Tarih: 03.11.2023 21:01

GÜZEL BİR SEMPOZYUM!

Facebook Twitter Linked-in

Çankırı Karatekin Üniversitesi (ÇAKÜ), Bartın Üniversitesi (BARÜ) ve Kastamonu Üniversitesi (KÜ) iş birliğiyle 26-28 Ekim 2023 tarihleri arasında ÇAKÜ ev sahipliğinde Kalkınmada Veri, Bilgi, Bilişim ve Yönetişim teması altında bu yıl ikincisi düzenlenen “II. Uluslararası Gelenekten Geleceğe Bilgi ve Belge Yönetimi Sempozyumu” çeşitli ülkelerden ve ülkemizin farklı şehirlerinden gelen yerli ve yabancı yüz yirmiye yakın davetlinin yer aldı. “Devlet Arşivleri Başkanlığı’nın Belgelerle Türkiye`de Arşivcilik Mesleği Sergisi” ve “Atatürk Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi’nin Atatürk Resimleri Sergisi” ile başladı. ÇAKÜ Rektörü Prof. Dr. Harun Çiftçi açılışta yaptığı konuşmada,geleceğin dünyasının şekillendirilmesinde metaverse, sanal gerçeklik, akıllı şehir, yapay zekâ, Chat GPT gibi konuların sempozyum içerisinde yer almasının ve sempozyum için Kalkınmada Veri, Bilgi, Bilişim ve Yönetişim temasının belirlenmesinin son derece isabetli olduğuna dikkat çekti. Öğretici ve yönlendirici konuşmalarla bilim hayatına renk katmaya devam eden Araştımacı yazar Uzman DOĞAN,’’Bilgi-İdeal Arasındaki İlişkinin Zihinsel Modellere’’ Etkisi adlı tebliğ sunumunda; "gölgelerin bilgisinden" “ideal bilgiye”geçmek gerektiğini söyledi.Konuşmasına şöyle devam etti

"İnsanın gücü", bilgi gücü" ile değil; yeni usul, sistem ve metotlar bulma gibi bilgilerin elde edilmesidir. Araştırmaların bütün yüklemeleri, zihindeki varlığı üzerine kurulur. Bilgi-ideal arasındaki ilişkinin kurulmasıyla, en üst varlık alanına yükselip, kendi varlığını ve nesnelerin varlığını anlayabilir. İnsan ruhunun, paylaşım/bağlılık, vicdan ve sezgiyi de kapsayan bütünleştirici bir ünitenin, bilgi üretiminde aktif haline getirilmesi gerekiyor.Yani "gölgelerin bilgisinden" “ideal bilgiye”geçmek gerekiyor.Bilgi-ideal arasındaki ilişkisinin güçlenmesiyle, harekete geçen bilginin, yetenekler/güçler arasındaki bağlantı kurulmasını sağlıyor. Bilgi-ideal arasındaki ilişki ile içselleştirilen açık bilgileri, zihinsel modelleri oluşturuyor. Bilgilerin içselleştirilmesi, İnsanın-varlıkla birleşmesidir.

Bilgi, varlığının içerisinde ve derinliklerindedir. Bilgi ortaya çıkaran zekâ ve deneyim ve yöntemdir. Varlığın derinliğinde bilgi, sadece sistemli ve özgül bakış açılarıyla ortaya çıkarılabilir. Bundan dolayı insanın-varlıkla birleşmesi gerekmektedir. Ancak, bu yolla ulaşılan bilgi; insan varlığında değişme ve mükemmelleşme sağlayıp, gölgeler âleminden gerçekler âlemine yükselecektir. Değişim ve dönüşüm sürecinin esas dinamiğini, zihinsel yöntemler oluşturmaktadır. Bilgilerin, bilimsel bilgilere dönüştürüp, sosyal dünyada kaybolmadan, çevreyi yeniden biçimlendirmek buna bağlıdır.

Bilgiye yönelme, zihni yöneltmektir. Zihnin doğal gücüne ulaşması, zihin etkinliğinin artmasıdır. Gerçekliğin bilgisine ulaşmak, zihnin doğal gücüne ulaşmasına bağlıdır. Gerçekliğin bilgisine ulaşmak Tanrı’ya yönelmedir. Bütün gerçekliği kendisinde toplayan sonsuz ve en yetkin olan varlık Tanrı’dır düşüncesi, ideal zihin(bilinç) altyapısını oluşturup, var-olmak değerini kazandırıyor. Zihnin merkezine yerleştirdiği bağımsız, sonsuz bilgilerin, insanın kendisinde zorunlu ve ebediyen var-olma hamlesini oluşturup, beynimizin zihinsel operasyonlarına dönüştürüyor.

Yaşadığımız dünyada, bugünün bilgileri, yarının sorunlarını çözümünde yetersiz. Bilgi-ideal arasındaki ilişkinin kurulması, İnsanın-varlıkla bütünleşmesi ve insanı en üst varlık alanına yükselmesi, kendine özgü bir zihinsel "görüntü-form" meydana getirmesidir. Zihinsel görüntü formunun merkezinde Tanrı yer almaktadır. Gerçekliğin her zerresi birbirinden ayrılamayacak şekilde fiziksel ve ruhsal alanda oluşuyor. Öyle ise madde’de zihni, zihin’de maddeyi algılamak gerekiyor.

İnsan kişiliğinde ‘’bütünleştirici ünitenin’’ zuhuru, paylaşıma içerisinde olduğu reel dünyayı; kendine özgü olarak gelişen ideal dünyayı ortaya çıkartır. Özgürlük, irade ve düşünce gücü, ideal bu

dünyanın yetileridir. Bu yetilerle, diğer varlık katmanları üzerinde bir hâkimiyet kuruyor ve onlar üzerinde bir denetim oluşturuyor. İdeal dünyada varlıklar ve kendisiyle ilgili tasarımlarını, reel dünyada gerçekleştirme çabasının yollarını arayıp, buluyor.Sosyal dünyada kaybolmadan, çevreyi yeniden biçimlendiriyor. Kendine sorun ettiği şeyleri, doğal ve tarihsel alandaki konumunu irdeleyerek, düşünür. İdeal iradesiyle, amaçlı ve anlamlı kılan eylemlerine yönelip, belli bir çağın ideal ortaklığını gerçekleştiriyor. İnsan-toplum temelli amaçlı ve anlamlı kılan eylemlerine yönelen irade, zaman ve mekân içinde nesneleşmekte; ama ’’yaşam iradesini’’ doğurmaktadır. Yaşam iradesi, mantığın dışında duran ancak derinliklerine sızarak onu yönlendiren bir güçtür.

Yaşam iradesinde, sanat ve tasarım gücü zuhur edecektir. Sanat, kör yaşam iradeden kurtulmanın değeridir. İdeal yaşamda bilgi ile birlikte gelişen sanat, dünyayı anlama ve yeniden anlamlandırma, değerlendirme çabasıdır. Bu çaba, insanı üstün bir konuma taşır. Üstün insan, kendine ve başkalarına görev ve sorumluluklarını taşıyan, karşılaştığı zorlukları aşmak için devamlı bir mücadele içerisinde olandır. Yaşam iradesi, İnsanın ruh yolculuğundan sonra tarihsel ve toplumsal gelişmesiyle ilgili dünyevi bir konuma yerleşmesidir.

Sonuç olarak;

Düşünen ve dünyaya anlam yükleyen insan, dünya içindeki mevcudiyetini zihinsel etkinliklerine borçludur. Birey, somut varoluşundan ziyade bir zihin varlığıdır. Oysa zihin çok yönlü bir yeti, aynı zamanda belli bir değişim ve dönüşüm geçiren bir olgudur. İnsan zihni pek çok inançtan ve rastgele olaylardan, çok önceki yıllarda içimize işleyen çocuksu kavramlardan müteşekkil bir çeşni yığınıdır. Zihnin dolması ve dolayısıyla bilgiye ulaşması için birtakım işlemler gerçekleşir. O halde bilginin nasıl üretildiği sorusuna verilen cevaplar aslında zihnin işleyişini ve bunun etkileyen unsurları ortaya koymaktadır. Bilginin oluşumundaki adımları inceleyerek ancak zihnin nasıl çalıştığına ilişkin bir kavrayışa; onun çalışma işlevsel varoluş biçimine ulaşılır..




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —