İRONİK BİR BAYRAM YAZISI
“Selaamün aleyküm Seferaa, nassın, niidiyon?”
“Ve aleykümselaam hoca. Nerden geliyon?”
“Dünürün Hacıyâguptan. Evinin önündeki şırıl şırıl dere kıyısında oturduk biraz, çay içtik. Lojmanıma gitar çalışmaya gidiyom. Eeee, hayırlı uğurlu olsun, seçimi kazandınız.”
“Keh keh keh… La ben saa birez sağdan gel demiyom mu? Senin solcular yine gaybettiniz.”
“Olsun Seferaa, beni bilirsin. Ben kalben senin taraftayım. Ama benim solcuları da boş geçme, kalben senin taraftayız.”
“De get la başımdan, ağşam yemeğe gel. Ayşa bulgur pılavı bişirdi, tam senin sevdiğin gibi, guyruk yağlı, tereyağlı.”
“Akşam sizdeyim. Lavaş da hazırla. Çay demli olsun. Kardeşin Âdilaa kurbanlık kuzuların hepsini sattı mı?”
“He la sattı. Ben de ondan aldım, zabah keseceğik.”
“O halde sabah bayram namazından sonra sendeyim. Kavurmayı hazırla. Çay, lavaş, peynir, kuzu kavurma, varsa karpuz da olsun. Bahattin imamı da davet et.”
“La o öldü on sene evvel.”
“Biz de öldük Seferaa on sene kadar evvel. Davet et, belki gelir.”
***
Kurban Bayramınız kutlu olsun, mübârek olsun.