Kepçe, KALE´ye Daldı

Kepçe, KALE´ye Daldı

Kale için önemli düşünceler yıllardır dillerde dolaşırken, Başkan AYDIN, yol genişletmek için KALE´yi kırpmaya başladı. Olası büyük bir Kale Projesi için düşünceler geliştirilmesi gerekirken, KALE´nin budanmasının amacı merak ediliyor.

 

Ünlü Mimar Turgut CANSEVER´in Kale ve civarı için ortaya koyduğu düşünceler silsilesi kuşa döndü. SSK binasının da ilerde yıkılacak olması, Kale ile bütünlük arz edip etmeyeceği soru işaretlerini akıllara getirirken, Başkan AYDIN´ın yol genişletmek için Kale´yi kırpması analiz edilemiyor.

SİT alanı olduğu her fırsatta dile getirilen lakin kıyısından köşesinden kırpma girişiminin ne amacı olduğu merak ediliyor. Kale´nin etrafının genişletilip, Kale Evleri ve Film Platosu anlamında değerlendirilmesi iktiza ederken, yol genişletme zayıf düşüncesi ile ne yapılmak istendiği bilinmiyor.

SSK hastanesinin taşınması sonrasında zaten trafik yoğunluğunun orada düşeceği bilinirken, neden SSK taşınması sonrasında yolun genişletilmeye çalışıldığı ise merak ediliyor.

Hastanenin tam kapasite ile çalıştığı zaman buraya bir müdahalenin yapılmadığı, hastane taşınır taşınmaz ise hemen harekete geçilerek yolun genişletilmeye çalışılması ise değişik yorumlamalara neden oluyor.



Anahtar Kelimeler: Kepçe KALE Daldı
İbrahim
19.12.2015 20:38:56
Arsayı alana kolaylık olur. Yıllarca orada muayene olan hastalara eziyet edildi. Şimdi de yol genişletiliyor. Akıllara ziyan, ne diyelim.

tolga
20.12.2015 02:40:18
Sami bey mahallenin halkın sesini duydu ve yolu genişletmeye başladı, bu defa başkanın yanındayız, yapılan iş çok doğru ve yerindedir, o yolda hergün bela kaza oluyordu, çıkmaz sokak bile var orda, esen sokak, inşallah bu sokağıda açar trafiğe,,

sedat
20.12.2015 02:52:22
YAPILAN İŞ DOĞRU VE GEÇ KALINMIŞ BİR İŞTİR, BU YOL AŞAĞIYA SAĞLIK OCAĞINA KADAR UZATIMALI VE GENİŞLETİLMELİDİR,

taner
20.12.2015 09:37:11
ŞİMDİ ben oradaki daire fiyatlarını merak etmeye başladım, hani yol açıldıya fiyatlar zıplayacak::)) sivas böyle, yol açılır, hastane yapılır fiyatlar gümm::))Allahın karşıyakasında bile arsa fiyatları istanbulu geçmiş, sanki neyse.. neysesi şu tren sesi duyulduya::(( sanki trenden gelen geçen para atacak... trajı komik sivas işleri..............

Faruk bal
20.12.2015 14:03:31
Bazı fındık kafalılar çok güzel olmuş diyor bizde genişletilmesini istedik ama hastane çslışırken niye yapmadın

AHPER DELİCAN
23.12.2015 10:01:57
KALENİN KADERİNİ DEĞİŞTİRECEK YAZI... İnsanlar sahip oldukları değerleri ne yazık ki kaybettikten sonra fark ediyor. Sivas´ta da pek çok tarih, kültür ve doğal alan kaybedildikten sonra yazılıp çizilmeye anlatılmaya, değer kazanmaya başlıyor. Kültür Kenti Sivas diye adlandırdığımız ama o isme uygun hareket etmediğimiz memleketin önemli ve yıllardır kangren olmuş bir sorunu da Kale olsa gerek. Bir kentin tarih açısından en önemli eseri olan Kale, ilimizde ne yazık ki içler acısı bir halde bulunuyor. Şehir içi tabelalar Kale´yi kahverengi olarak gösterse de dışarıdan gelen yabancılar gördüklerine inanamıyor. Çünkü ne ortada bir kale var, ne eski fotoğrafı bulunuyor ne de bir bilgi notu! Aslında Sivas´ta Kale denilince akla surlar, yer altı geçitleri, sarnıçlar, kapılar, kuleler vs gelmesi gerekiyor ancak orada orta halli bir park ve gazino türü mekânlar bulunuyor. Şu günlerde Sivas Kalesini tekrar hayata geçirme projesi var mıdır bilmiyorum ama Sivas Kalesi´nin hala yaşadığı bir gerçektir. Yani şehir merkezinde gizemli bir tarihin saklı olduğu, bu tarihi eserinde kent turizmine kazandırılması gerektiği apaçık ortadadır! Sivas Kalesi 1944´de dönemin Belediye Başkanı Rahmi Günay tarafından çarpık yapılaşmaya son vermek ve çirkin görüntüyü ortadan kaldırmak amacıyla dümdüz hale getirilmiştir. O günlerde Tarihi Saat Kulesi de bu çalışmadan nasibini almış, yerine 4 Eylül ve Atatürk Anıtı projesi hayata geçirilmeye çalışılmıştır. Kaleden sökülen pek çok sur taşı kaleyi çevreleyen duvar olarak kullanılmış, taşların fazla olması nedeniyle at arabaları aylarca lüzum görülen pek çok semte sur taşlarını taşımıştır. Hatta beş ila altı metre arasında tesviye edilen tepenin moloz ve toprağı bugünkü bayrak direğinin bulunduğu çukur bölgeye yayılarak düzeltilirken beyaz ve mavi desenli çinilerle kaplı bir duvarla, zemini altı köşeli tuğlalarla döşenmiş bir oda ortaya çıkmıştır. Çiniler ve tuğlalar kazma darbeleri ile parçalanırken çinilerin büyük parçalarından birkaç adedi o zamanlar müze olan Gök Medreseye götürülmüştür. Diğer bir tarafta ise üç metre boyunda, 50-60 santim çapında maviyle yeşil karışımı renkte yüzeyi cam gibi parlak ve düzgün bir sütun çıkmıştır. Bugünkü bayrak direğinin bulunduğu yerde bir yıl kadar bekledikten sonra ustalar tarafından ortadan ikiye bölünen sütun çay bahçesine inen merdivenlerin her iki başına dekor için dikildikten birkaç yıl sonra ortadan kaybolmuştur. Sivaslıların pek çoğunda Kale ile ilgili bir anı mutlaka vardır! 1945´de Kale´nin çevre düzenlemeleri esnasında belediye işçilerinden biri doğu kısımda Kale´nin demir kapısının üst kısmını bulup işaret koymuşsa da, zamanla bu alana evler yapıldığı için işaret kaybolmuştur. Yine aynı yıllarda 2 metre genişliğindeki taştan yapılmış kuyuya düşen bir köpeği çıkarmak için urganla buraya inen bir vatandaşta kuyunun güney tarafında demir bir kapı gördüğünü söylemiştir. Sonraki yıllarda Kale´nin altına doğru uzayan ve henüz kapatılmamış olan mağaralardan birine giren iki arkadaştan biri çıkmış, diğeri ise ileri doğru gidip bir daha dönememiştir. Abdi Ağa Konağının arkasında da 1950´li yıllarda yine bir dehliz alanı tespit edilmiştir. 1970´li yıllarda ise Kale´nin o dönemki bekçisi bölgedeki dehlizlerden birine düşerek uzun süre yardım beklemiş yardım sesleri ile bulunduğu yerden çıkarılarak çukur, toprakla doldurulmuştur. 1980´lerin başında kalenin Şeyh Çoban´a bakan yolunda ani bir çökme olmuş, yapılan incelemede yer altından insan eliyle yapılmış ve bir minibüsün geçebileceği büyüklükte Kale´nin altına giden bir tünel tespit edilmiştir. Su sesleri ve hava akımı görülen tünel, zamanın belediyesi tarafından tonlarca toprak taşınarak doldurulmuştur. Gelelim Kale´nin birde bilimsel tarafına? İlk kez 1946´da Türk Tarih Kurumu´ndan Doç. Dr. Tahsin ÖZGÜÇ başkanlığındaki heyet bölgede kazı amaçlı 3 ocak açmıştır. Kazılarda üstün bir teknikle işlenen iri kalker blokların üst üste ve düzenli sıralar halinde dizilmesiyle sağlanan geniş ve sağlam yapının kalın sıvalı duvarlarından bir kısmı açığa çıkmıştır. Genişliği 260 cm, uzunluğu 6 m olan dikdörtgen biçimli odanın tabanı iri ve horasanla çimentolandırılmış taşlarla döşeli olduğu belirtilmiştir. Buna bağlanan ikinci hücrenin duvarları ile onun önündeki iki hücreli ve aynı teknik özellikteki toprak altında ocağın henüz kazılmayan kısımlarına doğru devam ettiği yazılmıştır. Bütün bu kalıntıların büyük ve küçük hücreli iki bina olduğu anlaşılmış, buraların kale içerisinde askeri birer yapı ya da ambar olduğu düşünülmüştür. Hatta kazılarda çini ve çanak çömlek parçaları ile bir miktar sikke de bulunmuştur. Sikkenin Anadolu Selçuklularından II. Rükneddin Süleyman Şah´a ait olduğu incelemeler sonrasında tespit edilmiştir. Selçuklular zamanında yapıldığı düşünülen Sivas Kalesinin Osmanlılar zamanında da kullanıldığı ve restore edildiği ortaya çıkmıştır. Ancak kalenin toprak tabakalarının en altında kalınlığı 2 m olan ve Hitit eserlerinin tespit edildiği katman bulunmuştur ki buranın M.Ö. ikinci bin yılda iskân edildiği düşünülmektedir. Alanda bulunan çanak çömleklerin özellikleri de Hititlere ait olduğu bilinen şehirlerin doğudaki ilk mümessilinin Sivas olduğu gerçeğini ortaya çıkarmaktadır. O dönem yapılan kazı sonucunda Kale´de daha derin ve kapsamlı sondajlar yapılması gerekliliği vurgulanmıştır. Ancak bu çalışmalar günümüze kadar yapılmamış ve aradan 70 yıl gibi uzun bir süre geçmiştir. XVII. yüzyılda Evliya Çelebi´nin Seyahatnamesi´nde ?200 neferat (asker) hanesi, bir cami, galle (tahıl) ambarları, cephane gibi alanlardan bahsetmesi odur ki bu bilgi Selçuklu yapılarının ünlü seyyah zamanında da kullanıldığını ortaya koymaktadır. Gelişen teknoloji ve ekipmana rağmen hala bir çalışma yapılmamasının hüznünü yaşayan Sivas Kalesi, çevresi ile birlikte mekruh bir haldedir. 70 yıldır beklediğimiz kazıların ivedi şekilde başlamasını ve Tarihi Sivas Kalesi´nin biran önce gün yüzüne çıkmasını ümit ediyor, bu muhteşem eserin Sivas´a kazandırılarak bölgenin turizm amaçlı değerlendirilmesini sabırla bekliyoruz. Bir 70 yıl daha geçmemesi dileğiyle?

sefilix
23.12.2015 10:28:36
faruk bey ne alaka ne yapılıyorsa bizim için yapılıyor vatandaşa hizmet. ben gayet memnunum . sit alanı falan olduğunu düşünmüyorum. hastane çalışırken yapılmamasının nedeni sadece yolun kıymetini anlayın mantığı olabilir. Büyüklerimizin mutlaka bir bildiği var demek ki. Durmak yok yola devam. Hastanemizde çok güzel oldu.