SPHM ÖZEL HABER
Uzman Sinan Doğan Uluslararası Geçmişten Günümüze Sinop´ta Türk-İslam Kültürü Sempozyumda, Eratna Ve Kadı Burhaneddin Devletleri Döneminde Din Ve Devlet İlişkilerinde kullanılan Sosyolojik Yöntemler adlı bildirisi ile günümüze ışık tutmaya devam etti.
Hemşehrimiz Uzman Sinan Doğan İlhanlı/Eratna/kadı Burhaneddin döneminde devlet?iktidar gücü kontrol dâhilinde dini zümreler desteklenirken, dini zümrelerin, kendi aralarında veya devletin egemenliği üzerinde siyasi güç kurmasına da izin verilmemiştir şeklindeki konuşmasıyla topluma önemli mesajlar vermeye devam etti.
DOĞAN, şunları ifade etti; ?İlhanlı/Eratna/kadı Burhaneddin dönemindeki din ve devlet ilişkisi, diğer İslam devletlerinden çok farklı bir süreç izlemiştir. İlhanlı/Eratna iktidarı, egemenliğini belirli bir kaynağa dayandırmak ve böylece iktidarına geçerlilik, süreklilik ve daha da önemlisi ?meşruiyet? kazandırmak ihtiyacı hissetmekle birlikte döneminin kuramsal bakışıyla yeni bir dini toplumsal tahayyül inşa etmeye çalışmışlardır. İlhanlı/Eratna/Kadı Burhaneddin´in siyasi egemenliğindeki Anadolu topraklarında, devlet iktidar gücü kontrolünde dini örgütlenmeleri gerçekleştirmiştir. Dini zümreleri, bu örgütlenmenin alt şubeleri haline getirilme ve kullanma yoluna gidilmiştir. Toplumun zihniyet yapısına, ruhi bir derinlik, ahlâkî bir yücelik ve fikri bir genişlik kazandırabilecek şekilde devlet?iktidar gücü kontrol dâhilinde dini zümreler desteklenmiştir. Dini zümrelere karşı eşit ve dengeli siyaset izlenmiştir. Dini zümrelerin, kendi aralarında veya devletin egemenliği üzerinde siyasi güç kurmasına da izin verilmemiştir. İlhanlı/Eratna Kadı Burhaneddin döneminde izlenen dini stratejik ve yöntemlerle Anadolu´da ?´devletin egemenliği korumak ve geliştirmek amacı güdülmüştür. Bu nedenle dini zümreler üzerindeki kontrolü de elden bırakılmamıştır. İlhanlı/Eratna/Kadı Burhaneddin dönemindeki kültürel havzada gelişen Safeviyye ve Halvetiyye Ekberiler,Kübrevîler, Vefâilik, Mevlevîlik,Kalendirîlik gibi dini zümreler, kurumsal ve siyasî tecrübelerin aslî ilkelere aykırı olmamak şartıyla yeni bir dini toplumsal tahayyül inşasında görevlerinde bulunmuştur.?