İKİ GÜZELLİK BİZE HARAM
Ve nihayet...
Yerli otomobilde sona gelmişiz.
Üretim yapılacak şehir bile belli olmuş.
Onlarca yıllık gecikme de olsa buna şükür ..
Artık, zararın neresinden dönersen kar diyeceğiz.
Müjdeler olsun Milletime.
Bu hale gelebilmiş olması da çok güzel...
Emeği geçenin, gayret edenin, gönül verenin ecdadı nurda yatsın.
Ancak;
üretim yeri neden Bursa ?
Biz, iki güzelliği bir arada hiç göremeyecek miyiz.
Buna kim ya da kimler karar veriyor.
Kıstasları, kriterleri ne ?
Hangi veriler ya da hangi öncelikler dikkate alınıyor.
Biz, daha ne kadar tarıma, toprağa ve yeşile mirasyedi olacağız.
Doymadınız mı, zeytinlikleri sökmekten?
Usanmadınız mı, o güzelim toprakları betona, demire çevirmekten?
Utanmıyor musunuz, kestane şekerini zehir etmekten?
Bu heyet içinde hiç mi bir vicdan sahibi yok.
Merhametinizi hepten mi yitirdiniz.
Mesela;
neden Güneydoğuya yapıp göçü durdurmazsınız.
Neden Doğuya yapıp Erzurum´un, Kars´ın yüzünü güldürmez siniz.
Neden Sivas´a, Yozgat´a yapıp, yüz binlerce garibanın makus talihinin belini kırmazsınız.
Yüz binlerce dönüm ot bitmez arazi var buralarda.
Hem tarıma zarar vermez hem de o bölgeleri ihya edersiniz.
Bursa şişmiş yürüyemiyor.
Toprakları yağmalanmış nefes alamıyor.
" Yeşil Bursa " zaten olmuş " Beton Bursa "
Bu kadar kötülük, artık yetmez mi ?
kafi gelmez mi bu kadar garez,
Sahi,
bu ülkenin;
- hop arkadaş!
Bursa´nın birinci sınıf tarım arazilerine fabrika yaptırmam,
zeytinlikleri, kestanelikleri, şeftali bahçelerini harap ettirmem...
diyecek bir Tarım Bakanı yok mu yahu.
Eğer onu bile diyemiyorsa; o Bakanlık niye var ?
Yoksa,
Et, ot, arpa ithal etmek için Bakanlık mı kurulurmuş...
