ESTETİK HA!

ESTETİK HA!

Selahattin ÇERİK YAZDI...

ESTETİK HA…

 

Çağdaş toplum dil yapısına oturtulmaya çalışılan bir kelimedir estetik. Manası itibariyle kazanım olan ama dediğimiz gibi, uzay çağında kazanım ile den düşmeye çalışan bu kelime bana hep itici gelmiştir. Aslını inkar boyutunda olması mı bana itici gelen bilmem ama estetik kelimesi bize uymuyor vesselam.

Her ne kadar çağdaşlık kalıbına yerleştirdiğimiz estetik kelimesinden 500 yıl önce böyle bir halt yapılmaya çalışılmış. Yer El Hamra Sarayı. Endülüs medeniyetini yıkan zihniyet yapısal reformu da yok etme derdinde, pardon estetik oluşturma derdinde. Sarayın bir bölümüne estetik yaparlar, kral bile hoşlanmaz 'yapmasaydınız!' diyebilir ama iş işten geçmiştir.

Ustalık eserini yapan Koca Sinan'a bir velet 'minaresi eğri!' der. Halk 'çocuktan al haberi!' misali çocuğu tasdikler. Koca Sinan halatı minareye geçirir, ahaliye de halatı çektirir ve minareyi düzelttirir(!) Biraz estetik katar yani.

***

Aradan geçen asırlar tipini beğenmeyenler için de bir fırsat vermiştir bu kelimenin bol bol kullanılmasında. Tıp alanında yaşanan gelişmeler insanların özellikle yüz kısmında fazlasıyla estetik oynamasına etken olmuştur. Burnunu beğenmeyen, çenesine kusur bulan, gözaltı torbasından tut dudak yapılarına kadar estetik operasyonları emirlerine bütçelerince amadedir. Fotoşop programına eş ameliyathaneler değişim arenasıdır artık, ünlüler bu konuda halay başıdır malumaliniz. Gençleşmektir estetik; yenilenmedir, güzelleşmektir. Yakıştırır veya yakıştırmazsınız ama sonuçta hayatın gerçeğidir artık bu estetik.

Komisyonu bile vardır: Estetik Komisyonu adı altında.

Mimari manadadır bu komisyonumuz. Raporları geçerlidir, bina yapım aşamasında bağlayıcıdır. Gerekli midir? En azından 500 yıl önce olsaydı El-Hamra Sarayına yamalı bohça gibi bir ekleme olmayacaktı, ama oldu. Mimar Sinan da halatlarla minare düzeltmeyecekti belki de ama o da komedi bir şekilde oldu, hiç değilse koca Sinan gönülleri hoş etti.

Ama gönüllerin hoş olmadığı bir estetik yapılıyor ilimizde (Ülke çapında yapılıyormuş). Tarihi eserlerin etrafında ki yapıların tarihe yakışır olma çalışması. Estetik yani. Göz alıcı yapısıyla geleceğe göz kırpan ve sadece minareleri kalan Çifte Minareyi kapatan beton yığınları geçtiğimiz senelerde estetiksel olarak çatıları ile birlikte yalıtımları da yapılarak (boya yapılmasına gönüller razı gelmedi, bina üşümesin. Nihayetinde tarihi binalarımız yalıtımlıdır herhal!) pencere pervazlarına kadar estetik geçirtildi ve milyonları kesemizden ödeyiverdik. Yetmedi, bu senede Tarihi Hükümet binamızın arkasındaki yapılar ele alındı, yapılıyor, bitmek üzere...

Binaların depreme dayanıklı olup olmadığına bakılmaksızın bir estetik operasyon yapılmasına gönüller nasıl gani gelmiş bilmem ama bu estetik yaşlı bir kadının geçirdiği estetiğin aynısı gibi geldi bana. Güzelim Numune Hastanesini yıkanlar acaba bu konu için bir şey diyebilirler mi?

Estetik ha...

Siz estetiği güzelim Numune Hastanesinin şu anda yerle bir olmuş taşında toprağında arayın. Esas yıkılması gereken yerlerin yıkılmayıp milyonlar harcanarak kazandırılan estetiğinde bir güzelliği beyhude aramayın...

 



Anahtar Kelimeler: ESTETİK !