“Eylül toparlandı gitti işte
Ekim filan da gider bu gidişle
Tarihe gömülen koca koca atlar
Tarihe gömülür o kadar…”
TURGUT UYAR
Son sığırcık korosu da, nakaratını şaşırmayan şarkılar gibi asude yine… Dalga dalga, sıcak ülke telaşına hazırlanıyorlar yeniden… Yeniden, eylüle veda eden sanat gösterisi ile tepelerin ardına odaklanıyorlar…
***
Dağların üzerine, sarımtırak rengini salıveren güz seyrangahı, usul usul gam ve kederden arınmış zamanlara doğru yol alıyor sanki… Tuhaf, kırılgan, naif bir örtü gibi güneş, salıyor hüznünü utandırılmış dağ suretlerinin üzerine…
***
Sukuneti berhava etmeden, toparlanıyor yine eylül… Son bir şarkı, son bir şiir gibi, usul usul dürülüyor takvim yaprakları misali… Rüzgarın ılık silueti yerine, hafif keskin bir veda kokusu, eylülün toparlandığını müjdeliyor âlemin dört bir yanına…
***
Genizleri yakan bir dinginlik, kapanmamış yaraları son defa tımarlamadan az evvel, ebrulu bir gülüşe emanet ediyor zaman ve mekân aşan kaygıları…
***
Alıcısı olamayan bir satıcının, pazenlerin üzerine nakışlanmış papatyaları alelacele toplayarak uzaklaşması gibi… Eylül ile birlikte, toparlanıyor her şey… Her şey genizleri yakan bir türkünün son mısraına demirlemeden, eylül ile birlikte yola revan oluyor yeniden…
***
Hışır hışır, yaprakları ile söyleşen sıra selvilerin, üzerlerine düşen sarımtırak ahenk, bir şairin şiirlerine konu olmadan daha, eylülün matem çıngısına yeniliyor apansız…
Toparlanıyor eylül… Alıcısı olmayan bir satıcı gibi toparlanıyor… Kanadı kırılıp öte ülke telaşına kapılamayan turna misali..
***
EYLÜL toparlanıyor yine…
Gitti gidecek bir endam ile toparlanıyor. Çıkınına aldığı onca sırrı, ekim ile paylaşmadan yola revan oluyor yine… Onca sükûneti, onca sırlar içindeki sırrı, susma yemini edercesine toparlanıyor yine…
***
Eylül gidiyor yine…
Salkım söğütlerin son yaprağını görmeden, sığırcıkların son raksına şahit olmadan, yedi kandilli süreyya’nın, son kuzey söylencesini dinlemeden toparlandı gidiyor eylül..
Eylül toparlandı gidiyor yine…
Kendisine daha emanet edilecek, onca sırrın yükünü omuzlamadan gidiyor yine…