İKTİDARLARA BAŞ EĞDİREN VİRÜS!
Her şeyin tadı kaçtı. Hayat ister istemez durma noktasına geldi. Çünkü can derdindeyiz. Öyle ki, Krona-2, insanların bedenine girip ta akciğerine kadar inerek orada yaşamak için mücadele veriyor, biz, içimizden bizi vuracak olan, o kendisi küçük, yaptığı tahribat büyük olan canlının varlığına son vermek için mücadele ediyoruz.
Haliyle savaştayız.
Dikkat ediyor musunuz? Birbirine düşman olan insanlık, bizzat kendisi tehdit altına girince, ortak düşmanı yok etmek için dünyanın herhangi bir yerinden gelecek mucize ilacı beklemeye koyuldu.
Hâlbuki ortam eskisine dönünce bu defa virüs değil, bizzat düşmanlarımız olan öteki insanlar bize saldıracak.
İşte diyalektik bu.
Korona-2, küresel bir insanlık anlayışı ve felsefesi oluşturabilecek mi bilmiyorum. Lakin mevcut haliyle bütün dinleri etkiledi.
Avrupa´da kiliseler, Türkiye´de camiler, İslam´ın kalbi Kâbe´de umre ziyaretleri yasaklandı. Bunu en katı savaşlar bile başaramazdı.
Korona-2 her dinin müminini evine hapsederek, kutsalı ile arasına mesafe koydu.
Vatikan´da Papa milyonları dev katedralin önüne toplayıp vaaz etmiyor. Erteledi.
Söyler misiniz, Papa´ya bunu yaptıran kim?
Silahın gücü mü?
Hayır!
Küçücük, mikroskopla bile görülmeyen virüs yaptırdı.
Türkiye´deki elçiliğinde gazeteciyi adam göndertip lime lime doğratan Suudi Kralını dize getiren de o.
Ekonomileri etkileyen, sporu erteleten, dev uçak gemilerini, uzun menzilli füzeleri, elektronik radar sistemlerini işe yaramaz gösteren de o.
O kim?
Bir canlı..
Biyolojik bir varlık.
Ateist değilim. Bana göre, Tanrı´nın gücü bu. Görünmez varlıklar, bütün insanların sonunu getirebilir.
Büyüklenmene gerek yok insanoğlu!
İşte bak, sadece bir tek virüs; seni, bütün zevklerini, bütün yaşam standartlarını, ansızın ortaya çıkıp işlevsiz kılabiliyor.
Çaresizsin.
Aynı anda bir değil de on farklı virüs çıksa ne yapacağız?
Bilmiyorum.
Öyle ise doğal düzeni bozma, bozdurma. Ekosisteme yapılan bütün yanlışları durdur ki, bozulan sistem, seni tehdit edecek virüsler üretmesin.
Ey, adalet hukukunu elinde tutanlar!
Gözle görülmeyen virüse meydan okuyabilir misiniz?
Kesinlikle okuyamazsınız..
Öyle ise, hakkı sahibine teslim edin.
Yaşadıklarımız size bir nefis muhasebesi yaptırsın. Özeleştirinizi hemen şimdi yapın. Sadece siz değil, bütün iktidar sahipleri de yapsın.
Halinizi görüyor musunuz.
Büyük güç sahipleri? Hani herkese, hepimize meydan okuyordunuz. Ne oldu? Küçücük bir canlı aranıza mesafe koydu. Artık toplantılarınızda isteseniz de yan yana oturamıyorsunuz. Dünyevi iktidarın doruğunda olsanız da doğanın gücüne yenik düşüyorsunuz.
İlginç değil mi?
Öyle ise ne zaman hakkı sahiplerine hak ettikleri gibi vereceksiniz?
Haksız tutuklamalar, torpilli işe almalar, yandaşa ihale vermeler, kamu malını sınırsızca kişiselleştirmeler kitaplara döküldü. Trilyonlara ve milyarlara hükmeden sizler, neden minicik korona-2´ye karşı bu kadar çaresizsiniz? Siz istediklerinizi ona yaptıramıyorsunuz ama o size baş eğdiriyor ve istediklerini yaptırıyor.
Bütün iktidarlar dedim, size söylüyorum: Haydin, ideolojilerinizle, partilerinizle yenin Korona´yı da görelim.
Sözde "Allah´ ile konuştuğunu söyleyenler (haşa), halen daha, gaipten haber alanlar, şu virüsü herkesin gözü önünde, sizin yendiğinizi belli edecek şekilde mahvedin de görelim.
Yapamazsınız.
Çünkü o, Allah´ın bütün yalancıların ipini pazara çıkardığı, bütün siyasal güçleri insanlık önünde nasıl ezdiğine dair apaçık bir delildir.
Yeniçağ GAZETESİ/ Ahmet GÜRSOY