Okumayanlar okusun.
O saçma sapan yazıya tepki olarak o gün Twitter hesabımda aynen şunları yazmıştım:
“Batuhan Yaşar’ın benimle ilgili Türkiye gazetesindeki yazısı bir ibret yazısıdır. Umarım Cumhurbaşkanı Erdoğan ve B.B. Yıldırım da okumuştur.
40 yıldır gazeteciyim ve bir çok geri zekalı ve aptal gazeteci gördüm ama bu türünü hiç görmemiştim”.
Bunları yazdım ama ne bu tipe ne de bana daha ağır hakaretlerde bulunan başkalarına ve onların tetikçiliğini yapan trollere dava açmadım çünkü onlar olmayan kişiliklerinin gereğini yapıyorlar.
Peki durduk yerde neden bu yazıyı hatırladım?
Çünkü “vakıa”nın bana “15 bin dolar ödeme yaptığını” söylediği BAE’nın Başkanı Muhammed Bin Zayid Çarşamba günü Ankara’daydı. Sağlık sorunlarım olmasaydı Ankara’ya gidip sözünü verdiği geri kalan dolarlarımı isteyecektim!
Kindar değilim ama gaddar hiç değilim.
Beddua etmek de bana göre değil.
Dönelim konumuza…
“Milyarlarca dolar bütçesi olan bir proje için bana 15 bin dolar ödeme yapmakla yetinen” BAE’nın “pinti” lideri Bin Zayid Çarşamba günü Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından muhteşem bir şekilde karşılandı, anlaşmalar imzalandı ve adamın Türkiye’de 10 milyar dolar yatırım yapacağı söylendi.
31 Ağustos’ta Erdoğan’ın telefonla aradığı Bin Zayid ile ilgili yandaş medyada ve özellikle İbrahim Karagül yönetiminde Yeni Şafak’ta inanılması güç yüzlerce haber ve yorum yayınlanmıştı.
En hafifinden ona “şerefsiz” denilmişti.
Yenilir ve yutulur cinsten değil ama kim ne yazdıysa tükürdüğünü yalayacak.
Çünkü onlar ve benzerleri gazeteci değil talimatla tetikçilik yapan “nev’i şahsına münhasır” tiplerdir.
Talimat gereği yakında hepsi Bin Zayid’in elini öpmek için sıraya girer çünkü adam medya işine girecekmiş.
CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın deyimiyle “Bunlar kaytansız fırıldak”.
Gelelim dış politikada çuvallayan iktidara…
Ağustos 2020’de BAE, İsrail ile barış anlaşması imzalayınca Cumhurbaşkanı Erdoğan “İlişkilerin askıya alınması ya da büyükelçinin geri çekilmesi” talimatı verdiğini söylemişti.
İçişleri Bakanı Soylu 19 Mayıs’ta “15 Temmuz ABD’nin talimatı ile oldu. BAE 15 Temmuz’un ABD ile birlikte faili. BAE; ABD’nin en önemli operasyonel partneri” demişti.
Milli Savunma Bakanı Akar 30 Temmuz 2020’de “BAE; Libya ve Suriye’de Türkiye’ye karşı zararlı hareketlerde bulunuyor ve zarar vermek amacıyla Türkiye karşıtı terör örgütlerini destekliyor. BAE küçüklüğünü ve etkisini göz önünde bulundurarak bunu yapmamalı. Doğru yer ve zamanda hesabını soracağız” demişti.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu “Türkiye’deki darbe kalkışmasına, hükümeti gayrı meşru yöntemlerle devirme çabalarına bir ülkenin 3 milyar dolar para desteğini sağladığını biliyoruz. Bu Müslüman ülke BAE’dir” demişti.
Adamlar 15 Temmuz darbesi için 3 milyar dolar bütçe ayırmış ama bana yalnızca 15 bin dolar ödeme yapmışlar!
Çok ayıp yakıştıramadım!
Neyse bu işin gırgır tarafı.
İşin ciddi tarafı ise Müslüman Kardeşleri deviren Sisi’ye destek veren, Libya’da Hafter’e arka çıkan, İsrail, Yunanistan, Kıbrıslı Rumlar ve Fransa ile birlikte her yerde ve her konuda Ankara’nın karşısında olan BAE’nin şimdi Türkiye’de on milyar dolarlık yatırım yapacağı söyleniyor.
Yapmaz.
Körfezdeki diğer yönetimler gibi İngiliz üretimi olan Bin Zayid ve ekibinin var olan politikalarından vazgeçeceğini sanmıyorum.
Ankara’ya gelmeden bir gün önce Ürdün Kralı Abdullah ile buluşan Bin Zayid önceki gün Sisi’yi arayarak Erdoğan’la görüşmesini anlatmış.
ABD ve İsrail’in bölgemizi yeniden dizayn etme projesinde (Yeni BOP) başrole soyunan Bin Zayid Ankara’yı bu projenin içine çekmek istiyor.
Bunun için de “AKP İslamcıları desteklemekten vazgeçmeli, İsrail ve Mısır’la barıştıktan sonra Esed’e yeniden Esad demeli”.
Gerisi çok kolay.
AKP’nin bu isteklere “evet” diyebilmesi için var olan dış ve iç politik tercihlerinden vazgeçmesi gerekiyor.
Geçer mi!
Keşke ama sanmam.
..
Not: Sedat Peker Abu Dabi’de ama Bin Zayid’in can düşmanı ve Nobel Barış Ödülü verilen Yemenli İslamcı Tevekkül Kirman İstanbul’da
HÜSNÜ MAHALLİ/KORKUSUZ