GİRESUN´a Doğru Ağır Zaman

GİRESUN´a Doğru Ağır Zaman

Arnavut kaldırımlar, dar sokaklar, tanıdık şiveler? Ara ara şehrin kalabalıklığını dağıtan martı sesleri. Berrak deniz, ormanla kaplı dağlar, her daim şiire namzet adımlarla GİRESUN?

 

GİRESUN´a Doğru Ağır Zaman

Aradan geçen onca zamana rağmen, hatırların insanın peşini bırakmayan sükûneti, adımlarımı Şehri Yağmur´a atmama neden oldu. Şehirleri, mekânları anlamlı kılan elbette yaşanan dostluklar değil midir?

Yaşanan nice anılar, yalnız zamanlarımızda yüreğimizi ve ellerimizi ısıtan yaşanmışlıklar olarak çıkar karşımıza. Ve ağır zaman, yavaş yavaş ilerler menziline doğru?

 ZARA

19 Temmuz Pazar 2015

Sivas´tan sonra ilk durak Zara. Tanıdık simaların çokça olduğu bir ilçe. Öyle ya Zara demek orada yaşanmış 5 yıl demek. Ütükyurdu  Köyü ve Şerefiye yılları bir bir gözümün önünden geçiyor. Film şeridi gibi pek çok hatıra ayan beyan beni tutsak ediyor beni anbe an.

Özellikle ötelerde mağrur bir kartal gibi başını dimdik uzatan KÖSEDAĞ, yazılmamış bir şiir gibi sukut üzre geleni geçeni selamlıyor.

 SUŞEHRİ

19 Temmuz Pazar 2015

Zara dağlarında başlayan orman dokusu Suşehri´nde kendini iyiden iyiye hissettiriyor. Dört bir yandan berrak sular fışkırıyor. Aşka rucu eden yeşil ve su bilinmez sırlar içindeki sırları fısıldıyorlar adeta..Suşehri´nden ŞEBİNKARAHİSAR´a doğru ilerlerken, nazlı bir turna gibi arzı endam eden KILIÇKAYA BARAJI, koca bir deniz gibi asude adeta?

 ŞEBİNKARAHİSAR

19 Temmuz Pazar 2015

Şebinkarahisar hoş bir mekanda kurulmuş. Yarı orman olan dağların içindeki bu küçük ilçe, serin su ve rüzgarları iler karşılıyor insanı. Pek çok meyve ve sebzenin durağı olan Şebinkarahisar, GİRSUN kokusunu da ilk defa hissettiriyor insana?

Bir ömrü tamamlayabilecek şirin bir ilçe. Yüzü koyun gözüken derin vadiler ve yamaçlardaki köyle, kim bilir hangi insan hikayeleriyle doludur.

DERELİ

19 Temmuz Pazar 2015

Şebinkarahisar´dan Giresun´a doğru uzandıkça, orman dokusunun giderek arttığını gözlemliyorum. Dağlar tepeler, orman sağanağına dönüşüyor adeta?

Ve Dereli Giresun´un şirin küçük ilçesi.

Küme küme taştan yapılmış evler ve yayla çadırları karşılıyor bizi. Yayla çocukları masum mini mini ellerine aldıkları yayla çiçeği ve ısırgan otunu satıyorlar gelip giden yolculara. Az biraz ötede ?kemençe? sesi sukut üzre olan bir dinginliği bozuyor yeniden. Ayaklar bir öteye bir beriye gelerek şen şakrak bir zamanı dillendiriyorlar yeniden?

 İSİMSİZ DAĞLAR

Dereli

19 Temmuz Pazar 2015

Giresun´a doğru yaklaşırken, ismini bilmediğim pek çok dağ gözüküyor dört bir yanda. İsimsiz dağlar bunlar olsa diye geçiriyorum içimden. Üzerini yeşil bir elbise kaplamış olan dağlar, gelin başı bulutlarla söyleşe söyleşe zamanı bütünlüyorlar sanki.

Zarafetin, isimsiz dağları geliyor aklıma. İsmi bilinmeyen lakin, içinde nice volkanların kaynadığı, serin suların coştuğu, menekşelerin arzı endam ettiği isimsiz dağlar, daha bir asudeleştiriyor içimin içini. Kayaların başında dahi büyümek için can siperana bir aşk ile tutunan çam ağaçları, bu dağları daha bir güzelleştiriyor.

İsimsiz pek çok dağ, yüce bir aşk ve gönlü dillendirircesine salınıyorlar alemden aleme.. Sıra sıra isimsiz dağlar? Bağırlarında ahlat ağaçlarının da olduğu dağlar. Kimi zaman ahlat ağacının, kimi zaman da isimsiz dağların çekip gitmek istediği, lakin ikisinin de bir birinden bir türlü vaz geçemediği isimsiz dağlar ve ahlat ağacı bütünlenmesi, kekremsi hatıralarla yaşamaya devam ediyor sanki.

 Ve? Yağmurun Şehri GİRESUN

Dereli´den Giresun´a doğru ilerlerken içimi bir heyecan kaplıyor. Nedenini bilmediği derin bir sevgi, bu şehri içimde önemli bir yerde tutuyor. 4 yıl kalmanınve pek çok şey yaşamanın verdiği hatırlar geçidi, Giresun´dan kopmamama neden oluyor.

Yol boyu deniz kokusu hiç unutamadığım bir telaşı yayıyor içime.

Derken koca KARADENİZ arzı endam ediyor ötelerde. Denizin ortasındaki ve KARADENİZ´in tek adası olan ?ARTES ADASI? sessiz bir beklenti ile duruyor öylece. Küçük kayıkçı tekneleri sağında solunda rızıklarını ararken, denizin o munis konukları martılar, bilinmez bir telaş ile kanat çırpıyorlar her daim?

Hafif bir dalga, hafif bir koku. Yıllarını Sivas gibi karasal bir şehirde geçirmiş biri için keskin bir yosun kokusu olsa da, 4 yılın verdiği tanışmışlık hemen kaynatıp karıştırıyor beni.

Her yer tanıdık, her yer bildik? Arnavut kaldırımlar, dar sokaklar, tanıdık şiveler? Ara ara şehrin kalabalıklığını dağıtan martı sesleri. Berrak deniz, ormanla kaplı dağlar, her daim şiire namzet adımlarla GİRESUN?

Ve dostlar, yılların dostlukları daha bir pekiştirdiği unutulmayan dostluklar?

Hatıralara kayıt düşecek ağır bir zaman, başlıyor sıcağı sıcağına Giresun´da?

                                 OSMAN ÇELİK



Anahtar Kelimeler: GİRESUN Doğru Ağır Zaman