İsrail’in yüzölçümü yaklaşık 22 bin kilometrekare.
Türkiye; İsrail’in 35 katı.
İsrail; kuzeyden güneye 470, doğudan batıya en geniş yerde 135 kilometre. Bazı yerlerde bu mesafe 5 kilometre kadardır.
Gazze ise İsrail’in batısında ve Mısır sınırında bir Filistin toprağıdır.
Yüzölçümü 360 kilometrekaredir.
Uzunluğu 45, eni de 12.5 kilometre.
İsrail’in kuşatması altında Gazze’de 2 milyon Filistinli yaşamaktadır.
Batı Şeria’nın yüzölçümü 5860 kilometrekare.
1993’de imzalanan Oslo Anlaşması’na göre İsrail 6 yıl içinde buradan çekilecekti ama çekilmediği gibi özellikle Rusya ve Doğu bloku ülkelerinden taşıdığı 700 bin kadar Yahudi’yi burada inşa ettiği 160 kadar köye yerleştirdi.
Hepsi silahlı ve İsrail ordusu korumasında.
Böylece İsrail, Batı Şeria’nın % 20’sini kendine katmış oldu.
Gazze-Tel Aviv arası düz çizgi olarak 70 kilometre.
Gazze-Kudüs arası 100 kilometre.
Gazze-Dimona nükleer tesisleri arası 100 kilometre.
Son gelişmelerde Hamas, İslami Cihad ve sol eğilimli Halk ve Demokratik Cepheleri İsrail’in hemen hemen her yerine füze fırlattı.
İsrail Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada İsrail’in övündüğü ve “Demir Kubbe” olarak bilinen hava savunma sistemi pazartesi sabahı ile pazar gecesi döneminde Gazze’den atılan 3100 füzeden 1210’u düşürüldü, 450’si hedefine varmadan düştü geri kalanlar on kişinin ölümüne ve büyük zararlara neden oldu.
İsrail’in işi artık çok zor.
Çok zor koşullarda İran ve Suriye’den temin ettikleri sonra da kendilerinin geliştirdiği füzelerle Filistinliler artık İsrail’in korkulu rüyası.
İsrailliler günlerdir sığınaklarda yaşıyor.
“Güçlü ordularına” güvenen ve kadın-erkek herkesin askerlik yaptığı İsrailliler artık çok korkuyor.
Hem de yanı başlarındaki Gazze’deki Filistinlilerden.
İsrailliler korkmaya başladığına göre yeni Yahudiler İsrail’e gelmez. Gelenler de yavaş yavaş geldikleri ülkelere geri döner.
Bombalayarak iki milyonu yok edemeyeceğine göre İsrail’in işi çok zor.
Adamlar Lübnan’daki Hizbullah’la uğraşırken şimdi de Gazze’lilerle başları belada.
Hayfa; Lübnan sınırından yaklaşık 100 kilometre uzaklıkta.
Tel Aviv 200 ve Dimona nükleer tesisleri 250 kilometre.
Dimona nükleer tesisleri Suriye sınırından 300 kilometre uzaklıkta.
Filistinlilere ek olarak birlikte Hizbullah ve Suriye’nin orta ve uzun menzilli gelişmiş füzeleri İsrail’in her yerini vurabilir.
Akdeniz’deki doğalgaz platformları dahil.
Yemen’deki İran destekli Husilerin Suudi Arabistan’daki liman, havaalanı ve Aramco tesislerini vuran füzelerinin ortalama menzili 1200 kilometre.
İHA ve SİHA’ları da öyle.
İsrail’i tedirgin eden tüm bu füzelerin arkasında geçen yıl CİA-MOSSAD operasyonu ile öldürülen İranlı Komutan Kasım Süleymani vardı.
Savaş durumunda Gazze, Hizbullah ve Suriye’nin elindeki 200-300 bin gelişmiş füze İsrail’i perişan edebilir.
İsrail kendini savunmak için son çare nükleer silaha baş vurabilir.
Ya da korona benzeri biyolojik silah kullanabilir.
Her iki koşulda alanlar çok dar olduğu için kendisi de risk altında olacaktır.
Kaldı ki karşı taraf da kendini savunmak için benzer silahları üretebilir ve İsraillileri toptan yok edebilir.
Çünkü İsrail’de yaşayan 7 milyon Yahudi’ye karşın Gazze, Batı Şeria ve İsrail sınırları içinde 7 milyon Filistinli var.
Lübnan, Ürdün ve Suriye gibi komşu ülkelerle birlikte çevre ülkelerde en az 200 milyon Arap yaşamaktadır.
Hesap kitap meselesi.
ABD’den aldığı F-35 uçakları da İsrail’i kurtaramaz.
İşin içine bir de İran füzeleri girerse iş toptan karışır.
Malatya’daki Kürecik üssü, Irak dahil Körfez’deki Amerikan varlığı ve Kıbrıs’taki İngiliz üsleri bile İsrail’i kurtarmaya yetmeyecektir.
Bu gerçeği en az benim kadar ABD yönetimi de görmektedir.
Ya İsrail’e baskı yapıp barışa zorlayacak ya da “ne halin varsa gör” diyecek.
İşte o zaman İsrailliler ölümle kalım arasında bir tercih yapacak ve iş işten geçmeden kararını verecek.
Yani işgal ettiği Filistin, Suriye ve Lübnan topraklarından çekilecek ve başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin Devleti’nin kurulmasına izin verecek ya da kendisi bilir.
Bir tavsiye:
“Dini saplantılar ve efsanelerinizden vazgeçin” biz de şu mafya-siyaset ilişkilerine göz atalım.
Hüsnü Mahalli/ KORKUSUZ GAZETESİ