Hayvansever – 1
MÜZİK’İN ÖLÜMÜ
(Su Yangını En Son Hikâye)
2 Aralık 2021, Didim.
Canım kedim, son dört beş yıldır yaşam ve yatak arkadaşım Müzik bugün öldü.
Beş altı aydır çok hastaydı. Onu her gün doktora götürüp tedavi ettirmeye çalışıyorduk. Birkaç gün önce çok halsizleşti, zayıfladı.
Dün doktorları onu yoğun bakıma aldı.
“Yarın iyi olur,” diye umuyordum, sabaha karşı bulutlara uçmuş.
Sabah erkenden Nevin öğretmen beni telefonla aradı.
“Hocam, Müzik sabaha karşı ölmüş yoğun bakımda iken, ne yapalım?”
“Al getir,” dedim.
Balkonumun hemen önünde sürekli olarak kırmızı kırmızı gülleri açan, kırmızı kırmızı gül kokan bir gül ağacı var.
Bir kazma kürek bulup o gül ağacının dibine bir mezarcık kazdım, küçücük.
Yarım saat kadar sonra Nevin öğretmen kucağında ölü Müzik ile geldi, ağlıyordu.
“Hocam, bu mezar çok küçük olmuş, Müzik buraya sığmaz.”
Kazma kürek zaten elimdeydi, Müzik’in mezarını biraz daha genişletip derinleştirdim.
“Şimdi sığar mı?”
“Tamam tamam, sığar,” dedi.
Doktorları veteriner Selim ve veteriner Anıl, Müzik’i beyaz bezle kefenlemişler.
Nevin öğretmen onu kucağıma verdi.
Kucağımdaki ölü Müzik’e evimizi dolaştırdım biraz.
Sonra onu kırmızı gül ağacının dibine kazdığım küçücük mezarına gömdük ağlayarak.
Tam üstüne de küçük küçük kırmızı goncaları, çiçekleri olan minik bir çiçek fidesi diktim.
O çiçek fidesini geçen yıl öğretmenler gününde, 2004 Malatya İnönü Üniversitesinden mezun ettiğim sevgili öğrencim, meslektaşım ve arkadaşım Neval Berçem Eser bana vermişti.
Gül ağacındaki gonca güller kırmızı kırmızı ağlıyorlardı, biz de öyle kırmızı kırmızı ağladık, Nevin öğretmen ve ben.
Müzik’in toprağının tam üstüne diktiğimiz küçük küçük kırmızı goncaları, küçük küçük kırmızı çiçekleri olan o küçük çiçek fidesi kırmızı kırmızı çiçeklerini açıyor hâlen.
Müzik orada, toprağın altında.
Her sabah el sallayıp selamlıyorum onu, 1976/79 Sivas Ulaş Karacalar köyündeki sevgili dostum mâvi boncuk gözlü, güler yüzlü Gotügırmızı Hacımustafa’yı bostan tarlasından selamladığım gibi.
“Merhaba Müzik, merhaba.”