HAMEYLİ!..

HAMEYLİ!..

Kirkor DEĞİRMENCİYAN Yazdı...

“Hameyli”

Sivas Bezirci Mahallesi

Güz kapıya dayanmıştı yine.

Kurban olduğum anam “garametli” Kemahlı Manuşak Hatun yine işinde gücündeydi.

Babam Bedros Usta da aynıydı.

Babam akşama eve gelince TECER´e kırağı düşmüş dedi.

Ulu TECER´e  kırağı düştü ise kış kapıda der idi Bezirci Ulu kişizadeleri.

Bezirci Mahallesi BİRLEŞMİŞ MİLLETLER gibiydi. Her bir milletin iradesi elinde idi. Türk, Kürt, Ermeni, Göçmen her kes arzu ettiğince yaşar gider idi.

Güz kapıya dayandı mı kışlık “çalı çirpi ve odun işi” baş gösterir di.

Her kes kendi kavlince kılıç gibi kışa hazırlanır odunlarını parça pinçik eylerlerdi.

Gene de hatrı geçenler BATTAL EMMİ´nin baltasına sitayiş eylerlerdi.

Hemşerilerim BATTAL EMMİ´den az bahsetmem icap eder.

Bu fani dünyada birkaç satırlık namı geçsin burada.

İnancım tam ki KUDRETLİ TANRIM onu CENNETİNE almıştır. Öyle bir insanı CENNETİNE almayıp ta bizim gibi nakıs  günahkar kişileri mi alacak?

SİVAS´a yakın DUMANLI muhiti derler ki köylüğünde yaşardı.

Orta boylu bir insan idi. BALTASI ile bir “hezeni” bile doğrar idi.

GÜZ ağzı mahallede odun kırar idi. Virane binalarında yıkıntısını yapar idi.

Kolları kalın elleri nasırlı güçlü idi.

Sekiz köşeli kasketi ve iki de bir terini sildiği “yağlığı” vardı.

Ağabeyim ŞAHİN ve benim dikkatimi ise boynundaki “HAMEYLİ” çekmiş idi. ÜÇGEN şeklinde bir hameyli idi.

Ağabeyim ile biz onda hazine olduğuna hükmetmiş ve onu aşırmanın yoluna bakar idik.

Yine bir gün mahallede odun kırar iken terin suyun içinde kalmış idiydi.

Yapmaz idi amma yapmış idi ki “HAMEYLİ” yi çıkarıp duvardaki çiviye takmiş odunları kırar idi.

Kaş ile göz arasında onu alıp kaçtık. Eve geldik. Meşin bir kabı vardı. Küçük odada anamın görmediği yerde onu açtık.

Hazine bekliyorduk ama hazine çıkmadı. O hameyli içinde KURAN yazıları çıktı. Bizim elimiz boş kaldı tekrar sarıp kapattık.

Anam görür diye tutuştuk.

ARISTAK´ın kıyıcığı açıktı oraya sakladık.

BATTAL EMMİ ayıkınca fevaran etmiş. Yanmış tutuşmuş. “HAMEYLİM HAMEYLİM” diye bakınmadığı yer kalmamış.

Mahallede günün konusu oldu o gün. Kimse bulamadı.

Harbe gidip dönmeyen babasından “ladiğer” imiş.

Akşam olunca Anam babama anlattı. Biz suçluca sukut edince sezdi ki HAMEYLİ bizde.

Ağabeyim ile bana okkalı bir “SİLLE” indirdiki  “gözümün feri söndü” neredeyse.

Gidip hameyliyi usulca getirip anama verdik.

ANAM da götürüp “BATTAL EMMİ” ye verdi. BATTAL EMMİ çok memnun oldu. Sanırsın ki SİVAS havalisinin mülkü ona verildi.

Anama çok dualar etti…

Bizim ise HAMEYLİ içinde bulmayı murad ettiğimiz hazine hayalleri sona ermişti…



Anahtar Kelimeler: HAMEYLİ!..