Tarih: 15.08.2021 08:59

KİM SUÇLU?

Facebook Twitter Linked-in

KİM SUÇLU?

2021 yılı başından beri ve özellikle yaz aylarında, Kanada da, ABD de, Rusya da, İspanya da, İtalya da, Yunanistan da, Cezayir de anormal sayıda ve eş zamanlı yangınlar çıkıyor ve ormanlar yanıyor. Ülkemiz de aynı felakete maruz kaldı ve on binlerce hektar orman yandı, kül oldu.

İktidar, yangını çıkaran hainleri henüz açıklamadı ama bu yangınlardan dolayı ülkenin neredeyse yarısını, dolaylı olarak siyaseten hain ilan etti. Hadi, biz de bol miktarda hain var, diyelim! ABD de, Rusya da, Yunanistan da, İspanya da, İtalya da, ne var acaba? Muhalefet, yangın söndürme helikopterleri, yangın söndürme uçakları, THK’nun uçakları nerede, 128 milyar dolar nerede diye, iktidara sordukça, hainlik söylemleri daha da arttı.

Neden mi? Çünkü, orman yangınları başladığında, yangınlara müdahale edecek yeterli sayıda uçağımızın olmadığı, THK uçaklarının hangarlara çekildiği ortaya çıktı.

Belki birkaç yangın için yeterli olabilecek bir hazırlık vardı ama aynı anda on beş, yirmi yangına müdahale edebilecek bir öngörünün yapılmamış olduğu anlaşıldı. Bu tür afetlerde bir stratejimizin ve yeterli tedbirimizin olmadığı görüldü. Onun için adeta “suçlu bağırsın ki, suçsuzun ödü kopsun” politikasına geçildi…

Tam yangın felaketi geçti derken, Sinop’un Ayancık, Bartın’ın Ulus, Kastamonu’nun Bozkurt ilçelerinde ağır bir sel felaketi yaşandı. Felaket selden gelince, bu kez hain aranmadı…

İnsanlığın ortak olarak işlediği “habitat” suçları, bütün dünyayı öyle bir yere götürüyor ki, esasında herkes suçlu… Herkes suçlu ama yönetenler, yetkili ve sorumlu olanlar asıl suçlu…

Derenin yatağını, imara açarsan veya imarsız bile olsa oralara, bina yapılmasına göz yumarsan ve bunların sonuçlarının yaratacağı felaketleri öngöremezsen, devlet ve millet olarak herkes suçludur ama yönetenler ve yetkililer daha suçludur…

Fay hatlarını imara açarsan, imar barışı diye af çıkarırsan, bütün ülkeyi ve zenginliği üç beş şehre yığarsan, “deprem öldürmez, dayanıksız bina öldürür gerçeğini hala anlamamışsan”, İstanbul da depremin geleceğini bile bile hala yapı stokunu yenileyememişsen, kim suçlu?

Küresel iklim değişikliği en açık hali ve bilimsel olarak önümüzde dururken, bu doğa olaylarının felakete dönüşmesini seyredersen, önceden tedbir almaz, aymazlık gösterirsen, kim suçlu?

Bilimin ve aklın ışığından sapanların, akılsızların, cahillerin, ahlaksızların ve hatta Allah ile aldatanların cezasını, bütün ülke olarak ve hatta bütün dünya olarak çekiyoruz ve görünüşe bakılırsa daha çok çekeceğiz…

Cuma namazı öncesinde hoca vaaz ediyor. Yeni yapılan Sivas Merkez camisini eleştirenleri adeta fitneci olarak suçluyor. Aslında aklın, bilimin ve vicdanın ışığında, konu ile ilgili eleştirileri anlasa, sorsa, öğrense, muhakeme etse, ona göre bir sonuca varsa ve ondan sonra bulunduğu etkin konumdan, görüşünü toplumla paylaşsa ne kadar hoş olur…

İbadet için yapılan bir mabet, şehir planlama kriterlerine uymuyorsa, tarihi meydanı baskılayacak ve silueti bozacak bir büyüklükte yapılıyorsa, çevresel ve fonksiyonel olarak etrafında yedi tane daha cami varken ihtiyaç mı, sorusuna cevap veremiyorsa, inşaatı için kamu bütçesinden para aktarılıyorsa, sadece gösteriş için mabet yapma duygusu ile hareket ediliyorsa ve bunları eleştirenler, adeta fitnecilik ile suçlanabiliyorsa, bilmem ki ne demeli?

Sen gel, dere yatağına bina yap, yaptır, yapanlara göz yum, sonrada Allah’tan gelen afet deyip, kenara çekil… Bilmem ki, başka ne demeli?..

Tacettin KEPENEK




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —