HACIGARPIZ - 2
“Eee Garpız Memed, biraz eskilerden yâdedelim. Yetmiş yedi seçimlerinde ben sandık kurulu başkanıydım, çocuk yaşta. Muhtar Ahmet Kanmış Adalet Partisi, eniştesi Seferaa Milliyetçi Hareket Partisi, Hacı Ömeraa Millî Selâmet Partisi temsilcisi olarak seçim sandık kurulunda görevliydiler.”
“Aynen, doğrudur.”
“Bu seçimde sen Bülent Ecevit’in partisine oy verdiydin.”
“Evet, doğrudur.”
“Bu seçimde bir ben, bir sen, bir rahmetli Bahattin İmam, bir de Gotügırmızı Hacı Mustafa Cumhuriyet Halk Partisine oy verdiydi. Hatırlıyor musun? Sonra Seferaa bana on gün kadar küsmüştü,”
“Hatırlıyom. Emme ben senin partiye deel, Garaoğlan’a, Ecevit’e oy verdiydim. O ıraametli olunca sooraki seçimlerde hep Ak Parti’ye oy verdim.”
***
77 seçimleri, Karacalar, Ulaş
Köyün tamamına yakını AP ve MSP’li. İçlerinde Seferaa da olmak üzere sekiz - on kişi de MHP’li.
Koca köyde CHP’ ye oy veren ve verdiği bilinen sadece bir kişi var: Gotügırmızı. Bu nedenle pek sevilmez. Bir de imam Bahattin CHP’ye oy verirdi.
Seçim günü ben sandık başkanıyım, Gotügırmızı ile birbirimize göz kırptık diye sandık kurulunda görevli olan bizim MHP’li Seferaa on gün küsmüştü bana.
“La sen sandık başganı deel misin? Sandık başganıysan tarafsız olacaan. O Gotügırmızı denen herifinen ne sırnaşıyon oole?”
Belli, çok öfkelenmiş. On gün sonra lojmanıma geldi de barıştık.
Yeni öğretmen de MHP’li. Kısa boylu, hafif tombulca, konuşurken gözleri fıldır fıldır, esmer, bıyıklar olabildiğince aşağı sarkık, kollarını yana aça aça ve hızlı hızlı yürüyen biri.
Seferaa tarafından lâkap anında takıldı; “Efil Üfül” ve de hemen benimsenip yayıldı köy halkı arasında ve tüm Ulaş diyârında.
Geldiği gün ben Ulaş’taydım ya, Seferaa görmüş, sonradan bana anlattı.
Bu, arabadan iner inmez hemen diz üstü çömelip secdeye varıp toprağı öpmüş, yine dizüstü vaziyette ellerini dua eder gibi havaya açarak, “Şükürler olsun, şükürler olsun. Gızılbaş köyünde çalıştım en son, oradan geliyom,” demiş etrafa duyura duyura. Seferaa anlatırken öyle güzel taklidini de yaptı ki, sanırsın Cüneyt Gökçer sahnede.
“Hemen o an puanımı verdim Yagup hoca,” dedi Seferaa.
“Âdil ooretmenden önce Necâti ooretmen varıdı, gızılbaşıdı. On sene galdı burada. Gızılbaşıdı emme adam gibi adamıdı, aha da senin gibi. On sene yidiğimiz içtiğimiz ayrı getmedi Necâti ooretmenle. Bu senin baaçadaki elmaları da o diktiyidi.”
***
Efil Üfül ile sınıfları paylaştık. Birinci, ikinci, üçüncü sınıfları ben aldım, dört ve beşleri ona verdim. Baktım, kıdemi benden fazla olduğu için okula müdür olmak istiyor, hem de çok istiyor.
Kendime bir istifa dilekçesi yazdım.
“Karacalar Köyü İlkokulu Müdürlüğüne, şu tarihten beri sürdürmekte olduğum müdürlük görevinden istifamın kabulü konusunda gereğini saygılarımla arzederim.”
Yazdığım dilekçeyi giden evrak defterine kaydedip işleme soktum. Ardından okul müdürü olarak dilekçeyi yine kendim kabul ettim, bir hafta sonra Sivas Millî Eğitim Müdürlüğünden onay yazısı geldi, Efil Üfül öğretmen okul müdürü oldu böylece.
Seferaa bu işe de çok kızdı, günlerce söylendi bana.
“La Yagup hoca, enâyisin, enâyi. La müdürlük bırağılır mı heç?”
***
“Garpız Memed, hatırlıyon mu bunları?”
“Evet la hatırlıyom. Seferaa çok eyi adamıdı. Allah rahmet eylesin