AK parti milletvekili Şamil Tayyar´ın, FETÖ´cüişadamları için?adeta borsa kuruldu vebu işadamları yargının elinden kurtarıldı?iddiası ve elinde ki bir kaseti Cumhurbaşkanına ulaştıramaması ve danışmanlar tarafından engellendiği iddiası vebir çok AK partiliyi üstü kapalı olarak suçlaması, kamuoyunda birkaç gün konuşuldu ve unutuldu.
Konunun kendisi bir yana, iktidar milletvekili olarak Şamil Tayyar´ın bile cumhurbaşkanının etrafında ki çemberi ancak bir yılda kırabilmesini, durup bir düşünmek lazım.
Bir TV programında,FETÖ´nün siyasi ayağı var mı - yok musorusu soruldu. Konuklar arasında bulunan AK parti milletvekili Mehmet Metiner?.?gereğini yaptık FETÖ ile ilişkisi olan Belediye başkanlarını, il başkanlarını görevden aldık, temizledik?mealinde, bir cümle sarf etti. Bu sözlerkamuoyunda hemen hemen hiç konuşulmadı , unutuldu gitti.Ancak eminim ki, o anda programı izleyenlerin aklına hemen şu soru geldi. Kim bunlar ?
Kadir Topbaş mı? Melih Gökçek mi?Bursa, Balıkesir, Düzce, Esenyurt eski Belediye başkanları mı? Ak parti eski İstanbulil başkanı mı?Yoksa bambaşka kişiler mi? Hakikaten, kim bunlar?Durup bir düşünmek lazım.
Bu iki milletvekilinin sözleri , bir çok şeyi ifade ediyor ama FETÖ´nünsiyasi ayağı var mı, yok mu sorusununtoplumda ki karşılığı ne acaba?
Toplum içinde ki düşünce, kesinlikle siyasiayağın var olduğudur. Toplum içinde?Sayın Cumhurbaşkanın,her şeyi bildiğini ve gerekeni yapmak için uygun zamanı(seçimi) beklediği? tahmininin yapıldığını veya en azından bu kanaatin yaygın olduğunusöyleyebilirim.
Böyle giderse, ? FETÖ´nünsiyasi ve ticari ayaklarında hesap kapama süreci uzadıkça, korkarım ki FETÖ virüsü mutasyona uğrayacak ve ölümcül bir salgına yol açacak.
Özellikle küçük şehirlerde, kimin kiminle ilişkisi olduğu, kimin kime destek olduğu, kimin kimlerle kahvaltılı organize toplantılar yaptığı bilinir. Kimlerin, kime el verdiği ve ticari mucizeler gerçekleştirdiği, kimin ayağının kim tarafından kaydırıldığı kolayca tahmin edilir.Yöneticiler tarafından bütün bu ilişkilerbilindiği halde( -veya bildikleri kuvvetle muhtemel) şehir ekonomisi çöker vb. kaygılarla davranılması toplumda FETÖ ile mücadele edilmediği kanaatini uyandırmaktadır. Bu durum, mücadele edildiği inancı azalmakta veşüphe doğurmaktadır.
Yaşanan bu güvensizlik ve şüphe ortamında cesaretlenen FETÖ çakalları,kırıntıları ve kriptoları her türlü dümeni çevirip ?yavuz hırsız, ev sahibini bastırır? düzenine girmektedir vegirdiklerini de görmekteyiz.Hiç alakasız insanların bilegerçekte farklı sebepler olduğu halde, savcılıklara şikayet edilmesi ve sıkıştırılmaya çalışılması, diğer taraftan namı yürümüş FETÖ´cülerin ise ortada dolaşması oldukça manidardır.
Tam bu aşamada, yargıve yargı ilebirileri arasında kurulabilecek temaslar daha da önem arz etmeye başlamıştır -ki, aslında Şamil Tayyar´da bir anlamda bunu söylemektedir.
Durup bir düşünmek lazım.
Tacettin KEPENEK