz herkesi yönlendirme şansına sahipsiniz ancak karşısında asla.

Ne dediğinizin aslında pek de bir önemi yok nasıl dediğinizin yanında. Şems ne demiş: "Diyorlar ki dost acı söyler. Acıyı söyleyene dost denilmez ki! Seni sevmeyen acı söyler; dostun sana söyleyeceği acı dahi olsa seni incitmeden, tatlı dille söyler" Kişi önce kendini bilmeli değil mi? Kendi yarasından kan kaybeden cerrah başkasını dikse ne? Uçurumdan düşen biri başkasını tutmuş ne önemi var? Kendi konumunu belirleyemeyen biri, başkasının konumunu nerede ve nasıl belirleyebilir? Her insan kendi hayatının aktörüdür derler. Unutmayalım ki hepimiz aktörüz bu hayat sahnesinde. Kırmadan, kırılmadan, empati kabiliyetimizi kullanarak yaşamaya çalışalım. Çünkü ölümün dublörü yok ve hayat incitip, incinecek kadar uzun görünse de kalbin kırıklarını tamir edecek kadar uzun değil maalesef!

Nilüfer Akıngül Leylifer




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —