Tarih: 08.11.2019 18:22

HERKES İMAM OLSUN!

Facebook Twitter Linked-in

Ak Parti hükümetleri, başından beri eğitime öncelik verdi. Milli eğitimin bütçede ki payı, 2003´te %6,9´dan 2017 de % 12,3 oranına kadar çıktı. Bu olumlu değişim elbette alkışlanır. Ancak milli eğitimin içinde İmam Hatip ? İlahiyat eğitiminin yaygınlaştırması ve bir anlamda çocukların bu okullara yönlendirilmesi ve yapılan hamleler abartılı bir şekilde devreye sokuldu. Kimilerine göre bu hamleler, dini toplumsal yaşamın merkezine yerleştirme projesidir. Zaten Sayın Cumhurbaşkanımız da, 6 Kasım 2019 da yaptığı konuşma ile son noktayı koydu ve milli eğitim politikalarının temel amacının  ?dindar nesiller yetiştirme?olduğunu açıkladı.

 2012´den bu yana (2018´e kadar) toplam imam hatipli sayısı beş kat artarak 1 milyon 300 bine ulaştı ve okul sayısı 4 bini geçti.Bir yandan yeni imam hatip okullarının sayısı artırıldı, diğer yandan da bazı devlet okulları imam Hatip´e çevrildi. Ancak, bu dönemde İmam Hatipleşmeye ne kadar ağırlık verilse de, bu okulların diğer devlet okullarına göre daha başarısız oldukları görülüyor.Dini okul mezunlarının sadece % 18´i dört yıllık bir üniversiteye girebilirken, bu oran diğer devlet okullarında % 35, özel okullarda ise % 45 oldu.

 Aralık 2016 tarihli bir OECD araştırması, dini okul mezunlarının akademik başarısının, ülke ortalamasının altında seyrettiğini ortaya koyuyor.Araştırmaya daha geniş bir açıdan bakıldığında, Türkiye´nin üç yıl öncesine göre fen, matematik ve okumada, sekiz basamak birden düşüp 72 ülke arasında 50´nciliğe gerilediği görülüyor.

Yani sistem başarısız olsa da,dindar nesiller için İmam-Hatip okullarına daha da ağırlık verileceği, Sayın Cumhurbaşkanımızın bu ifadelerinden anlaşılıyor. Aslında dindar nesilden kastın, ahlaklı nesiller yetiştirilmesi ise bunun sadece okul ile değil, aile ile çevre ile ve toplumun tamamı ile ilgili olduğunu da belirtmek isterim.

 Mesele sadece dindar nesiller yetiştirmek mi?

Dindar nesiller için İmam Hatip okulları, ilahiyat fakülteleri, medreseler açmak mı?

 Geçtiğimiz günlerde, bir imam hatip okulu ile ilgili çarpıcı bir haber yayımlandı.?Kartal İmam Hatip,Türk Hava Yollarını uçuruyor? diye. Haberde,  THY´nin üst yönetiminde bulunan 80 kişinin Kartal İmam Hatip Lisesi mezunu olduğu, THY´nin2019 yılının ilk yarısını 1 milyar lira zarar ile kapattığıve hisselerinin %22 oranında değer kaybettiği ifade ediliyor.

 THY, sadece bariz bir örnek,devlet bürokrasisinde ve kurumlarda,İmam Hatiplilerin-ilahiyatçıların her geçen gün artan çoğunluğu dikkat çekici boyutlardadır. Kendi çevreme baktığımda da, neredeyse birçok kurumun müdürünün İmam Hatip mezunu olduğunu görebiliyorum.

Hatta Diyanete bağlı olarak memuriyete başlayan ve akabinde devletin diğer kurumlarına geçen devşirme kadrolarda bir hayli fazla. Belki de bu durum, devletinidari personel yapısını yeniden şekillendirme politikası ve onun bir gereğidir.Hükümetin devlette çalışacak ve/veya devleti yönetecek kadroları,imam hatip- ilahiyat ?cemaat havuzundan temin etme politikası son sürat devam ediyor.

Yıl 1981, dayımın oğlu ile benim birader aynı yaştalar. Bir gün,bu ikisi evde tutuşmuşlar. Birader, dayı oğluna demiş ki, sen imam hatibi bitirince ancak camide imamlık yaparsın.Dayıoğlu da buna içerlemiş, konu aralarında münakaşaya dönmüş. Ben bunları ayırmaya çalışırken, dayıoğlu bana dönüp ?siz gülün! 20 yıl sonra şeriat devleti kurulacak, bizde doğrudan vali olacağız?demişti. O gün hakikaten gülmüştük.Bu günlere geldiğimizde ise anlıyorum ki,İmam Hatipte verilen eğitiminde?bir kızıl elması?varmış.

 Bu gün Türkiye de,imam hatip okulları-ilahiyat mezunları sistemli bir şekilde devletin birçok yerinde. Elbette olacaklar, o okulların mezunları da bu ülkenin vatandaşları.Ancak eğitimlerinin ve gelişimlerinin ağırlıkla dine dayanıyor olması, bu devletin temel esasları ile bağdaşması gereken devlet memuriyetine ne kadar ve nereye kadar uygun olabilir? Devlette kim nereye gelecekse, hakkıyla,kayırmadan ve kayırılmadangelmesi, doğru olan değil mi? Yoksa herkesin İmam Hatipliveya imam mı, olması gerekiyor?Biri, ötekine tercih edilirken yapılan ayrımcılık ve haksızlıklar,  gün gelir veher zaman olduğu gibi o haksızlıkları yapanları da vurur.

 Unutmayalım ki,daha düne kadar bu ülkenin gördüğü en zalim vatan hainleri, alnı secdeye geliyor diye, her yerde iltimas geçilen,her yerde tercihedilen ve adının başında falancaların imamı, filancaların imamı olanlar ile onların bağlıları olan vatandaşlarımız değil miydi?

Tacettin KEPENEK




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —