İdil Biret sekiz yaşındayken Paris konservatuvarının parlak öğrencisiydi. Milletler arası jüri üyelikleri, ondan evvel piyano ödülleri aldı. Bildiği dillerle bir usta piyanistin ötesinde olması gereken ve özlenen Türk entelektüelliğini temsil etti. Bu yıl 21 Kasım’da 80. yaşını tamamladı. İnsanlara bütün beşeriyetin seveceği bir müziği sevdirmeyi bildi. Nice uzun ömürler, sağlık içinde gönüllerimizi ve beyinlerimizi aydınlatmasını temenni ederiz.
Dünyanın tanınan ve sevilen piyanisti; İdil Biret. 1950’li yıllarda Demir Perde’yi delerek Sovyetler Birliği’nin birçok şehrinde, Bakü’de konserler veren, konserleri heyecanla izlenen, toplumların birbirini henüz yeterince tanımadığı bir dönemde Türkiye’nin adını ciddi musiki çevrelerine çıkaran bir İdil Biret var. Klasik Batı musikisinin ancak dar çevrelerde tutulduğu bir dönemde özellikle Ankara’daki yüksek tahsil gençliğinin bir rock konserine gider gibi konser salonunun kapılarına saldırdığı İdil Biret var.
SEKİZ YAŞINDA İLK KONSER
Dört yaşında bir çocukken Moda Mühürdar’da komşuları olan mülteci Profesör Fritz Neumark’ı büyüleyen, devlet reisimizin konservatuvarda konserini dinlediği ve özel bir kanun, “Harika Çocuklar Yasası” çıkarılarak kendi gibi yeteneklerle Avrupa’ya gönderildiği malum. Sekiz yaşında Paris konservatuvarının parlak öğrencisiydi ve radyoda ilk konserini verdi. Ünlü Alman piyanist Wilhem Kempff’in hayat boyu dostluğuna ve iltifatına nail oldu. Milletler arası jüri üyelikleri, ondan evvel piyano ödülleri aldı. Bunların hepsini biliyoruz.
İsmet İnönü, İdil Biret’in resitalini dinledikten sonra ‘Harika Çocuklar Yasası’ kapsamında onun Paris’e gönderilmesini sağlamıştı.
PARİS’İ İYİ BİLİYOR
Bazılarımızın bilmediği özellikleri üzerinde duralım. 1970’li yıllarda; Başbakan Ecevit hiçbir şeyle anılmazsa kendisine pasaport verilmeyen aydınlara pasaport vermekle anılacaktır ve rahmetli Müntekim Ökmen de bu sayede Paris’e gitti. Çevirdiği Fransız edebiyatından, romanlardan, haritalardan Paris’i ezbere biliyordu. İkinci arrondissement, yani “Marais” onun işçi semti olarak bildiği orijinal bölgeydi, oysa artık pek öyle değildi, dönüşüme uğramıştı. Bohemlerin, Amerikalı paralı maceraperestlerin, orta şeker Fransız entelektüellerinin oturduğu bir bölgeydi. Müntekim Bey koca Paris’in proleter mahallerini merak etti. Kendisine Fransız başkentinin semtlerini inceden inceye tarif eden İdil Biret’ti. Bu ünlü konser piyanisti, adeta Komünist Parti’nin propaganda şefine parmak ısırtacak derecede Paris’in sosyal coğrafyasını biliyordu.
MÜZİK OTORİTESİ
Türk tarihiyle ilgili herhangi bir yeni çıkan kitap onun dikkatinden ve bilgisinden kurtulamıyordu. Uluslararası konumundan istifade ile ucuz propaganda da hiç yapmadı. Onun podyuma çıkışı sadece müziğiyleydi ve o hep büyük bir müzik otoritesi olarak kaldı. Bildiği dillerle bir usta piyanistin ötesinde olması gereken ve özlenen Türk entelektüelliğini temsil etti. Bugün entelijansiyamızın çoğu henüz bu vasıflara sahip değil.
BİLGE BİR KİŞİLİK
Hakkında yazılanlar, Dominique Xardel ve nice makaleler İdil’i tarif etmeye yetmiyor. Bu yıl 21 Kasım’da 80. yaşını tamamladı. Dolu dolu bir ömrün çoğunu hatırlıyor. Bilge bir kişilik, yurdunu, müziğini tanıyor, seviyor, coğrafyasını biliyor. İnsanlara bütün beşeriyetin seveceği bir müziği sevdirmeyi bildi. Nice uzun ömürler, sağlık içinde gönüllerimizi ve beyinlerimizi aydınlatmasını temenni ederiz.
İLBER ORTAYLI/HÜRRİYET