KADIN VE AİLE
Aile bir devletin ve milletin en küçük sosyal yapısı olarak karşımıza çıkıyor. Peki bu sosyal yapının önemini ve gerekliliğini biliyor muyuz? İslamiyet öncesi Türk toplumunda kadın ve erkek eşitliği olup, kadın aile ve devlet işlerinde erkek ile aynı sorumluluğa ve haklara sahipti. Eski Türk devletlerinde divan (günümüz meclis) toplantılarında hakanın yanında kadınlarda hatun sıfatıyla toplantılara katılır ve görüş bildirirdi. Cengiz hanın bir divan toplantısında, katılan herkes kendini tanıttıktan sonra; Cengiz Han söze girer ve eşini göstererek “Ben sizin Han’ınızım bu da benim Han’ım” diyerek kadının divandaki yerini ve önemini vurgulamıştır. İslamiyet sonrası Türk toplumunda ise Kadın; Her ne kadar cahiliye döneminden sonra islamla birlikte kadına hak ettiği önem ve değer verilmiş olsa da, Ortadoğu ve Arap kültürü ile zamanla yozlaşmış ve Türk kültürünü de etkilemiştir.
Fakat bu etki sınırlı kalmış hatta Cihan padişahı Kanuni Sultan Süleyman, Hürrem sultanı cariyelikten azat ettikten sonra nikah kıymıştır. Cumhuriyet döneminde de kadının önemi atlanmamış ve dünyada seçme ve seçilme hakkı verilen ilk ülkelerden birisi olmuştur. Fakat son yıllarda kadınlarımız birey olmaktan, anne olmaktan, eş olmaktan çıkartılmış ve obje haline getirilmiştir. Bu durum kadının aile içindeki yerini sarsmış ve ailelerde maalesef bozulmalar olmuştur. Her ne kadar çocuk yetiştirmede anne ve babanın rolü aynı da olsa, her insanın ilk arkadaşı annesi oluyor.
Anneden aldığı eğitim ve gördüğü terbiye ile topluma birey olarak entegre oluyor. Obje haline gelen kadınlarımız ya annelikten uzak duruyor, yada yanlış rol model oluyor. Bu da toplumun yozlaşmasına neden oluyor. Peki erkeğin hiç rolü yok mu diye soru yöneltebiliriz. Fakat her erkeği de bir kadının yetiştirdiğini unutmayalım.
Erkekten, toplumdan, eşten baskı gören kadın erkek çocuğunu, kendini koruması içgüdüsü ile yanlış yetiştiriyor. Sen yaparsın oğlum, erkek se yapar, erkek dediğin böyle olur gibi söylemler bireyi ileri yaşlarda toplum ve kadın düşmanı yapıyor.
Bu kısır döngüyü kırarak daha iyi ve mutlu aileler kurmamız gerekli. Mutlu aile, mutlu toplum ve güçlü devletin yapı taşıdır. Erkek olarak eşlerimizin değerini, kadın olarak çocuklarımızın kıymetini bilmeli ve ona göre davranmalıyız
