ZAMAN YOLCULARI
Git git bitmezdi eskiden ne güzeldi yollar
yeni bir yol başlangıcıydı her yol sonu
hasretle nasıl kucaklaştığını toprakla suyun
dağların yere nasıl sağlam oturduğunu
ve ne güzel çatıldığını gökyüzünün
görebilirdiniz, buna vaktiniz vardı
yollar eskiden uzadıkça uzardı
Şimdi kim sayabilir eski zaman yolcularının
sessiz yol gecelerinde saydığı yıldızları
yolların yalnız şehirleri şehirlere
ve ülkeleri ülkelere bağladığını söyleyenler
en katı gerçeklerin bile rüyalarına
bilmezler yollarla bağlandığını
yolların yıldızlara geçmişe
ve geleceğe ve sonsuza yürüdüğünü bilmezler
Yolcular eskiden yılan kıvrımlı yollarda
ya mutluluğu ararlardı ya bengisuyu
her yolcu biraz İskender’di karanlıklarda
ve biraz dâvut-dillerinde mezâmir-
aşıp felekleri arşa yükselen bir musikî
ya nirvana’ya giderlerdi ya fenâ’ya
gölge güneşte yok oluncaya dek giderlerdi
git git bitmezdi eskiden ne güzeldi yollar
Dağlarda ateş yakar İbrahim’i düşünürlerdi
bilirlerdi ki her dağ tür olmak hevesindedir
onlar birer yol büyücüsüydü bâbil’den geçerlerdi
kalpleri bütün eski zaman simyacılarını
hasetten çatlatacak birer altın madeniydi
git git bitmezdi eskiden ne güzeldi yollar
Ah atlar ve develer yolların ve yolcuların
yorulmak bilmeyen mukaddes yoldaşları
o kervanlar ki ağır aksak gidişlerinde
şimşeklerden hızlı buraklar vardı
alır eski zaman yolcularını apansız
erişilmez bir menzile bırakırlardı
bütün yolların erişilmez başlangıcına
Git git bitmezdi eskiden ne güzeldi yollar
BEŞİR AYVAZOĞLU