Kirkor ve Arife Ana

Kirkor ve Arife Ana

Üzeyir YİĞİT Yazdı

-Düştüğüm yerden doğrulamayınca kolumun kırıldığını hissettim. 
-Eee hayatımıza bırakın bilgisayar uzantılı objeleri, henüz plastik oyuncak bile girmemiş. Önceki nesillerden nakleden oyunların yanında, bir de kendimizin yaratıcı, az da tehlikeleri olan oyunlarından birinde idi belki 1984.

Anam, babam evde yok, sağ elimi yana düşürüp diğer yandan, bağırma ile ağlamanın ortasında bir sesle aramızı bir dar sokağın böldüğü Nanik Ebenin evine doğru koştuğumu bilirim. Arkamdan Abim ve kardeşim. 
-Evet, Kirkor amcanın Arife Anası gibi her mahallenin bir ebesi, bir anası elbette vardı. İyi ki de varlardı... 
-Nanik Ebe
, 1986´dan geriye doğru belki de 30 yıl içinde köyde ve mahallede kim doğdu, kimin bir yerine bir şey oldu ise, onun ebesi, merhemi ve doktoru idi. 

-Başımızı sıvazlayan eli bile şifa idi sanırım. O sebepledir ki, bizim kuşak fazla doktor yüzü görmedi. Hem doktor, bizim için ulaşılmaz idi.

Düğün arabası üç tane zarf atmamak için, daha kaldırımları olmayan Çayboyu Caddesinde, Kıymet ablanın fırını önünde ayağımı çiğneyerek bir kaç yerden kırıp ezdiğinde, yine Ebemin elleri idi beni şifaya kavuşturan.  
-Kirkor Değirmenciyan çocukluğunda şifa bulduğu sınıhçı Arife anayı rahmetle yad ederken, neredeyse artık son bizim neslin muhatap olduğu bu kıymetli değerlerimize bizim de bir vefa borcumuz olduğunu anımsadım. 
-Nanik ebe öldüğü güne kadar, sokak veya kapıda bizimle konuştuğunda, hakkını ödememizin şartı olarak, büyüyüp işe girdiğimizde üzüm, çerez getirmemizi isterdi. Ya da tek bana derdi. Mekanı nur olsun.

Gıyabında yaptığım şeyler oldu. Çocukluğumuzun vazgeçilmezleriydi. 
-Şimdi hekimler bile onların yarısını bilmez. Karnımız ağrıdığında, çıban çıktığında, baş ağrısına, hatta gönül ağrılarına bile iyi gelen bütün ana ve ebelerimizin hatırası için dua etmenizi isterim. 
-Teşekkür ederim Kirkor Değirmenciyan... 
***

-Sivas´ın değerlerini ve kültürel devamlılığını sağlamak için toplumsal mozaik dediğimiz farklılıklarımıza kucak açmalı.

Ortak geçmiş kültürümüzün hafızasını yeniden oluşturmalıyız. O sebeple bu yaşında yakın tarihe ışık tutan Kirkor ve benzeri kişilerin kıymetini bilmek ve Alevilerle Sünniler henüz iç içe iken kültürel mimaride birliktelik projeleri yapmamız gerekmektedir.

Sivas´ın gerçeği olan ve son Osmanlı nüfus sayımında Sivas Eyaletinde 150 bin civarı olan Ermeni komşularımızı baba yurtlarına geri getirme ve görmelerini sağlama projeleri yapmalıyız.  
-Kirkor Beyin dediği gibi ?Bezirci mahallesi bildiğin BM idi? sözü gereği, Sayın Valimiz inşallah öncülük eder, bu farklı kimliklerle bir araya gelme ve kültürel etkileşim haftası gibi etkinlik başlatır  ilimizde.



Anahtar Kelimeler: Kirkor Arife
Üzeyir Yiğit
7.03.2019 23:19:00
Maalesef lakin kafa yarıklarını yaradan saymıyoruz. Çok derin olursa! Tütün basma, yağ ve bez yakıp koyma vardı... Çocukluğumuzun büyüklerine Rabbim hayatta veya değil hepsine merhamet etsin

Mehmet BEDİROĞLU
7.03.2019 09:46:37
Sevgili Üzeyir Kardeşim, Senin kafanda taşın yarmış olduğu izler de çoktur. Bir kısmı kendi şergadalığından olsa da çoğu bizim yüzümüzdendir. Çünkü sen mahallenin hamisi, senden küçüklerin abisi idin. Ve bir kısım tıbbi müdahale ekibi; Nanik Ebe, Şakirin Kızı, Mesük Abla Rabbimden ölenlere rahmet yaşayanlara huzurlu, sağlıklı ve mutlu bir hayat diliyorum.