Sivaslı kadınların hemen hemen tamamına sirayet eden kadın günleri toplumsal zemindeki kültürel dokuyu yavanlaştırmaya devam ediyor. Eğitim alsın almasın, bütün kadınların ayın veya haftanın belli günlerinde “bir kadın günü klanı” oluşturdukları gözlemlenirken, genelde gösteriş ve yeme içme odaklı yaşanan bu döngünün, gelecek kuşaklara da sirayet etmesinden korkuluyor.
Anneleri ile kadın günlerine giden küçük çocukların, bunu zihinlerine kazıyıp, gelecekte onların da aynı günleri devam ettirebileceklerinin büyük bir sosyal felaket olacağına dikkat çeken kültür insanları, bu yavanlığın kültürel damara dahil edilmesi gerektiği, aksi halde toplumun dedikodu ve yeme içme sarmalından çıkamayacağına dikkat çekiyorlar.
Hiçbir kültürel temele dayanmayan, genelde “öbür gittiğim evden daha fazla pasta ve börek yapmalıyım” mantığı çerçevesinde dönen kadın günlerinden, mutlaka ama mutlaka çocukların uzak tutulması gerektiği dile getiriliyor.
Çeşit çeşit pasta börek şenliği içinde süren saatlerde, kültürel ve sanatsal hiçbir aktivite söz konusu olmazken, son zamanlarda bu günler için lokantalardan “yemek söylenmesinin” ise, ne için toplanıldığının küçük bir göstergesi olduğu belirtiliyor.
Birbirinin yeni aldığı eşyaları inceleyen gün sakinlerinin bu ziyaret ve buluşmalara “sılayı rahim” diye bir kılıfı da uyarlamaları komik bulunuyor.
Bu günler yerine daha işlerlikli etkinlikler yapılması gerektiğini dile getiren bir çok duyarlı insan, kültürel ve sanatsal aktivitelere yönelmenin daha faydalı olacağını vurguluyorlar.
Müzeler, paneller, konferanslar, resim sergileri, sanat kursları bom boş ve kimse yokken, Cumartesileri bir ayin gibi, kadınların bu günleri sekitmemeleri psikolog ve sosyologlarca tez olarak ele alınabileceği vurgulanıyor.