Tarih: 20.07.2023 13:58

HACCIN İKİ ANAHRTAR KAVRAMI:KURBAN ve TEBERRİ

Facebook Twitter Linked-in

Haccın İki Anahtar Kavramı: Kurban ve Teberri.

“Kurban” yakınlaşmak “teberi” uzaklaşmak anlamına gelir. Kurban haccın psikolojik anlamına, teberri ise politik anlamına tekabül eder. Biri olmadan diğerinin varlığı çok bir şey ifade etmez. Müslümanların müşriklerden uzaklaşmadan birbirlerine yakınlaşması, birbirlerine yakınlaşmadan, birlik olmaları mümkün değildir. Bunlar olmadan Hacc ritüeli gösterişten öteye gitmez.

Kurban vazgeçerek yakınlaşmak demektir; Hac ise bir olmak, birlik olmaktır. Vazgeçmeden ne Hac mümkündür, ne de birlik olmak. Hac'da birlik olmak için önce vazgeçme duygusunu özümsemek ve yaşam biçimi haline getirmek gerekir. Bugün acilen vazgeçmemiz gereken; bizleri Allah'a ve birbirimize yakınlaşmaktan alıkoyan bağımız, kült yargımız, çetin imtihanımız ve alışkanlıklarımızın başında mezhepçilik ve kavmiyetçilik gelmektedir.

Mezhepten değil, mezhepçilikten vazgeçmemiz gerekiyor.

Kavmimizden değil kavmiyetçilikten vazgeçmemiz gerekiyor.

Bu iki ayak bağını boğazlamadıkça Allah’a yaklaşmamız mümkün olmayacaktır. Dünyanın bütün sığırlarını kessek, dünyanın bütün develerini, büyük baş ve küçükbaş hayvanlarını boğazlasak ve her birinin etlerini dünyadaki tüm fakirlere dağıtsak, mezhepçilik ve kavmiyetçilik bağından, alışkanlığından, ön kabulünden, kalıp yargısından vazgeçmedikçe Allah'a yakınlaşamayız. Çünkü bembeyaz ihram içinde "bir ve beraber" görünen ama kalpleri darmadağınık bir ümmet olamaz. Bu iki yüzlülüktür. Bu (hâşâ) Allah'ı kandırmaya çalışmaktır. Bu, Hac yapmak değildir; hac yapıyormuş gibi yapmaktır. Hocalar kürsülerden Müslümanlar arası birlik, beraberlik, yakınlaşma çağrıları yerine mezhepçilik ve kavmiyetçilik sloganları atarken hangi kurban bizi Allah'a yakınlaştıracak?

Müslümanlar arası hıncı, hasedi, nefreti, kini, kibri habire köpürtüp dururken hangi hac bizi kardeş yapacak?

Mezhep fanatizminden, kavmiyet faşizminden vazgeçmeden nasıl hacı olacağız?

Bizi ümmet olmaktan, kardeş olmaktan, bizi birbirimize ve Allah'a yakınlaşmaktan alıkoyan bu fanatizm ateşine, bu faşizm ateşine kim üflüyor?

İbrahim, İsmail'inden vazgeçmiş...

Bu olay bize ne ifade eder?

Bizi şu fırka-ı naciye fanatizminden; "en iyi biziz" faşizminden kim kurtarır?

"Müşriklerden beri olduğunuzu ilan edin"1

Teberri; dilimize sahip olmak, az ve öz konuşmak, yalandan, dedikodudan, iftiradan gıybetten uzak durmak, çok konuşup pişman olmaktansa, susmayı ve haddini bilmektir. Mal, mülk ve

aşırı para hırsından uzaklaşmak, cimrilik, çıkarcılık, açgözlülük gibi patolojik tutkulardan ırak olmaktır.

Teberri; hac ve Kâbe üzerinden nemalanan, zulmeden, keselerini dolduran, siyasi hâkimiyetlerini sürdüren zalim diktatör krallara ve tiranlara dur deme onlardan uzaklaşmadır. Bizi ümmet olmaktan, kardeş olmaktan ve bizi birbirimize düşüren mezhep fanatizminden, kavmiyet faşizminden vazgeçme ve uzaklaşmadır. Ülkemizde üsler kurmuş, okullar açmış ve medyamızı ele geçirmiş küresel emperyalistlerden beri olmak demektir. İslam dünyasını ekonomik ve siyasi çıkarı için kan gölüne çeviren emperyalistlerden ve onlara çanak tutan köle ruhlu avenesinden beri olmak demektir.

Kâbe’nin mütevazılığine inat, hemen yanı başında yükselen lüksün ve sekülerliğin kıblesi Zemzem Tawer ve Tekebbürün simgesi dünyanın en yüksek saat kulesinin temsil ettiği zihniyetten beri olmaktır. Bizler müşriklerden berî olduğumuz gibi İsrail ve Amerika'dan da berîyiz.

Allah’ın düşmanlarını sevmek, insanı Allah’tan uzaklaştırır. Teberrî etmedikçe, tevellî/dostluk/yaklaşma olmaz. İmânın alâmeti, küfürden teberrî etmek, uzaklaşmak, kaçınmak ve kâfirlikten, kâfirlere mahsus şeylerden, kâfirlik alâmeti olan şeyleri kullanmaktan sakınmaktır. Küfürden teberrî etmek, Allahü Teâlânın düşmanlarını sevmemektir.

Her yıl milyonlarca ziyaretçi ile dolan Mescid-i Haram’da ve sonrasında Müslümanlar arasında psikolojik ve sosyolojik birlik ve beraberlik meydana gelmiyor. Bunun sebebi Nurettin Topçu’nun ifadesiyle ne siyasi, ne iktisadi, ne de ilmi ve fikridir; bu halin sebebi, İslam’ın temeli ve Kur’an’ın özü olan ahlakın kaybedilmiş olmasıdır. Bugünkü Müslümanlar, bir takım geleneksel hareketleri/ritüelleri dikkat ve titizlikle yapmaktan başka endişesi olmayan ilk çağın ve ilkel devrin sihirbazlarını andırıyorlar. Allah bizi bu tür sihirbazlıklardan ırak eylesin.

1- Mücahid Gültekin, İslami analiz, Haccın Psiko-Politik Anlamı ve "Mış" Gibi Hacc Yapmak.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —